- 857 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
SİZ HİÇ ŞEHİR OLDUNUZ MU?
Umutların size bağlandığı,karanlık bir dünya’nın aydınlığının siz olabileceğiniz aklınıza geldi mi? Bağrınıza sokulmuş hançeri çıkarmanın şehir olduğunu bildiniz mi? Vatan denen kavramın içinin boşaldığı , vatan demenin namus demek olduğu unutulduğunda kahramanlar gibi ona karşı çıkan bir şehir oldunuz mu? Tarihlere dem olan, dörtnala koşan at’a gem olan, en ulvi âdem olan dedelerinizi hatırlayan bir şehir oldunuz mu?
Sahi siz hiç şehir oldunuz mu?
Evliyaların bağrında gezdiği, öteleri sezdiği, abaların giyildiği,düşmana karşı durulduğu,ayaz gecelere karşı sobaların kurulduğu bir şehir oldunuz mu? Yüzyıllar ötesi, kar beyazı günlerde, yelesiyle başını bir o yana bir bu yana sallaya sallaya giden rehvan gezen atınıza deh dediniz mi? Bir kelle soğan ile bir dilim ekmeği hanenize götürebilme heyecanını yokuşlarda tadan, bir şehir oldunuz mu?
Ötelerde envâi çeşit sanata, sanatçıya bağır açtınız mı? Evliya Çelebiler,Yunuslar,Mevlânalar,Ahmet Hamdiler,Necipler,Nazımlar,Neyzen Tevfikler,Sultanları bağrınızda gezdirdiniz mi? Marco Polo’nun anlattığı ipek yolu geçitlerinden en önemlisi oldunuz mu? Bağrınızda, yüzyıllar ötesinde en saf ve heyacan ile okutulan öğrencilere önce insanlığı sonra mesleğini öğreten üniversitelerle, onlarca idadi mekteple aydınlık yarınlara merhaba dediniz mi? Endâmıyla göğe yükselen dağlara tırmanan atlılara palan söktürüp, geçilmez geçitleri geçilir ettiniz mi? Onlarca Cami ile cem eylediniz mi? Göğe doğru, ellerini açarak en ulvi seslenişle; Ezan’ı Muhammediye’nin sonuna methiyeler dizdiren bir şehir oldunuz mu ?
Siz hiç şehir oldunuz mu?
Sokaklarınızda, paylaşmanın,yardımlaşmanın,arkadaşlığın ,"Benden aldığın yeter,biraz da komşumdan alınız" düşüncesine sahip dükkanların sıralandığı,saygının kol gezdiği sabahları selâmlarken,akşamlarında sevmenin sevilmenin asumana çıktığı akşamları üzerinize örttünüz mü? Şimdilerde kan revân mısın yoksa? Yoksa küçük çocuklar,sokak sokak dilendiriliyor mu? Kadınlar satılıyor mu bir kaç kuruşa? Her köşesinde bombalar mı patlıyor yoksa?
Aksi sedâ da, bağrınıza esen kahpe rüzgârlara karşı durdunuz mu? Yeri geldiğinde Mustafa Kemâl,Fevzi Çakmak,Karabekir,Kara Fatma, Nene Hatun, İbrahim Hakkı, Nef’i, Sümmani, Fahri Fındıkoğlu v.s.oldunuz mu? Yoksa bütün bu isimler sadece,okul,spor salonu veya semt isimleri midir? Kimdir bunlar bildin mi?
Sahi siz hiç şehir oldunuz mu?
İhanete uğradığında sesi, ümüğü sıkıldığında nefesi kesilen, bir nakış gibi işlenmiş tarihi sokaklarına sahip çıkamayan bir şehir oldunuz mu? İmarı, tarumar anlayan, hizmeti yakınlarına çıkar sağlamak sayan, tarihi binaları, yüzyıllara şahitlik etmiş onlarca ağacı kesen esfelei safilin güruhunu bağrınızda taşıdınız mı?
Huzuru bir kaç kuruş’a bel bağlamak diye anlayanlara karşı duran bir şehir oldunuz mu? Caddelerinde envai çeşit bayraklarla gelen siyasileri kornalarıyla eşlik ederek şereflendirenlere, şehrin trafiğini alt üst edenlere, düğmesini üç yerinden ilikleyenlere, yahu siz ne yapıyorsunuz diyebilen bir şehir oldunuz mu?
Evet, önce şehirleri yaşatan adam gibi adam olmaya, sonrasında da bütünüyle şehir olmaya ne dersiniz...
Selamlarımla
Selim ADIM
YORUMLAR
Sahi benim hiç şehrim oldumu.
Işıkların her tarafta aynı güvenle yandığı, yıldızların gecenin bir yanına yığılmadan karanlığıda aydınlattığı, sarmaşıkların dört koldan sarıp sarmalarken katıksız ,hakkı olmayanı saymadığı bir şehir..
Yer yer hüzünlendim.Bir dursam ağlayacaktı gözlerim..
Hissettiren kalem var olsun.Kocaman Hürmetlerimle.Saygı da dahil
İbrahim ERZURUMLU
Ülviye Yaldızlıı
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
Ülviye Yaldızlıı
Benim bildiğim en büyük şehirdir TÜRKİYE...
Kent kaldırımları kadar çok çiğnenmiş, ağlamış, ağlatmış, ağlattıklarını toprağında uyutmuş, alnına aralıksız kara çatkılar çatmış koca kentim Türkiye...
Beyefendi, ilk okuduğum yazınızla, bu son yazınız arasında çok büyük bir kalite farkı var. Ben kalite kontrolcüsü değilim elbet. Fakat göz görüyor. Göz iyi bakıyor...İyi bakınca aradaki farkı farkediyor. İlle de mürekkep yalamış olmak şart değil.
Kutluyorum sizi.
Saygılar.
İbrahim ERZURUMLU
Aynur Engindeniz
Çok mütevazisiniz, bu iyi bir şey ama; size naçizane tavsiyem, birilerini yüceltirken, kendinizi asla ezmeyin. O birileri çabuk "oldum" havasına girer, siz hep ezik kalırsınız. Tecrübeyle sabit...
Saygılar tekrar.
Ülviye Yaldızlıı
Asık surat sizeee hiççç yakışmıyor.Görmim bi daha sülümana derim sizi :) gerçe benden fırsat kalmıyo ya neyse çaktırmayın siz :)
İbrahim ERZURUMLU
Aynur Engindeniz
"Sizin yazdıklarınızı okuyunca, kendi karalamalarımı yırtasım geliyor."
" Ben sizin gibi yazbilseydim...."
Gibi cümleleri kurmayın demek istedim değerli yazar :))
Noktalamalarımız için okumamız şart elbette. Hepimizin...
SULTAN BİR ÖLÜYÜ GÜLDÜREMEZ sanırım maşallah...
Saygılar..