- 1282 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
SEVMESİNİ BİLİYOR MUYUZ?
Öncelikle toplumun huzur ve refahı, köklü aile ve huzurlu beraberlikler için "elbette ki sevmeye dayanan evlilikler ve aile hayatı" diyoruz. Böylelikle aşkın kontrolüne alabileceği duyguların yanlışları, mantıkla giderilebilecek, akılla duygular uzlaşarak, uzun süreli mutlu evlilikler sağlanacaktır.
Sevgide, duyguların engellenmeden, baskı altına alınmadan, özgürce hareket etmesi, onura edilerek doyuma ulaşması çok önemlidir.
Zaman zaman duyguların taşkınlığı da akılla, mantıkla uzlaştırılarak hayatımızı acılara boğabilecek hataların yapılması engellenmiş olacaktır. Sevgi ile kurulacak beraberliklerde; duygular ile akılın uzlaşması çok önemlidir ve mutlaka gereklidir.
Böylelikle eşler, duyguyu katarak; tutkuyu, ilgiyi, coşkuyu, nostaljiyi yaşayarak sevgilerini taze ve tatmin edici şekilde sürdürecekler, bunları uygularken toplumun normlarına, kurallarına, kendi inanç ve kültürlerine ters düşmeyeceklerdir. Bu iki husus uyum içerisinde, dengeli sürdürüldüğü sürece aile bağları çözülmez, aşklar zamanla monotonlaşmaz ve tükenmez.
Ancak bu hususlar; zamanında, yeterince ve doğru bilgi ile mümkündür. Yani bireylerin sevgi yolculuğuna çıkmadan ve evlenmeden önce; “sevgi”, “aşk”, “arkadaşlık”, “evlilik”, konularında eğitim almaları zaruri görünmektedir.
Bunu birkaç örnekle açıklayalım:Günümüzde her hangi bir meslek edinmek için en az on bir yıl eğitim gerekmektedir. Örneğin; müstahdem olabilmek için en az lise mezunu olmamız gerekmektedir. Bu durumda bir yıl anasınıfı, sekiz yıl ilköğretim, dört yıl lise öğrenimi olmak üzere, toplam on bir yıl okumamız gerekmektedir.
On bir yıl, en sıradan bir meslek için istenen öğrenim süresidir. Öğretmenlik için on beş yıldır bu süre. Bu öğrenimlerden sonra da, mesleğe girme sınavı, mesleğe atıldıktan sonra görevde hizmet içi kursları, konferanslar devam etmektedir. Mesleklerin hizmet süresi de ortalama yirmi beş yıldır. Sonra emekli olursunuz.
Peki her bir meslek dalı için, bu kadar uzun süre eğitim zorunluluğu varken, ömür boyu kurulacak bir beraberlik için ne kadar eğitim almaktayız?
Aşk, sevgi, evlilik, aile nedir, aile kurulmadan birlikteliğin toplumsak, kişisel, ruhsal bakımdan getirileri ve dezavantajları nelerdir? Aile kurmanın gerekliliği var mıdır, varsa kuralları, ilkeleri nasıldır? Mutluluk nedir, nasıl sağlanmaya çalışılır? Aşkta duyguların ve aklın işlevi nasıl olmalı? Hangi kırmızı çizgiler çiğnenmeye gelmez? Bunları ne kadar bilmekteyiz?
Doğru dürüst yüzme bilmeyen gençleri “sevme ve yuva kurma” hususunda, evlendirerek okyanusa atıyoruz. Çekirdek ailenin gereklerini göstermeden, kendi ayakları üzerinde durmayı öğretmeden, birlikte yaşayamadan, yanlarında bile olamadan "boğulmayın sakın" diyip çekip gidiyoruz.
Oysa işaret ettiğimiz gibi, bu kadar eğimden sonra her mesleğin bir de adaylık eğitimi(staj) süresi vardır. Devlet memurları iki yıl meslek içinde adaylık eğitimine tabi tutulmaktadır. Peki sevenlerin, yuva kuranların hani stajları, hani uygulamaları? Yok.
Doksan dakikalık bir futbol maçı için, oyuncular hayatlarını oyunun kurallarını ve taktiklerini öğrenmeye harcıyorlar. Bu sektöre harcanan paraları da hepimiz bilmekteyiz.
Bir yüz metre koşucusu ömrünü bu işe adayarak, gecesini gündüzünü harcıyor. Sadece birkaç saniye koşabilmek için.
Biz ortalama 60 yıllık bir aile hayatı için bir saat bile eğitim alamamaktayız. O zaman sevgi, arkadaşlık, evlilik v.b hususlarında pek bilgisi, deneyimi olmayan insanlardan, hata yapmamasını nasıl bekleyebiliriz?
