Bir Kuş Olma Hayali
En güzel isimlerinin sahibinin, en güzel isimleriyle başlıyorum. Sonbaharın hazan bakışlı günlerinde nefes alıp vermek de güzel. Şükrediyorum bu güzellik için sonsuzluğun sahibine. Sarı yaprakların hüznü rüzgarla titreşse de bir daha ki baharın muştucusu hüzünlerini hafifletiyor zannımca.
Taze başlangıçlara merhaba demektir sabah. Cıvıl cıvıl kuşlar hazanı hiç umursamıyorlar bile. Ah şu kuşlardaki tevekkül bende olsa! Ne elektrik faturası ne su; ne yakıt ne kira ne ulaşım derdim olurdu. Her sabah kaygısız ve telaşsız güne başlamanın huzurunu duyardım. Doğanın bestesini ayrı bir şevk ve heyecanla dinlerdim her halde.
Tüm bunların üstüne gökyüzünde özgürce kanat çırpmanın hazzına varmak da ayrı bir güzellik olurdu hayatımda. Bulutlara yakından selam verirdim. Dünyayı bulutlarla seyrederdim. Çirkinlikler flulaşır ,güzellikler ziyadeleşirdi belki de.
Sonra kent hayatından sıkılırsam, dağlara doğru havalanırdım. Soğuk sulu yeşil çimenli yaylalara göçerdim. Issız dağ başlarında türkü söyleyen çeşmelerden su içerdim. Diğer kuş kardeşlerimle hasbıhal eder, onlara Yusufçuk kuşunun efsanesini anlatırdım bazen. Onlardan da yeni efsaneler dinler dağarcığımı zenginleştirirdim. Öğrendiğim efsaneleri bulutlara anlatır, onların da bildikleri efsaneleri bana anlatmasını isterdim. Akşama doğru bultlarla vedalaşırken yarın sabah görüşmek umuduyla diyerek selamlardım onları.
Vedanın ardından bir ağaç dalında en güzel düşleri görmek duasıyla kapardım gözlerimi karanlıkla beraber. İçimde sonsuz bir umut ışığı büyürdü uykumda. Yarın sabah doğacak güne eşlik etmek için…
Ankara, 07.10.2011 İ.K