- 4451 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
RÜYALAR GERÇEK OLSA...
Oysa güzel başlamıştı. Ben yeni taşındığımız mahallenin bakkalından ekmek alırken gözgöze gelmiştik. Sağa yönelmiştim sende sağa yönelmiştin.Sola çevirdim adımlarımı aynı şekilde sende.
Fırtınalar kopmuştu benliğimde.Yanaklarımın al al olmasına engel olamamıştım.Gözlerim kurumuş, hiç kırmadan takılmıştım siyah gözlerinde.
Çıkıp gittim sonra.Yok yok aslında giden ben değildim.Bana benzeyen benim gibi yürüyen biri yürüyordu sadece.Ben ise hala orada ve yanındaydım.Sıcak gözlerinde bıraktım benliğimi.
Görmem sanıyordum.Bir daha nereden görecektim.Hayaldi belki.Belki bir yalancı hülyaya dalmıştım gündüz vakti. Belki kendimi kandırmaktı.Hep olurduya filmlerde.Esrarengiz bir adam içeriye girer bir dükkandan.Havalıdır ve seni hiç görmez.Birden bir şarkı yükselir kasetçalardan.Atmosfer değişir.Üzerindeki elbise kırmızı olur.Onun üzerindeki gömlek beyaz olur.Üç düğmesi açık yanık teninin, can yakıcı bakışlarını üzerinde hissederken titrersin.Sonra gözler kilitlenir.Yanaşır adımlar.Eller dokunur birbirinin sıcaklığına. Sonra ister istemez sıkıca avucunun içinde kaybolur erkeğin ellerinin. Sonra nefeslerin sıcaklığını duymayı özleyen o istekli bakışlar alır yerini .Bir anda gözler yumulur.
ZIRRRRR
-Kızım telefona baksana ne yapıyorsun yine ayna karşısında
-Şey hiç bir şey anne.
Sonra bir kasırga kopar.Ya kapı çalar.Ya telefon.Sonra hayal tuzla buz olur.Her yer toz duman...
-Kimmiş arayan ?
-Babam annen akşama kurufasulye yapsın diyor .
-Bu adam yıllarca bıkmadı kuru fasülyeden...
Tez dağılır karabulutlar.Uçlarında beyaz dantelli, kanaviçe işlemeli, kırmızı , pembe güllerin olduğu divanın üzerine kurulup hayal aleminde alırsınız yerinizi.
Tülü hafif açarsınız .Karşı kaldırımdadır işte.Size hiç başını sağa- sola çevirmeden, bakışlarını değiştirmeden bakan bir çift göz. Titrer içiniz.Yüzünüz al al olur.Kızarır ateş gibi olursunuz. Heyecandan kalbiniz- göğsünüzden taşacak gibi olur. Utanır başınızı geri çekersiniz. Sonra acaba gittimiler alır yerini. Yok gitmesin.Ya gittiyse? Bir daha tülün ardından bakarsınız.Oradadır işte. Tülü hafif aralayıp bakarsınız iyice.Yüzünün resmini çizersiniz ellerinizle. Alnında çizgiler vardır.Ne kadar acı çektiğini ve yaşının getirdiği duruşu sergiliyor. Dudakları ne ince ne kalın.Orta karer. Çenesi ise... Çenesinde takılır kalırsınız.Kaçak bir gamzenin içinde kaybolup gidersiniz.Bir ben vardır sağ yanağında.Kirli sakalı nede çok yakışmıştır oysa.Ya gözleri yeşilmi yoksa siyahmı? Gülüşü alır götürür sizi. İşaret ediyor sanki.Evet, evet! Sağ elini sağ kulağına götürdü.Ne demek bu? " anlayamadım" der gibi soru dolu bakışlarınız yıldırım hızıyla ulaşır yerine. Aynı hareketi yapar. Anlamassınız.
-Selmaaa.Kız ne yapıyorsun.Niye ses vermiyorsun ?
-Efendim anne.
-Kapı çalıyor duymuyormusun zilin sesini?
Gıcırdayan tahta merdivenleri koşarak inersiniz. Ayağınıza, yerde renk renk iplerden örülmüş paspasa takılıp düşmekten son anda kurtarırsınız kendinizi.
Kapı açılır o gelmiş tam karşısınzda size gülümsemektedir.
Kendini geri çekersin" ya konu komşu görse ne demezler"
Bakar sadece .Sende bakarsın gözlerine .Biraz daha .Biraz daha derken.Elini tutar apansız. Avucunun içine bir şey sıkıştırır. Eliylede sıkar ellerini çaktırmadan.Sonra hızlı adımlarla uzaklaşır kapının önünden...
-Kimmiş kız sana soruyorum duymuyor musun?
-Hiç anne çocuklar işte çalıp çalıp kaçıyorlar.
