- 902 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMI ISKALAMAK
Hayat serüvenimiz devam ederken, hep bir yerlere yetişmeye çalışırız.Bu öyle bir noktaya geldi ki içinde bulunduğumuz zaman dilimini önemsemeyip hep illerde planlayacağımız şeylere odaklandık.Sürünmekte olan bir çocuk, biran evvel yürümeyi ister. Yürümeyi başaran bir çocuk, zaman yitirmeksizin koşmak ister.Bu süreç hayat boyunca devam eder.Şöyle gözlerimizi kapatıp biraz düşündüğümüzde kendimiz başta olmak üzere, çevremizdeki kişilerde de bunu görebiliriz.Hayatı bize ibret verecek kendimize pay çıkaracağımız bir ibretlik hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.Anaokuluna giden Nazlı, çevresinde olup bitenleri anlamlandırmaya çalışıyordu.Nazlı, sabahları okula yetişmek için kahvaltısını yarım yamalak yapıp servise yetişiyordu.Okulda oyun oynarken o anda oynadıkları oyunu düşünmeyi bırakıp, bir tarafta da oyun oynayan arkadaşlarının saçlarını çekerek haydi başka oyun oynayalım diyordu. Arkadaşları, Nazlıyı kırmayıp başka oyun oynuyorlardı. O oyunu oynarken Nazlı, bırakın bu oyunu bırakın başka oyun oynayalım diyordu. Artık arkadaşları Nazlıdan bıkmışlardı.Okul çıkışında Nazlı, eve gidip babasına arkadaşlarım benim istediğim oyunu oynamadılar baba ne olur gel arkadaşlarıma söyle de benim istediğim oyunu oynasınlar dedi. Babası, “tamam kızım yarın birlikte okula gideriz ben arkadaşlarını uyarırım”.Sabah babasıyla okula giden Nazlı, okul girişinde gördüğü birkaç arkadaşına siz şimdi görürsünüz babam şimdi size kızacak ve bir daha benim istediğim oyunları oynayacağız.Babası, Nazlının sınıf öğretmeniyle birlikte arkadaşlarının yanına gidip çocuklar neden Nazlıyı oynatmıyorsunuz ? (Nazlının babası Nazlının söylediğini değiştirmek zorunda kaldı neden Nazlının istediği oyunları oynamıyorsunuz dese ayıp olacak) Arkadaşları biz Nazlıyı seviyoruz.Nazlının istediği oyunu oynuyoruz. Tam oyunun keyfini çıkaracağımız zaman Nazlı, başka oyunu oynayalım diyor.O oyunu oynuyoruz bundan bıkıyor başka oyun oynamak istiyor.Ne yapalım Nazlıdan bıktık artık dediler.Babası, Nazlıya yönelerek Nazlıcığım birtanem, benim gözüm kızım oyun oynarken öncelikle oynadığın oyunda keyif alacaksın. O oyunun tadını çıkaracaksın.Oyun oynarken şuna da dikkat etmelisin hiçbir arkadaşını bilinçli olarak kırmayacaksın.Babasını dinlerken gözlerini ötelere diken Nazlı oralı olmadı.Arkadaşları Nazlıyla oynamak istemiyorlardı.Okulda Yalnız kalan Nazlı, gittikçe hırçınlaşmaya başlamıştı.Bir taraftan da hayat akıp gidiyordu.Liseye başlayan Nazlının, ne okul çevresinden nede mahallede samimi arkadaşı vardı. Arkadaşlarına kızan Nazlı, var gücüyle derslerine asıldı.Teneffüste dahi ders çalışıyordu.Eve gider gitmez yemeğini yiyip ders çalışmaya başlıyordu.Babası bu duruma seviniyordu.Babası kızının yalnızlıktan ders çalıştığının farkına bile varmamıştı Nazlı, evdeyken okula gitmek istiyor.Okuldayken eve gitmek istiyordu.Hayatın neresine yetişmeye çalıştığını Nazlıda bilmiyordu.Her zaman bir yerlere yetişmek zorunda hissediyordu