- 646 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK VE KİN (15 )
Yüreğinde bilmediği bir burkuntu, sıkıntıyla ayağa kalktı, Mavuş Hala şaşkınlıkla yüzüne baktı,’Daha çayını bitirmedinki oğul’? ’Bitirmemmi lazım’? ’De bakalım neye sıkıldın birden’ ’Hiç’ dedi ’Hiç bir şeye’ içini çekti bilmeden ’Havalarda soğuyor artık, elinde siyah hırkası, geç kalmıyayım yine, Songül söyleniyor hastalarda bekler’ ’Önce ne olduğunu söyle, neye daralandın hele’ kadına sitemle baktı, ’Ben alışık değilim böyle şeylere, batıda yok böyle şeyler, duymak bile huzursuz ediyor beni farkında olmadan’..
Sesi ne kadar güçlü çıkmıştı öyle, Mavuş Hala çekinerek oturduğu yere sindi sanki,’Tamam oğul, ne bilem ben, de hadi geç kalmada işine’.
Sokağa çıktığında, yazdan kalma çok günden biriydi yine, toprak yolun kenarında oynayan çocuklara baktı dalgın gözlerle, ’Ya anlasaydı ihtiyar, birde günlerce başımı bu konuyla ağrıtırdı,yoksa bu kıza yüreğimde birşeyler, yok, yok’ dedi ’Ne alaka, ondan daha güzelleri benim için bir günlük eğlenceydi, Neslihan’ dedi içinden, ’Sende ne varki, aslında çok farklı sayılmazsın diğerlerinden, gözlerinde beni çeken o ışık, asırlardır söylenen aynı şarkı, karşı cinsin çekim gücü, benim inancımı değiştirme sakın, aşk diye birşey yok diye inanayım bırak, bırak hep böyle kalsın....
Annesi geldi aklına, Gemlik’teki kızlardan herhangi birini çoktan hazırlamıştı gelinliğe beyninde, kimi doktor babanın kızı, kimi mühendis Yusuf beyin tek ve cici kızı Pınar veya Hâle Neslihan ne kabul görür, ne istenir, egzotik görünümlü,şark güzeli, Arap kızı, saygılı aslında, büyüğünü küçüğünü bilir, hanım kız, ama annesi, tuttuğunu kopartan serbest kız olsun ister gelini.
Şöyle beraberce alışverişe gideceği, politika tartışacağı, modayı takip eden bakımlı bir kız..
Başını kaldırdı, farkında olmadan sağlık ocağının önünde buldu kendini, gürültüler, ’Aha doktorda geldi’ mırıltıları.
Son zamanlarda ne kadar çok düşünüyordu, farkında olmadan.
Kucağında minik bebeğiyle saygıyla kenara çekilen genç kadına gülümsedi. Odasının kapısında Songül onu bekliyordu ’Yine nerdesiniz doktor bey’ ’Geç kalmadım ama sen bu nerde kaldınız sözüne dilini fena alıştırdın bana kalırsa’ diye mırıldandı..
Songül içinden ’Ne oldu bu adama? son günlerde çok agresif’ diye düşünürken gülümsedi, ’Siz bana bakmayın doktor bey iş stresi işte’ Selim iri yeşil gözlerini hüzünle kıstı, işte yine aynı şeyler, farklı hiç bir heyecan yok, ’Haydi kızım git usumdan, hayallerimden, aşkınıda al git defol git ya’.
Odasına girerken, onu unutmaya kararlıydı kendince...
Neslihan sabah kırgın uyandığında, ranzanın üstüne bakmak oldu ilk işi, Yeşim yerinde yoktu, ’Allah’ım bu deli kendine bir şey yapacak diye korkuyorum bazen’.
İçerden gelen müzik sesiyle kendine geldi, ’Yeşim’ diye seslenince, neşeli bir ses’Hayatım gel bak çay yaptım’ ’Yeşim’in sesindeki neşeli ton içine su serpti o an.
Yatağında gerinirken, Selim geldi aklına, ’Masal prensim ne yapıyor acaba? eminim beni unutmuştur,babasız bir çocuğu içinde taşıyan korkak bir genç kız gibi aşkını tek başına yüreğinde taşıyan benmi olacağım yoksa’?...
Cep telefonunu açtı hevesle, işte beraber Maraş Kale’sinde telefonuna çektiği resimleri, güne senin yüzünü görerek başlamak istiyorum aşkım uğur getirsin bana.
İnsan uyanıp ilk en çok sevdiği birinin yüzünü görünce, günü güzel geçermiş, yüzünü kendine yaklaştırıp gülümseyen gence tüm atomlarıyla baktı sanki, ’Allah’ım! seni dünyaya geldiğime bir kere olsun sevinmem içinmi yarattı acaba Selim’.
...RabiaBelgin......