MİLLİ KOMEDYA
MİLLİ KOMEDYA
Yeni Eğitim dönemi her yıl olduğu gibi bu yılda sancılı başladı. Birçok şehirde birçok okul müdürü diken üstünde. Şu an Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişleri yurt sathına yayılmış, kayıt parası, karne parası, diploma parası soruşturması, pardon şovu(!) yapıyor. Okulların kayıt ve kuyudatları birer birer denetleniyor, kayıt parası alınmış mı bir iz aranıyor.
Merak ediyorum, Milli Eğitim Bakanları ekranlara çıkıp, kameralar karşısında “Kayıt parası alınmayacak” diye halkın nabzına göre şerbet verirken, diğer taraftan da vermek isteyen velilerden “bağış” adı altında yardım toplanılabilir diyor. Yani tavşana kaç derken tazıya tut diyor. Okullara hiçbir ödenek ayırmayan ama okullarınınsa kusursuz olmasını isteyen Milli Eğitim Bakanlığı, biz velileri sadece kandırdığını sanıyor. Asli işi okulları sevk ve idare olan bunun yanı sıra okulların eğitim kalitesini yükseltmek amacı ile göreve atanan idareciler ise okul ihtiyaçlarını karşılamak için resmen dilenci konumuna düşürülüyor.
Okullarda artık idareci olmak “Ateşten gömlek olacak” diyen MEB Ömer Dinçer, aslında kendisinin yangın yerine dönmüş bir bakanlığın koltuğunda oturduğundan haberi var mı acaba? Sayın bakanım eğer halkın nabzına göre şerbet vermekle bakanlık yapılıyorsa, size zahmet kalkın o koltuktan biz veliler olarak birbirimizi daha ağırlarız, okullara sağlayacağımız ödenekte bonusumuz olur.
Milli Eğitim Bakanlığı bir yandan “Kayıt parası şovu” yaparken, diğer yandan okul müdür ve idarecilerinden hesap sormaya hazırlanıyor. Yaz tatilinde yatan, okulların açılması ile okulların tadilat ve inşasına başlayan bakanlık, biz velilere hesap vermeye ne derece hazır. Sınavlarda nal toplayan, başarı sıralamasında hedeflenen verimi bir türlü gösteremeyen ve her yıl eğitim sisteminde değişikliklere giden, eğitim ve öğretim sisteminde başarı çıtasını bir milim bile yükseltemeyen, Milli Eğitim Bakanlığı kendi sil baştan zihniyetinden halka hesap vermeye hazır mı acaba. Hazır değilse de bence bir an önce bakanlık olarak kendini hazırlamalı. Bunu ben demiyorum Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül diyor.
Yeni yasama döneminin açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı yeni anayasaya ile ilgili beklentisini dile getirirken “Hesap soran devlet anlayışından hesap veren devlet anlayışına geçilmesi gerektiğini vurgulamıştır.” ve bu şekilde yeni bir anayasanın yapılması sanırım en çok Milli Eğitim Bakanlığının başını ağrıtacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığının “Kayıt parası şovu” yaparken, ödenek ayırmadığı, hizmetli istihdamının yetersiz olduğu okullardan, sadece çocuklarının sağlığı için okulların temizliğini yapan velilerden haberi var mı? Bir öğrenci annesi çocuğu için gidip okulda temizlik yaparken, Eski MEB Nimet Çubukçu; bir öğrenci annesi gibi, annelik içgüdüsü ile “bu kusur bizim kusurumuz, bu ayıp bizim ayıbımız” diyerek herhangi bir okulun temizliğine gönüllü olarak katıldı mı? Ya da yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer; Sayın Hanımefendi Bayan Dinçer’i, herhangi bir okula gönderip de gönüllü olarak temizlik yaptırmayı düşünüyor mu?
Okulda denetim yapan Hüseyin Çelik’in okul müdürüne dönüp, “Ne bu okulun hali ?”diye sorması üzerine, okul müdürünün “Paramız yok sayın bakanım” cevabı ile tatmin olmayan Hüseyin Çelik, “para ile olsa dedemde müdürlük yapar” cevabı halen hafızalarımızda tazeliğini koruyor.
Ana sınıf açma zorunluluğu getiren MEB, ana sınıflarında istihdam edilen yardımcı bayanların maaşının yine veliler tarafından karşılandığını biliyor mu? Okullarda öğrenci mevcudu kaç olursa olsun sadece 1 hizmetli istihdam edebilen bakanlığın okullarca hizmet satın alma yolu ile çalıştırılan kişilerin paralarının yine öğrenci velilerinden “aidat” adı altında toplanan paralarla ödendiğinden haberi var mı? Okullara alınan bilgisayarların, akıllı tahtaların, projektörlerin, fotokopi makinelerinin parası da bu velilerden çıkıyor sayın bakanım.
Asıl işi eğitimcilik olan, ama yeri geldiğinde kendi okulunda boyacılık yapan, kendi okulunda tesisatçılık yapan, kendi okulunda fayansçılık yapan öğretmenlerimizden sayın bakanın haberi var mı? Yada köy okullarında sabah erkenden okuluna gelen öğretmenlerimizin ilk işinin soba yakmak olduğunu, bir çok okulda ise yeri geldiğinde halende tezek yakıldığını sayın bakanımız biliyor mu?
