- 678 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AZMİN ZAFERİ 2
Ahmet‘in günleri giderek yoğunlaşıyordu. Okul ve dershane arasında mekik dokuyordu. Bazen şikayet etse de genel anlamda halinden memnundu. En büyük hayali üniversite anfilerinde ders görmekti. Her yorgunluğunda yakın gelecekte bir üniversiteli olacağı hayali onu rahatlatıyordu. Bu arada kız kardeşini de ihmal etmemeye çalışıyordu. Çünkü ondan başka kimsesi yoktu.
Bir akşam annesi “Teyzen kızıyla bize geliyor. Burada bir tapu işleri varmış. Onları halledecekler. Bir süre bizde kalacaklar. Senin odanda onlar kalır, sen salonda yatarsın. Nasıl olsa geçici bir süre değil mi oğlum” dedi. Ahmet “ Tamam anne olur. Siz nasıl isterseniz” dedi. Bu konuda babasının herhangi bir tepki vermemesinden babasının bu işe olumlu bakmadığını anladı. Ama böyle bir talepte bulunan teyzesiydi. Neticede annesinin ablasına hayır demesi oldukça zordu. Hele Ahmet için daha da güçtü. Yapacak bir şey yoktu. Sonuç olarak babası da Ahmet de kabullenmek zorundaydı.
Her şeyin güllük gülistanlık gitmeyeceği aşikardı. Bazı aksilikler, istenmeyen durumlar elbetteki olacaktı. Bunlara da göğüs gerecekti. Bu yol gerçekten zorlu bir yoldu. Bir anda kardeşinin yanına gelip ona sarılması her şeyi anlatıyordu. Bu hareketiyle “Sen başarırsın. Ben de senin yanındayım” der gibiydi. Kardeşinin saçlarını okşarken “Sen merak etme. Her şey yoluna girer” dedi kulağına. O da annesinin ablasıydı gelme mi deseydi. Ona da hak vermek gerekirdi.
Kardeşi; “Ağabey sen benim odamda kal ben salonda yatarım” dedi. Kardeşinin gözlerine sevgiyle baktı. “Sen rahatsız olma ben salonda yatarım. Keyfine bak. Derslerine iyice çalış aman aksatma derslerini” dedi. Birden babasının “Ablan, ağabeyinde kalsaydı keşke. Bizim durum malum. Hem evimiz geniş değil hem de oğlumuz sınava girecek” demesi üzerine sanki evi buz gibi bir hava kollarıyla sardı. Annesi “Nasıl söyleyebilirim ablama. Böyle bir şey olmaz” dedi. Ahmet atıldı “Babacığım benim için sorun değil” dedi. Çünkü anne ve babasının kendisi yüzünden kavga etmelerini istemiyordu.
Ahmet, okuldan dönünce hemen ödevini yapıp dersane konularını çalışmaya başlardı. Fakat salondaki televizyon sesine ve edilen sohbetlere katlanarak çalışmak çok zordu. “Geçici zaman için sabret” diyerek sesini çıkarmıyor, şartlar ne kadar zor olursa olsun çalışma sistemini bozmamaya gayret ediyordu. Kendi derslerini bitirince kardeşinin derslerine yardım ediyordu. Normal hayatlarına devam etmeye çalışıyorlardı.
Bir gün okuldan geldiğinde teyzesi kızıyla beraber hazırlanmış onu kapıda bekliyorlardı. “Bir tanıdığımız var. Bizi ona götürür müsün?” dedi. Ahmet “Teyze benim ödevlerim var. Sizi götürürsem onları yapamam” dedi kibar bir lisanla. Teyzesi “Sen çalışkansın. Bir şey olmaz. Dönünce yaparsın. Haydi yemeğini ye de bizi bir götürüver” dedi emrivaki bir şekilde. Fazla da itiraz edemedi Ahmet ve onları götürdü. Oradan dönmeleri akşamı buldu. Ödevleri de çok olduğu için bazılarını yetiştiremedi.. Bu konuda inşallah babamla bir sorun yaşamayız” diye düşündü.
DEVAM EDECEK
Mehmet Ali AKSÜMER
YORUMLAR
Bir anne ve babanın en çok istediği şeylerin başında gelir çocuğunu iyi mevkilerde görmek. Öykü baştan sona harika olmuş. Ellerine sağlık. Tebrikler.