görüyorsun

• 5 Ekim 2011 Çarşamba 22:12:46

Kaygılandığımda
Ocaktan fışkırıp aralığa oturuyorum şimdi. Üşüyor karnı adamsızlılar hayat bileği kırık bir kardan adam olup eridiğinde her anımın ekşiyen tavrı daha da anlaşılır oluyor

Şimdi
İçinin oyuklarına saklanan kırıntılı ezgiler, susayan sukutların sanığıydı
kim bilir
yaşamak istediğin menfaatti belki de başkasının gözlerine sunduğun aşk.öyle değil mi ey hüsranım yanıldığımı söyle. Susadığın yerde soluklanman ve çıkmazını bildiğin halde, sokaklarında kalma isteği kuşkusuz bir sığınaktı elleri inkar etme ve sana dönen yüzlerin aynaların kırk iki hatası yaşamsal olgularının tetiklendiği yer kadar ücraydı biliyorsun. Farkında mısın ey hüsranım şahtan bu yana kaç beyin vuruldu ve sen dirisin hala irkildiğinde yaşamın kurgularına asılı üstelik adın
belki de benim seni öyle sanmam

ey hüsranım
nasıl derler sana
yokluk ahenginin tırnaklı sahisi diye
susarlar mı ellerini öperken
kıyamet oluğu sağdan vurulanlar
aşka sol yanından düşenler
bunları da hatırlıyor musun?

Caddeler evcimen konuklarını ağırlarken, serçeler biraz kırgındı sana. salyalı kaldırımlar yutkunmaya başlar önce seni. Her solukta tutuklu bir adımdır yalnızlık ve senin attığın her adımda öyle sanman. Zihnin sokak aralarında sakladığı düşü sonra düşüşü anımsarsın vakit erken ve erken saatlerde yurdumun yorganını çekmiştir gözlerine. sana erken saatlerde tutulmanın eve geç kalmayla alakası olduğunu serçeler bin defa söylemiş. Konuştum inkâr etme bu serçe yığını seninin eserindir bu benim evsiz halim senin eserindir

Sayıkladı serçeler akşamüstü ikindiden artakalan aşk kırıntısını yakamdaki karın ağrısına dek her şeyi sayıkladı
Sizde mi bağıracaksınız sakın bağırmayın bana, kulaklarım duymuyor sizi ve doyurmuyor açlığımı. Bağrımda bir delik hadi yağmalayın beni söz üşümeyecek karasızlığım. Arkam dönük olacak süzgeçlerinize bin defa söyledim biliyorsunuz

Adımlarımın ağırlığı sokaklarına üstsüz bir gece koyup gidecek biliyorsun
Keşkeler salınacak ararat soluğa kadar serin üstelik. Keşke salmadan seni ve bir aşk işlemeden tenine gecenin, ayına en adamlık edamla selam verip dönmek isterdim
Ki gözlerin fikrimin sızısıydı, damağına çivilenmişti gökyüzü usulca sokulup sokaklarına iliştirilmişti şiir. Sana ve gecelerine en adamlık tavrımla eyvallah dedim gidiyorum görüyorsun…

şimo