- 1298 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YERDEN PARA BULAN ADAM
Toplum içerisinde yaşarken çoğu zaman omuzları düşük,gözleri sanki para arıyormuş gibi hep yerde olan,karşısındakinin gözlerinin içine bakma cesareti olmayan , hangi yöne gittiğini kendisine sorsanız size cevap veremeyecek şekilde dolaşan kişilere rastlamak mümkündür.Bu özelliğe sahip kişiler milyonlarca kişi arasında bu özelliklerini kaybetmeden tek başına miskin miskin hayatlarına devam ettikleri gibi ülkemizin en ücra köşesinde aile bağlarının çok güçlü olduğu yerde dahi bu kişilere rastlayabiliriz.Bu hikayemiz Büyükşehir de üç çocuğuyla yaşamını devan ettirmeye çalışan Ahmet’tin hikayesidir.
Komşularının yardımıyla ailesini geçindirmek zorunda kalan Ahmet, sabahın alaca karanlığıyla iş aramaya çıktığında ufak büfesiyle simit satan kişilere rastlamaktadır.Güneşin doğmasını zaman zaman sohbet ettiği simitçinin, yanında taşıdığı taburesine oturarak beklemeye başlar.Ahmet simitçiyle sohbete dalmıştır; fakat gözleri hep yerde olmakla birlikte dünyanın bütün ağırlığını sanki omuzlarına yüklemişler gibi omuzları çökük bir şekilde oturduğundan simitçinin dünyaya meydan okurcasına gelen müşterilerin gözlerinin içine bakmasını, sesindeki canlılığı, heyecanı kaçırmaktadır.Bir iki saat içerisinde simitleri satan simitçi, gözleri yere bakan Ahmet’ten taburesini ister. Ahmet çökük omuzlarıyla birlikte kaldıramadığı başını sallayıp cılız bir sesle teşekkür ettikten sonra yavaş yavaş iş aramaya koyulur.Ahmet on beş katlı iş hanın önünde geçerken, büyük harflerle yazılmış dolgun ücretle eleman aranıyor ilanı, tam karşısında durduğu halde başı hep yerde olduğu için iş ilanını göremeyerek yerde parlayan bir YTL’lik madeni parayı, bulduğunda sanki dünyayı kendisine bağışlamışlar gibi sevinerek yoluna devam etti. Küçük yerleşim yerlerine göre iş imkanı fazla olan Büyükşehirlerde yaygın olarak iş ilanlarını elektrik direklerine yapıştırırlar Ahmet’in dolaştığı sokaklarda da hemen hemen her direkte iş ilanları olmakla birlikte Ahmet, bu iş ilanlarını göremeyecek şekilde başı önünde çökük omuzlarını sallaya sallaya yoluna devam ederken birden bir adama çarpar başını kaldırır o adamdan özür diler. Tam yoluna devam edecekken bir iş ilanını görür iş başvurusu için o iş yerine doğru yol alır. İnsan kaynakları müdürü iş başvurusunda bulunan Ahmet’in çökük omuzlarını fark etmek birlikte onunla ilgilenmek ister bakar ki Ahmet konuşurken dahi gözlerini kaçırmakta, nerdeyse konuşma süresince hep yere bakmaktadır.İnsan kaynakları müdürü iletişim kurmaktan kaçınan bu kişinin iş yaşamında da başarısız olacağına kanat getirerek Ahmet’in iş başvurusunu kabul etmez.Ahmet üzülmektedir evde ekmek bekleyen üç çocuğuyla yıllardır kendisiyle omuz omuza yaşam savaşını veren, dünyalar güzeli hanımı beklemektedir.Bunları düşündükçe daha da kahırlı bir şekilde başını biraz eğerek yollarda dolaşmaktadır.Dolaşa dolaş ayaklarına kara sular inmiştir. Dinlenmek için belediyenin yeni kurmuş olduğu parkta bir banka oturur oturmaz bankın altın 5 YTL olduğunu görür parayı almakta tereddüt etmek birlikte parayı alır biraz dinlendikten sonra yakında bulunan lokantaya giderek pirincin fiyatı yükselmemiştir düşüncesiyle az kuru az pilav ister… karnını doyurduktan sonra orda çalışan baş aşçıya derdini anlatır.Baş aşçı kendisine birkaç nasihatte bulunur iş ararken gözlerin her tarafı tarayan bir radar gibi olmalı, iş başvurusuna giderken özgüveni yüksek kendinden emin bir şekilde karşısındaki kişinin gözlerinin içine bakarak iletişim kurmalısın diye nasihat eder.Ahmet ümitsiz bir şekilde gene gözleri yerde omuzları çökük yoluna devam eder.Dolaşa dolaş akşamı yapmıştır.Bulduğu parayla eve bir şeyler alıp dönmek niyetindedir. Yakındaki bir marketten ekmek, ve çocuklarına çikolata alır birde bakar ki yol parası kalmamış.Kendi kendine neyse yürüyerek giderim diye düşünür.Elinde paketle yoluna devam ederken yolun karşına geçmesi gerekmektedir. Her zaman olduğu gibi sanki düşen bütün paraları o bulacakmış gibi gene gözleri yere bakmakla birlikte yolun ortasına geldiğinde fireni patlayan bir otomobil kendisine çarpar elindeki paket savrulduğu gibi kendiside ağır şekilde yaralanmıştı. Hanımı da kocasının iş buldum müjdesini kapının önüne çömelerek beklemektedir. Telefon çaldığında telefona koşar hastaneden aradıklarını kocasının trafik kazası geçirdikleri söylemektedirler.O telefonla yıkılan kadın bir taraftan da ağlayan çocuklarını susturmakla uğraşır.
Hep birlikte bir ailenin dramına şahit olduk. Bizlerde fırsatları kaçırmak istemiyorsak hayatta güçlü olmak istiyorsak omuzlarımızla birlikte başımızı kaldırıp gökyüzüne bakmalıyız. Konuşurken muhatabımız olan kişinin gözlerinin içine bakarak, iletişime her zaman açık olduğumuzu göstermeliyiz.Bunları yapmadığımız zaman bu ailenin yaşadığı acı tecrübe gibi bir tecrübe yaşamasak ta şüpheniz olmasın buna benzer acı tecrübeler yaşamaya mahkum oluruz. Böyle bir hayatı da kimsenin tercih edeceğini sanmıyorum. Fırsatları kaçırmamanız dileğiyle…….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.