MUTSUZLUĞA DA VAR MISINIZ?
“Sen de mutlu ol!” dedi kadın adama…
Adam şaşırdı ve: “Nasıl mutlu olunuyor bilmiyorum.” dedi usulca… “Çünkü ben hiç mutlu olmadım ki!” Yüreğiniz ağrımaya başlar, ruhunuz kanamaya… Tampon ararsınız
bu ağrı için ve akan kan için… Oysa ne tampon kâr eder ne fitil!
“Ol” dedi Allah ve “oldu âlem” Allah aşkına oldu âlem… Aşk ile oldu… Âlemin özünde var olan aşk insanın özüne ödül oldu. “Bulanlar aramıştı.” çünkü… Mevlasını da belasını da bulacağı bu yolculukta; dikenler olacak iri iri kıymık kıymık, cam ve can kırıkları olacak keskin ve kanatıcı, gözyaşları olacak sel sel, ateşler olacak yanardağ yanardağ, ejderhalar, yılanlar ve çıyanlar olacak sürü sürü… Ve göze alacak tüm bunları âşık olan… Aşka koşan…
Ve insan zıtlıklarda aradı aşkı, yokluklarda buldu aşkı, acıda birleşti tek, gözyaşında anlaşıldı…
Daha çok beklersiniz.
Anca gelir beklediğiniz.
Hele bir de doluysanız yağmura gebe bulutlar gibi, hüzne gark olmuş ruhlar gibi koyuysanız, demliyseniz hasret çayı ile ve bir kahvenin hatrının dolmasını bekliyorsanız içmeden, işiniz zor derim dostum.
Sevgili mi gelecek olan, arkadaş mı, dost mu, can parçası mı, mutluluk mu, aşk mı nedir gelecek olan kapınıza? Yani şimdi hepiniz mutluluğa varsınız öyle mi? Sevince pupa yelken hazırsınız, vira bismillah huzura gidiyorsunuz ha!
Huzur git kaos gel deminde bir dünya, mutluluk defol mutsuzluk baş göz üstüne tavrında bir alem, gülme güldükçe gözyaşları sana akacak hattında bir tehdit, sevme seversen sular tersine akacak yatağında bir duygu metaforu ve sus sustukça kimse seni bilmeyecek ayarında bir cemiyettesin dostum!
Daha çok beklersin aşka ait olan her ne varsa onu…
Daha çok beklersin mutluluğa ait olan her ne varsa onu…
Anca gelir beklemeyin bir zahmet!
Hüzün deseniz yanı başınızda biter, gözyaşı deseniz demeden akar, ayrılık mı dediniz içindesiniz zaten, hayal kırıklığını ayıklıyorsunuz habire, ben size bir şey söyleyeyim mi dostum mutsuzluğa var mısınız?
Kapı zilindir belki hüzün, göbek adındır dertli olman, kafa kâğıdındır anlaşılmazlığın dostum, seni el birliği ile boğmaya çalışan bir toplumda ne kadar ayakta kalacaksın şaşarım. Seni toplu anti mutluluk ve huzur top ve tüfeğiyle alt etmeye çalışan bir vakitte ne kadar direneceksin bilemiyorum.
Bekledikleriniz bir köşede sizlere ve içinde bulundukları topluma küsmüş, gücenmiş, darılmış bir vaziyette kendi tekâmülünü gerçekleştirmektedir.
İçten içe yanan bir demir gibi…
Ve batık gibi en diplerde…
Adam gibi adamları daha çok ararsınız.
Adam gibi duyguları arasanız da bulamazsınız.
Ve aşkı bulmak için elinizi yanardağın içine sokacaksınız.
Kıvrak zekâlı biri yolda ayakta dikili halde bekleyen birine: “ Neden dikilmiş duruyorsun?” diye sordu.
Adam “Birini bekliyorum.” dedi.
Kıvrak zekâlı cevapladı:
“Öyleyse çok beklersin.”
Daha çok beklersin gülüm, daha çok ararsın, daha çok bakarsın. Beklediğin gelmez olur, aradığın çıkmaz olur, baktığın görünmez olur.
Sen: “Aşkı bekliyorum.” dersin ben sana Mecnun olur şunu derim: “Leyla gelmez ki!”
Sen: “Mutluluğu bekliyorum.” dersin ben sana ironi ile cevap veririm: “Anca gelir bekle!”
Sen: “Sevinci bekliyorum.” dersin ben sana argo bir yanıt veririm: “Nah gelir, Bekle!”
Sen: “Umudu bekliyorum.” dersin ben sana acır ve şunu derim: “Zamanın bol herhalde!”
Sen: “Huzuru arıyorum.” dersin ben sana kıyarak şunu söylerim: “Kim bulmuş ki!”
Beklediğiniz her ne ise ya da her kim ise gelmez olur, zamanınız geçmez olur. Öyle bir vaktindeyiz ki dünyanın hayalinizdeki karşınıza çıkmaz olur.
Hani Cemal SÜREYA yazmıştı ya:
"Kim istemez mutlu olmayı
Mutsuzluğa da var mısın?"
Hüzünden çadırım var, gökyüzüdür örterim insanlara… Şarkılarını söyletirim kuşlara mutsuzluğun… Herkesin sağır kesildiği yerde ben lal olurum aniden. Herkesin cani olduğu yerde ben can kesilirim. Herkesin damar olduğu yerde ben jilet kesilirim.
Hüzne var mısın dostum?
Aşka var mısın dostum?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.