Bazı evlilik seminerlerine 40 dakika gibi sembolik bir süre katılanların da kafası karışmaktadır. Çünkü çok kısa ve yetersiz olan bu sürede, kimi zaman uzman adına ders verenlerin bir çoğu, mutluluğu başaramamış kişilerdir. Böylelerinin başkalarına ilaç olması beklenemez elbette.
Görünen o ki; çiftler düşe kalka, kıra döke sevmeyi, arkadaşlığı ve evliliği öğrenmeye çalışmaktadırlar. Tabi bu sürecin sonunda “kalan sağlar bizimdir “ diyoruz.
Oysa öğrenme hususunda “sınama yanılma yolu ile öğrenme” en pahalı ve bazen telafisi imkansız deneyimlere neden olmaktadır.
Doğrusu bilinmeden tahminen sürdürülen ilişkilerde; hayata küsmeler, sevgiden nefret etmeler, dağılan aileler, perişan çocuklar, intiharlar vb. olaylar yaşanmaktadır. Bunların çoğunun geriye dönüşü ve telafisi yoktur.
Okullarımızdaki müfredat programlarında, ilgili konuları içeren ders yoktur. Başka derslerin içinde zaman zaman dokunulan konular yeterli değildir.
Sevgi, arkadaşlık, aile ve evlilik adına öncelikle gençlerimizin ve hepimizin yeterince eğitilmesi bir elzemdir artık.
Sevgiyi, aşkı, duyguyu, aklı, aile hayatını, evliliği, evlenmemenin sakıncalarını mukayeseli bilmeden, duygularla aklı uzlaştırmadan mutlu birliktelikler beklenemez.
YORUMLAR
Baştan sona çok haklısınız.Hocam tebrik ederim ,faydalı ve bereketli yazılarınızın devamını bekliyorum.Ayrıca sitede yeniyim,sizin gibi kıymetli yazarlarla birlikte çalışmak ,paylaşmak onur verici...Saygılar,selamlar.
Entellektüel-41
Güzel bir konuyu ele almışsınız. Artık toplumuzda evlilikler çok kısa sürmeye başladı. Mutsuz evlilikler ve bir seneye varmadan boşanmalar. Tabi ki eğitim şart ama evlilikte anne ve babanın yani büyükletin etkisi çok var. Bizim toplumu zda boşanmaların yüzde sekseni büyüklerin karışması. Çok şahit oldum kayınvaldeler evliliğin bozulmasında ilk sırayı alıyorlar.
İkince sırada gençlerimizin tahammulsüzlüğü.
Karşılık sevgi ve saygının olduğu evliliklerin yürümemesi için hiç bir neden yok. Bir de büyüklerimiz daha hoşgörülü olursa ...
Gerçek sevgi kötülük gördüğünde azalmayıp, iyilik gördüğünde artmayandır.
Sevmek seni seviyorum demek değil....seni seviyorum derken titremektir...
Sevgiyle kalın...
Entellektüel-41
Sevgi, Almak mıdır,yoksa vermek mi? Sevgi, Askmıdır? Yoksa asktanda mı öte... Sevgi, Emek midir? Emek ise kimin emeği ve nicin? Sevgi,sevebilmektir dünyayı ve dünyanın icindeki herseyi, sevgi görebilmektir gökyüzünün maviligini,cimenlerin yeşilligini,denizlerin ucsuz bucaksızlığını. sevgi bir kuş sesinin güzell...
INSAN SEVGINSININ DUYGULARINI YANSITAN BIR CICEGI ,BIR BOCEGI,CANLININ HER TURUNU SEVEBILMEK VE DOKUNABILMEK YASADIGI CANLIGINI DOKUNDUGUNDA HISSEDEBILMEK,YASADIGIMIZIN FARKINA VARMAK,GERIYE BAKTIGIMDA
NELER YITIRMISIZ FARKINDAMIYIZ,BEDENIMIZIN YASLANIDIGI,AYNADA KENDIMIZI GORDUGUMUZDE
NERDEN NEREYE GELDIGIMIZI,SACLARIMIZIN BEYAZLASTIGINI,RUHUMUZUN YASIMIZLA BIRILIKTE
DEGISIME UGRADIGINI.ANLIYORMUYUZ.YASADIGIMIZIN ANLAMINI KAVRIYORMUYUZ.INCE AYRINTILAR
ISTE BU FARKINDALIGIN INCELIKLERI.