Öğretmenlerin 1 Temmuz – 31 ağustos arası 2 ay tatil yaptığını biz veliler olarak zaten biliyoruz. Ama MEB Sayın Ömer Dinçer biz velilere vereceği şerbetin şekerini o kadar çok kaçırdı ki 2 ay tatil süresi ekranlarda mucizevî bir şekilde 3 ay oluverdi.
Sayın bakanım sanırım siz milletvekillerinin tatil süresi ile öğretmenlerin tatil süresini karıştırdınız. TBMM İç tüzüğünün 5. maddesi gereğince TBMM 1 Temmuzda tatile girer, yine aynı iç tüzüğün 4. maddesi gereğince ise 1 Ekimde çalışmaya başlar. Kısaca 3 ay tatili yapan siz vekillerimizsiniz sayın bakanım.
Sayın bakan eminim yukarıda “Haberiniz var mı?” dediklerimin hepsinden sizinde haberiniz var. Sizin ayırmadığınız ödenekleri biz veliler olarak, yemiyoruz, içmiyoruz, yeri geldiğinde yırtık ayakkabı ile işimize gidiyor, yamalı kıyafetlerimizle dolaşıyoruz ve okullarımıza bu paraları veriyoruz. Ve Bundan da asla şikâyet etmiyoruz. Ekranlara çıkıp ataması yapılmayan öğretmen adaylarından özür dileme olgunluğunu gösterdiğiniz gibi sanırım biz velilerden de özür dilemeniz gerekiyor.
Çünkü sizin sakladığınız, ödenek ayıramadığınız gerçeğinin biz veliler olarak bilincindeyiz. 3 ay tatil yapıyor öğretmenler dediğiniz, aslında öğretmenlerin 2 ay tatil yaptıklarını biz veliler biliyoruz, 3 ay tatili öğretmenlerin değil, siz milletvekillerinin yaptığını da biz biliyoruz. Bu yüzden ekranlara çıkıp, kameralar karşısında kayıt parası, diploma parası, karne parası toplanmayacak diye bu halka mavi boncuk dağıtmayınız. Biz veliler bağış adı altında toplanan bu paraları okullarımıza vermesek bu okullar içine girilemez, eğitim yapılamaz birer şehir çöplüğünü andıran binalara döner.
II. Meşrutiyet döneminde Milli Eğitim Bakanlığı görevine getirilen Emrullah Efendi’nin “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözünün bu günlerden yarınlara taşınmaması için, biz veliler maarifin idaresini kolaylaştırmak adına maaşlarımızdan okullara ödenek ayırıyoruz. Sizin de bakanlık olarak ödenek ayırmak göreviniz.
Sizin ayırmadığınız bu ödenekleri biz neden ayırıyoruz biliyor musunuz sayın bakanım? YARININ GÜÇLÜ VE LİDER TÜRKİYE’SİNİN bu ödenek yoksunu okullarımızda okuyan çocuklarımızın omuzlarında yükseleceğine olan inancımızı hala korumamız sayesinde ayırıyoruz.
SERVET AKBAŞ
YORUMLAR
milli eğitim camiası içerisinde biri olarak velilerle sürekli bu konuda karşı karşıya geliyoruz..Yazınızda da belirttiğiniz gibi anlayışla karşılıyorlar bizi. İstemek zor gelse de istemek zorunda kalmak inanın bizleri de üzüyor. hele de imkanları kısıtlı olan bir veli ile yüz yüze gelince onun mazeretlerini dinlemek zorunda kalınca düştüğümüz durum daha da üzüyor bizleri .
yazınızla madalyonun diğer tarafından da bakma şansı tanıdınız bize teşekkürler.Ve binlerce velinin sessiz kalmış çığlıklarına ses oldu yazınız.güzeldi kaleminize sağlık saygılarımla
Esmize - Perihan TUNÇOK K tarafından 10/4/2011 10:38:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Afedersiniz ama deveye ' neren eğri' demişler, 'nerem doğru ki?' demiş diye bir laf var.
Neremiz doğru ki?
Her alanda bir kandırmacadır devam ediyor.
Kara'yı ak göstermeyi biliyorlar sadece.
Kızımın kaydını yaptırırken para istediler, okul müdürü okula devletten yardım yapılmadığını, yakacak ve hizmetli ücreti için yardım topladıklarını söyledi.
Ayrıca iki top A4 kâgıdı istendi ben bir top aldım güya yıl içerisinde bu kağıtlara fotokopi çekilip öğrencilerimize verilecekmiş ama bir sayfa fotokopi için Türkçe öğretmeni 1tl para istedi.
Bu nasıl is? Benim on kuruşluk kâğıdımı bana 1tl ye geri satıyorlar.
Ama öğretmenlerimizi bu hâle düşürenler utansın.
M.E.B'in internet sitesine defalarca yazdım, hâlâ cevap gelecek.
Acı bir gerçeği güzel dile getirmişsiniz.
Duyarlılığınızı kutlarım.
Selam ve sevgimle.
servet38
(Mustafa Çetiner)
Bu arada yazmaya unuttum biraz önce, bedeneğitimi öğretmeni voleybol topu almak için her öğrenciden 5 tl istemiş para vermeyenlere top oynatmayacağını söylemişti.
Bu nasıl devlet, nasıl bir eğitim sistemi.
Domuz gribi safsatasıyla çöpe giden ve ceplerine inen aşı paraları yeterdi bunları düzeltmeye.
Selam ve sevgimle.