Çıkılır merdivenler.Hemen odaya girilip kapı sıkıca kapatılır.Avucundaki kağıt terden sırılsıklam olmuştur.Heyecanı had safhaya ulaşır.Acaba ne vardır ne yazmıştır bu kağıda ? Kırış kırış olmuş kağıdı açar titreyen elleriyle. " Telefon numaram ara beni" yazar. Kalbi çıktı çıkacak.Yüzü kıpkırmızı bir güneş olup yanar.
Telefonu alıp odaya getirir.Numaraları çevirirken düşünür.Ya hemen aramamdan dolayı "hafif kız" diye düşünürse benim için der ve ahizeyi yerine koyar.Ya aramadığım zaman vazgeçerse benden. Tekrar ahize ele alınır.Tek tek numaralar çevrilir.Heyecan en üst seviyededir.Bir ses" alo " der bir daha .Bir daha " alo, buyrun. kimsiniz?" "Benim" diyemez.Dili dönmez.Damağı kurumuş dudakları kaskatı kesilmiştir. Çocuk" sen misin ?" der.Kız iyice tıkanır.Değil kelime çıksın boğazından yutkunamaz bile.
Çocuk" seni akşam parkın orada bekliyorum.Konuşmayacak mısın?"
-Kız nereye gidiyorsun?
-Emineden dantel ördeği alıcam anne.
-Çabuk gel.Baban duyarsa kırar bacaklarını
Seke seke koşulur .Bacaklardaki titreme, dudaklardaki titreme birbiriyle yarışır.En güzel elbisesini giymiştir.Beyaz, karpuz kollu olanını.Belinden bağcıklı.Kırmızı babetleriyle bir peri kızı gibi salınır. Saçları bir sağa bir sola savrulur rüzgarın kollarında.
Ay ışığının aydınlattığı parkta kimseler yoktur. İçi ürperir.Ya gelmese ? Ya unutursa onu burada ? Oturur usulca bir bankın kıyısına. Ellerinin içi terler. Dudakları kurudukça diliyle ıslatır. Zaman geçmez. Bir dakika bir saat gibi gelir. Gelmeyecek artık .Beklemek gereksiz.Tam kalkarken; bir el omzuna dokunur. Başını çevirir apansız. Gelmiştir diye içi bayram yerine döner. Yanına oturur. Hiç konuşmazlar. Rüzgar salınır tatlı tatlı.ıpıl ıpıl estirir düşüncelere .Dallar, yapraklarıyla şarkı söyler.
Elini tutar erkek.Elleri sıcak sobanın içine düşmüş gibi olur. Sonra yanaşır biraz daha kıza. Ellerini kaldırıp öper.Sonra biraz daha yanaşır. Sağ kolunu kızın arkasından boynuna dolayıp omzundan aşağıya sarkıtır.Bazı bazı da koluna değdirir ellerini.
“Sana bir şey söyleyebilir miyim? Der ve yanaştırır nefesini kulağına. Kulağının içi yanardağdan düşen lavlara teslim eder kendini."Çok güzelsin" Dudaklarına yaklaşan nefesi yüzünde hisseder. Kuruyan ve titreyen dudaklarını ıslatır.
-Kalksana kız neredeyse öğlen olacak.Kalk çabuk çayı koy ocağaaaaaa
-Anne yaaa
YORUMLAR
Merhaba,en güzel gerçekler bir zamanlar düştü...Hayal edemeyen,gerçekleştiremez...Duygular düş kuramazsanız ölürler...hayal etmenin iki güzelliği vardır:
Hayallerle mutlu olursunuz,gerçekleşmese de sermayesi olmadığı için zarar etmezsiniz, en ucuzundaan mutlu olursunuz.
Gerçekleşirse huzur bulursunuz,vuslata erersiniz.
tebrikler değerli kalem...Paylaşmak güzeldi...
Yani adamın kapıya dayanıp mektup vermesinden belliydi:))
Biliyor musun senin yazılarını okuyunca içimden eşime sarılmak geliyor:)) Yani aşk denen şeye inanmam fakat insanın içindeki derin sevgiyi tetikliyor cümlelerin.
Çok güzel, çok beğendim.
Kutluyorum güzel kardeşimi...
Bütün güzel ve hayır rüyalarının gerçekleşmesi dileğiyle...
Hürremim kız sen harikasın. Var ya beni 35 yıl önceye götürdün tül perdenin arkasından bakmalarad ve aynı heyacanla orada kal gitme demelere..... çok güzeldi yazın eminim hepimizdenbirer yaşanmışlıklar vardır. Üç aşağı, beş yukarı yaşadık sanıyorum çoğomuz bu kısa flört anlarını.. Güzel rüya gibiydi ve apansız uyandırıldık çogumuzda o güzel rüyadan.... sevgiler canım..