- 1423 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
AİLE YAPIMIZ VE BU YAPININ İHYASI
Aile; cemiyetin en küçük hücresi, devlet çatısının en sadık, en cesur ve en serdengeçti bekçisidir. Aileyi küçük bir devlet, devleti de büyük bir aile olarak tarif edenler, devletin birlik ve beraberliğinin, emniyet ve bekâsının önemli olduğu ölçüde ailenin de birliği, güvenliği ve bekâsının önemine dikkat çekerler. Onun için bağları çürümüş ve büsbütün kopmuş bir aile hayatı yaşayan toplumların bu gök kubbe altında ayakta durmasını beklemek, bataklık zemine bina yapmaya benzer.
Haram ile helâli, doğru ile eğriyi, çirkin ile güzeli okul sıralarına oturmadan evvel öğrenen nesil ne kadar bahtiyardır. Nesillerin mukaddes bir zincir halinde birbirine emanet ettiği bu terbiyeyi devam ettirmek bizim aile yapımızda bir iman borcudur. Onun için de aile kavramı, Müslüman Türkün ahlakî bir mecellesi olmuştur. Bu sebeple tarihi düşmanlarımız asırlar boyu hep bu temel değere nişan almışlar, vurmuşlar ve devirmeye çalışmışlardır. Bunda da başarılı olmadıklarını iddia etmek, ancak safdillik olur.
Bu gün Türkiye’de yayın yapan televizyon kanallarındaki milleti topyekûn ekran başına bağımlı hale getiren yerli dizilerin, yarışma, evlendirme ve eğlence proğramlarının şekline, kurgusuna, vurgusuna, ahlakî seviyesi-zliği-ne baktığımızda hedef tahtasının ne olduğu, nelere nişan alındığı ve nelerin parçalanmaya çalışıldığı kolayca anlaşılıyor. Bu tür oyalayıcı, kandırıcı, uyuşturucu ve beyinleri iğfal eden, ahlâkî değerleri parçalayan proğramların; hasat zamanı harmana dadanan yaban domuzlarından ya da sarıp sarmaladığı bitki ve ağaçları kanser edip kurutan zehirli sarmaşıklardan daha tehlikeli olduğunun idrakinde olan kaç kişi var?
En başta iktidarın, idarecilerin ve ahlâkî hassasiyetleri olan şahıs ve gönüllü kuruluşların, asırlar boyu cemiyeti ayakta tutan en temel değerleri hedef alan bu tür sinsi faaliyetlere dur diyecekleri zamanı daha ne kadar bekleyeceğiz. Ekonomik, siyasi, sosyal vs. alanlarda ilerlemelerin kaydedilmesi, refah seviyesini yükseltilmesi, gayri safi millî hâsılanın arttırılması gibi hizmetlerin yanı sıra daha önemli olan aile yapısının güçlendirilmesi ve kitlelerin ahlâkî seviyesinin yükseltilmesi gibi konularda neler yapılıyor, neler yapılmalı? Neler yapılmasından geçtim, yaban domuzlarına ve zehirli sarmaşıklara karşı aklı başında birkaç tedbir alınsa ona razıyım.
Refahın ve tekniğin beşeriyeti huzura kavuşturamadığı, selamate ulaştıramadığı inkâr edilemez bir gerçek olduğuna göre, dikkat ve ihtimamı nice zamandır ihmal edilmiş manevî bünye üzerine çekmekten başka yol olmadığını görmek ve gençliği bu istikamete doğru çekmekten başka çaremiz var mı?
Bu gün yalnız bir değil, bütün dünya, aile anlayışının bozuk para gibi harcanışının ıstırap ve çilesi ile boğuşuyor. Ve yine bizimle beraber bütün dünya bu işlenen cinayetlerin bedelini en ağır şekilde ödemeye de devam ediyor. Tek tek ve iç içe halkaları devleti bütünleyecek aile yapımızı kurtarmak, asır boyu dünyanın her tarında itibar görmüş ve bu şekilde başarı kazanmış klasik kıymetlerimizi teminat altına almamız gerekir.
Bu aile kavramı, millî ve tarihî ahlâk sistemi, bu asil duruş, iman, irfan, hikmet, adalet, insaf, merhamet gibi kıymetler gerek kitabi olarak gerekse şifahi olarak yarınlara intikal ettirilemeyecek olursa, varisi olmayan bir mal gibi tarih hazinesine devrolur elden çıkar. Türk milleti elinden kaçırdığı bu büyük gücü tekrar kazanmak, onu, saklandığı köşesinden çekip çıkarmak kudret ve imkânına diğer milletlerden çok daha fazla sahiptir. Bu mirasa sahip çıktığımız an, yine dünyaya parmak ısırtacak bir hamle kaydedebileceğimize yürekten inanıyorum. İşte o zaman, hem kendimiz, hem de bizim sayemizde dünya milletleri de huzurlu bir nefes alabilecektir.
YORUMLAR
Yetiştiği ailede çürük bir yan olan ve kendilerine aydın sıfatı veren sözde çağdaş kişiler Batılıların yaşam şekillerine alkış tutarken şuur altlarındaki o kokuşmuş aile yapılarından kaynaklanan aşağılık duygularını atmak istiyor ve toplumun kendi aile yapısına benzemesini istiyor. İşin garibi medyanın her kesiminde kendilerine yer de buluyorlar.
2. Dünya Savaşında tarumar olan Avrupa Aile Yapısı, çok istemelerine rağmen kendisini toparlayamıyor ve bizdeki sözde aydınların 'çağdışı/köylü' diye küçümseyerek baktığı oradaki bozulmamış Türk Aile Yapısı'na hayran.
Konu çok uzun.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Aileyi küçük bir devlet, devleti de büyük bir aile olarak tarif edenler, devletin birlik ve beraberliğinin, emniyet ve bekâsının önemli olduğu ölçüde ailenin de birliği, güvenliği ve bekâsının önemine dikkat çekerler. Onun için bağları çürümüş ve büsbütün kopmuş bir aile hayatı yaşayan toplumların bu gök kubbe altında ayakta durmasını beklemek, bataklık zemine bina yapmaya benzer.
Yazının özü budur...selam,tebrik ve takdirlerimle
Telsiz Kânunumuz var...
Ailenin ve dolayısı ile Devletin korunmasında alınması gereken tedbirler ve gözardı edilenler,
ne yaygınca biliniyor n e konuşuluyor!
Lâmbalı Radyolara ve Renksiz televizyonlara konulan ruhsatlar,
günümüz insanını korumaya amaçlanıp neden uygulanmıyor.
Gazlı içecek ve Sigara yasağı gibi telsiz kanunu da güncellenip titizlikle uygulanmalıdır.
Elektronik Atom Bombaları, Milletimizi kaç yıl daha sarhoş tuta bilir ki!?...
Bu sarhoşluğun sonunu kim tahmin ede bilir?...
Gâzi Üstâdıma, en derin Saygım ve Selâmımla...
Kadir Yeter.
03.10.2011- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=85121
HüseyinGazi