Cömert YILMAZ'a Can Mektuplar (3)
Allah’ın kucaklayıcı selamıyla selamlıyorum yüreğini Can Cömert…
Mevsimler şehirleri değiştiriyor ikide bir başka iklime bürünen havasıyla. İnsansa huyuyla sabit kalıyor. Yanılıyorsam düzelt…
Mardin, sonbaharı karşılıyor. Şu Ekim günlerinde güneşin rahatsız etmediği bir demdir sonbahar gerdanlık şehirde. Kuşlar soğuk gelmeden daha bir kanat çırpıyor sanki. Sanki yeşil kalan palamut ağaçların yaprakları duaya çıkmış gibi başlarını kaldırıyor. Sanki güvercinler daha bir havalanıyor, memlekete özlediğimiz/beklediğimiz barış gelecek diye…
Sen söyle barış gelecek mi bir gün? Memleket sancılardan kurtulacak mı? Anneler rahat rahat uyuyacak mı geceleri? Korku gözlerimizde ve içimizde kaybolacak mı? Bombalar, kurşunlar dinecek mi? Ve çocuklar serbestçe uçurtmalarını uçuracak mı?..
Yoksa gün geçtikçe gençler ömrünün baharındayken bir bir ayrılacak aramızdan? Yoksa çoğalacak mı kin nefretler? Yoksa bu gidişat devam mı edecek ve/ya daha mı kötü hale gelecek bu akıl almaz, bu vahim tablo?..
Bir şeyler mırılda Can Cömert. Adı ‘’sevmek’’, soyadı ‘’kucaklamak’’ olsun. Bir şiir yaz. Başlığı ‘’Yaşamak Güzel’’, tüm dizeleri özgürlükten bahsetsin. Ya da sus. Sus ki, utansın kör kalpler. Sus ki halimizi görsün cümle âlem. Sessiz kal ki, utansın yarınlarımız için lamba söndürenler…
Bazen çok doluyorum. Kabullenmiyorum haksızlıkları. Zoruma gidiyor çaresizliğim. Acizliğime küfredesim geliyor. Bilirsin asi(l) yanım esmerliğimden geliyor. Çabuk sinirlenebiliyorum zulümlere. Ölümlere akıl erdiremiyor…
Yine de sükûtu elden bırakmıyorum. Yine de sabır taşına sığınıyorum. Yine de içimdeki çocuğa iyi bakıyorum. Yine de umuda sarılıyorum inadına. Senin de sarıldığını düşündüğüm gibi bağlanıyorum hayata Can Cömert…
Anlayacağın sana yazmak, terapi görevinde. Bunun için teşekkürüm sana içtendir. Bilesin dostluğunla ayakta alnı ak meselci’yim…
Mehmet Selim ÇİÇEK
7 Ekim 2011,,,03.03
Mardin
YORUMLAR
Kardeşim, gizli gizli mektubunu okuduk, hakkını helal et...
***
Babam inşaat ustasıdır benim. Normalde beyaz tenlidir. Ama o; güneşin altında çalışırken öylesine yanar kavrulur ki; o yanık yılın on ayı silinmez vücudundan. O yüzden herkes esmer sanır babamı. İşte asıl asil esmerlik budur meselci. Yani kendi emeğinle kavrulup kararmak.
Mardin kapı duman mıdır şimdi?
Yolu dolan dolan mıdır?
Bu çok merak ettiğimiz ve gıyabında çok sevdiğimiz şehri endişelerden uzak bir şekilde gezip görmek nasip olacak mıdır?
***
Bütün çalışmalarında duygu herşeyden baskın. Konunun, kurgunun, anlatımın önünde gidiyor hislerin. Ortaya sıkılmadan okuyabileceğimiz çalışmalar çıkıyor.
Kutluyorum Mehmet...
Kal sağlıcakla.
meselci
Biz güneşin çocuklarıyız aynur.
Güneş altında büyürüz, kalırız hep.
Mardin, Türkiye'nin en rahat, en huzurlu kenti.
Ben demiyorum bunu, uzmanlar ve işin ehli diyor.
Mardin kapısı hep açık.
Bekleriz.
Bir gelmen yeterli, misafirperverlik göstermek ekmek su gibi
önem verdiğimiz bir halet.
saygımla.
Aynur Engindeniz
Mardin kapı şen ola:))
Mardin büyük bir turizm kenti olabilir. Fakat bence reklamı doğru yapılmıyor. Kiminle sohbet etsem Mardine gitmek istediğini fakat can güvenliği olmadığını, imkanların kıt olduğunu falan söylüyor.Allah'tan gidip görenler var da az buçuk fikir sahibiyiz. Keşke daha iyi tanıtımı yapılsa tarihi kentin. Bak sen bile yapabilirsin bunu. Güzel gezi yazıları yazabilirsin:))
Mardin'e çook selam.
Aynur Engindeniz
Yazan ve yazdıran yüreklere selam.
meselci
Mardin,
yaşanmaya ve gezmeye değer bir kent.
Olduğum gibiyim.
Cömert'e değer verdiğimin kanıtıdır bu mektuplar.
O yönetici değilken bile
can ciğer dosttuk.
- Dostluğunda olmak da güzel Sevgili Aynur.
hep mutlu kal.
Aynur Engindeniz
Eyvallah Mehmet...
Davidoff
ne demiş bu hatun böyle,
hem gözüm doldu hemde gülümsedim.
Kendi emeğinle kavrulup kararmak kaldı mı artık ? O insanlara selam bile verilmiyor be meselci.
Bende mektubunu gizlice okudum ;) okunması gerekiyordu.
Aynur Engindeniz
Amele yanığı derler, öpülesi alınlardaki karalığa ve dirençli bedenlerdeki esmer sızıya...Küçümseyip, selam vermeyenler ise, sahte pür-ü pak yüzlerinin altındaki kara deliklerde geberesiceler :))
Davidoff; zatında bütün "ustalara" selam olsun...