- 991 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYAKÜSTÜ YAZILAR-7
Günü birinde yağmur yağar, bardaktan boşalırcasına; ve iki sevgili mağaraya koşar filmlerdeki gibi.Fakat her şey filmlerdeki gibi olmaz,çünkü yağmur daha da şiddetlenir ve bir heyelan sonucu mağaranın ağzı kapanır. sonra mağaranın üstündeki açıklıktan sular içeri girmeye başlar ve iki sevgili içeriye dolan sunda boğulurlarlar.ikisi yüzme biliyorlar mıydı? Ben de bilmiyorum...Aslında erkek biliyordu fakat bir aydır kıza sarılmamıştı,fırsattan istifade sarılmak istemişti. Ve gerçeği söylemek gerekirse ikisi sevgili değildi.Sadece kızı kaç aydır kollayan erkeğin, yağmurun kendisine şans getirdiğini düşünerek, kızın yanına giderek yardım bahanesiyle niyetini bazmak istemişti....Tabi bunu kız bilmiyordu.İkisinin boğulduktan sonra naaşların başında bekleyenlerin dedikodusundan duydum bunları. Belki öyle anlatıldığı gibi değildir.Belki de gerçekten ikisi sevgiliydi.Hatta nişanlı olabilirler.Hem naaşların başında bekleyen, o yaldan geçen yolcuların söylediği yalan olmadığı ne malum.İkisi büyük şehirde yaşıyorlarmış polislerin söylediğine göre.Hem polisler diyorlardı ki, bu iki genç değişiklik olsun diye bu mağaralı bölgeye geldiklerini söylediler.Bunu bir arkadaşları söylemiş polislere. Sonra polisler bu alanın yasak bölge olduğunu söylediler.Karatinaya almışlardı ancak öğlene doğru yapılacak çalışma, şiddetli yağan yağmurun şehirde trafiği tıkaması sonucu şantiye arabaları, öğleden sonraya kalmışlardı.Haliyle kaldırılan güvenlik bandı ve uyarı levhaları görememişlerdi gençler.yağmur yağınca da mağaraya sığınmışlar,sonra boğulmuşlar. Ben daha annemlere,memlekete gidecektim. Bu olayı görünce,meraktan bir bakayım dedim. Fakat anlatılanları duyunca şoke oldum ve bu iki gençi daha da merak ettim. İşte bu yüzden memlekete gitmedim ve o mahalleye gittim. Bakın memur bey o adamı tanımıyorum,dedim başımı kaldırınca öfkeyle bakan memura. Tavandan aşağı sallanan ışıktan dolayı siyahımsı görünen polis memurun yüz hatlarını, polisin başını bana doğru eğmesinden daha da net gördüm ve peki tanımıyorsan o mahallede ne işin var? sordu. Dedim ya memur bey, her şeyi olduğu gibi anlattım dedim ama laftan anlamıyorlardı.ah şu merak yok mu şu merak! Polis memurun kocaman ellerini ağırlığını enseme inen şamardan anladım, kaç gün nezarette kal da aklın biraz başına gelsin sonra devam ederiz seninle sohbetimize dedi polis memuru.Beni nezarathaneye götürdüler. Geç içeriye hovarda dedi,kolumdan tutup içeri iten memur.İçerde köşede kıvranmış yaşlı bir adam benim dikkatimi çekmiş ve bana unutturmuştu başımdan geçen bu hazin olayı. Biraz yaklaştım tanır gibi oldum. Ona doğru biraz daha da yaklaşınca, hafiften başını kaldırdı ve derinlikli gözleriyle bana baktı. Var gücümle bağırdım:"Sen..Evet sen, sensin o adam..."
Kısmetse gerisi gelir...
Bilal İKİZASLAN
(Ayaküstü yazılar-2011/G.Antep)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.