kendini.Babası, okula gidip durumunu sorduğunda öğretmenleri Nazlının derslerinde çok iyi olduğunu; fakat hep bir telaş içerisinde bir yerlere yetişecekmiş gibi yerinde duramadığını söylüyorlardı. İçinde bulunduğu zaman dilimi bırakıp gelecekti zamanla ilgileniyor.Başarılı olmak demek sadece derslerinde başarılı olmak demek değildir.Bulunduğun çevreyle birlikte, içinde bulunduğun zaman diliminde zevk alıp geleceğe kaygısız bir şekilde bakabilmektir.Nazlının babası, söylenenleri onaylayıp eve doğru yöneldi.Akşam Nazlı geldiğinde babası Nazlı gel kızım biraz seninle konuşmak istiyorum dedi.Nazlı, baba ben ders çalışacağım beni rahat bırak ben kimseyle konuşmak istemiyorum.Babası biraz ısrar edince Nazlı çantasını çalışma odasına bırakıp babasının karşısındaki koltuğa oturdu.Babası kızım derslerin çok iyi olduğu için seni tebrik ederim.Başarıyı sürekli kılan unsurlardan bir tanesi de içinde bulunduğun durumu iliklerinde hissetmendir.Anı yakalarsan hem kendinle hem de çevrenle barışık olursun.Hep bir yerlere yetişmeye çalışırsan, oradan oraya koşturmaya çalışırken önüne çıkacak bir çok fırsatı kaçırabilirsin.Buna sonradan üzülsen de bir şeye yaramaz.. Babasını haklı bulan Nazlı, kendine biraz çeki düzen vermenin zamanı geldiğine inandı.Gerçekten Nazlının o kararı işe yaramıştı.Okulda derslerini en güzel şekilde dinlerken dersleri aldığı nefes gibi içine çekiyordu.Teneffüs de arkadaşlarıyla birlikte eğlenmeye zaman ayırıyordu. Evdeki yaşantısında değişmişti.Nazlı, eve geldiğinde üzerini değiştirip mutfakta annesine yardım etmesi gerekiyorsa yardım ediyor; yardım etmesi gerekmiyorsa işten yeni gelen babasının yanına gidip, yanağına bir buse bıraktıktan sonra babasıyla sohbet etmeye başlıyordu.Yemekten sonrada anne basından izin isteyip mutlu bir şekilde ders çalışmaya gidiyordu.Babası, artık kızım içinde bulunduğu durumu en iyi şekilde değerlendirip mutlu,huzurlu bir şekilde yaşamına devam ediyor diye seviniyordu.Artık Nazlının ayakları yere basmaya başlamıştı.Bu durumdan Nazlı ve ailesi, mutlu olduğu gibi öğretmenleri de mutluydu.Yaşamın gizemini,fırsatlarını anlık hazzı kaçırmamamızın koşulu yaşamı ıskalamamamızdır.Yaşamı ıskalamamanız dileğiyle….
YORUMLAR
İnsanları robotlardan ayıran, duygu ve düşünceleridir.
Çocuklar sevgi, şefkat verilerek büyütülür, paylaşmayı, arkadaş edinmeyi öğrenerek yetiştirilirlerse, başarı ve mutluluk birlikte gelir.
Tebrikler paylaşım için, selam ve saygılar.
Mehmet Ali Öztürk
Çocuklarımızın sosyal yaşamdan kopmadan yetişmesi bugün maalesef çok az anne babanın hedefi.İyi giyinmek ,iyi yemek,süper başarı... sadece bunlara odaklanmak;insani değerlerin ve mutlulukların hiçe sayılması çocuklarımızın geleceğini mahvetmek anlamına geliyor.Sabırsız,egoist,iletişimde başarısız ve huzursuz bir genç sevmeyi de dolayısıyla beceremiyor...SÜPER BAŞARILI İYİ YİYEN İYİ GİYEN ÇOCUK,AYNI ZAMANDA ailesinden ve paylaşımlarından ve sosyal hayattan kopmamışsa ebeveyn ona en büyük mirası bırakmış demektir,insanca yaşayabilmeyi...çok uzattım,isabetli bir konuydu,saygılar.