HER SEKILDE EGITIM , EGITIMIN OGRENMENIN SINIRI YOK.MESLEK SAHIBI OLMAK ICIN EGITILIYORUZ, YASAMIN BASLANGICINDAN GUNUMUZE EGITIMIN VE GORENMENIN SAFHALARINDA GECIYORUZ VE GORUYORUZ KI OGRENMENIN SINIRI YOK HER SEKILDE BIRSEYLERI GORDUKCE VE YASADIKCA FARKLI SEYLERI ANLIYORUZ VE KAVRIYORUZ.EVLILIKTE DE EGITIM ALMALI VE ONUN DA CESITLI SAFHALARINDA GORULECEK COK SEY VARDIR.SEVGI SAYGI KARSILIKLI ANLAYIZ DUYGULARIN PAYLASIMI VE COCUKLARIN EGITIMI HER KONUDA ANNE BABA EGITIM VE OGRETIMI
BILECEK KI COCUKLARINA DA O SEKILDE BILINCLI DAVRANACAK.EGITIM
NE YAZIKKI BU SEKTORDE YOK MALESEF.DENEME YANILMA YONTEMIYLE OGRENILIYOR YASADIKCA VE BUYUKLERDEN GORDUKLERIMIZ UYGULAMALARA YANSIMAKTA.GORUYORUZ KI DENEYIMLERDEN AILE ICINDE OGRENMELER YASANDIKCA BIR SONRAKI KUSAGA BIRAZ DAHA EGITIMLI OLARAK VE BILINCLI OLARAK AILE ORTAMI KALIYOR.GECMISTEN GUNUMUZE YASANANLARDA SEVGI SAYGI ASK MUTLULUK VE BIRCOK SEYI
KATARAK DENEM VE YANILMA YONTEMIYLE OYRENDIKCE BIR DE BAKMISIZ KI YASLANMISIZ VE YILLARI YITIRMISIZ O YILLARDA DEMLENMISIZ.GENIS KAPSAMLI ANLATILACAK BIR KONU.
Çerkez Kızı tarafından 10/5/2011 9:27:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Entellektüel-41
Evlilik değil sadece bence, ikili ilişkiler değil sadece ,tüm toplum ilişkilerinde öğrenilmesi gerekli değerler var .Bu işlevi evlerde çalışmayan anneler yada her muhitte yaşayan aklı selim hatırlı büyükler yürütürmüş eskilerde. Anneler çalışır oldu bunlara ayıracak zamanları yok artık.Büyükleri dinleyen gençlik de kalmadı .Çünkü sözüm ona teknolojiyi en iyi şekilde öğrenen gençler hayatı da teknoloji ile paralel bildiklerinden büyükleri "onlar ne bilir ki " sözlerine mahkum ettiler . Bu işi profosyonel yapanlara gelince "....Çünkü çok kısa ve yetersiz olan bu sürede, kimi zaman uzman adına ders verenlerin bir çoğu, mutluluğu başaramamış kişilerdir. " sözleriyle özetlemişsiniz....
Güzel bir konu idi.
Hepinize muhabbet dolu ,akıl ve kalbini evlendirebilen uzun birliktelikler diliyorum...
Saygılar.....
Entellektüel-41
GERÇEKTEN EĞİTİM ŞART AMA İNSANLARIN HAYATA BAKIŞ AÇISI SEVGİ VE SAYGIYLA YAKLAŞIMI DA ÇOK ÖNEMLİ
BİR ÇİFT YÜREK SONSUZA DEK SEVGİYİ YAŞATMAK İSTİYORSA HOŞGÖRÜ ANAHTARI İLE MUTLULUĞUN KAPISINI AÇMALIDIR.
ÇOK ANLAMLI VE ÇOK GÜZELDİ YAZINIZ SEVGİ VE SAYGILARIMLA
Entellektüel-41
yazınız güzel toplumumuzu ilgilendiren ama gözardı edi,len konudur. hem çok önemli hemde çok basite algılanmıştır evlilik konusu. evleniyossun eşin tarafından bastırılıyosun yada ailesi tarafından basırılıyosun susmayı kadına yakıştırmış bir toplumda egitim sanırım zor gibi.""kız kısmı okumaz"" denilen bi toplumun içinde yaşıyoruz. halada okumayan evladımız çoktur. gelelim kültürlü gençlerimizin evliklerine ,onlardada hayatı tiye alma felsefesi mevcut gerçek anlamda evlilik içinde bi egitim lazım katılıyorum yazınıza. amma velakin olurmu egitim almak bilemem ..tbrk ederim azınız yerinde olmuş .. sevgiyle kalın..