sahipsiz mektup
Yürümeyi bilmediğim yollarda yavaş yavaş gitmeye başladığımdan beri hep farklı bir dokunuşun sert cevapları arasında ezilmiş bir ruh ile bakmaktan haya ettiğim gerçeklerin derin ve bir o kadar da acıtan yıllarını hatırlıyorum sessizce...
Beklemeyi bilmediğim zamanlarda ısrarcı bir dille koşarken gençliğin çarpıcı karanlığında arzuladığım ve asla gerçekleşmesi mümkün olmayan bir düşün ellerimde kayboluşunu izliyorum öylesine...
Mahkeme duvarı gibi yüzlerden merhamet umduğumdan beri ölümün soğuk yüzü gittikçe kayboluyor gibi yalnız bir odada titrercesine...
Yakamadığım mumların etrafında ısıtırken umutlarımı, erken diyerek başlanılan geç kalınmışlıklar arasına sıkıştırırken iyi kilere veda edercesine baş koyduğum yollarda herkes gibi gidip aslında yeniden dönmek istercesine yürüyorum korkusuzca......
’ Bilmediğin şeyden korkmazsın’ derdi annem. Hep bunun cesaretiyle başladığım kayboluşların aslında kendi içimde yeniden doğmak olduğunu öğrendiğim andan itibaren kendimce güzel olan saf bir dünyanın içerisinde baş rolü tek başıma oynarken sevinç denilen şeyden kopuyormuşum gittikçe...
Düşünebiliyor musun? Sessizliğin mezarını kazıp yıllarca hiç susmadan konuşacak olan ben kendimi o mezara gömüyormuşum... Doktorlar hep farklı şeyler söylüyorlar ne bir iç çekiş kadar mutlu ne de yüreğimi intihar edercesine umutsuz ve başıboş kalabilmişim hırçın ve yırtıcı gerçeklerde... Güçsüz olarak sandığın ruhum acizliği bırakıp arada bir de olsa dayanabilmeyi biliyormuş...
Almadığım ilaçlardan annemin haberi yok doktor farkında ama zorla içirmek istemiyor gibi baksana...
Her gece aynı rüyayı görüyorum insanlar konuşuyor sanki biri bana bir şeyler anlatmak istiyor ama duymuyorum. O birisini hiç görmüyorum acaba sen misin diye soruyorum anneme bana bakıyor ve gözleri doluyor birden... Sanki sen hiç yokmuşsun gibi davranıyorlar. Anlamıyorum daha geçen hafta seninle gezmiyor muyduk sahilde sessizce. Anneme sorarsan iki aydır bu iğrenç odada tek başıma kalmışım... Kendimden bihaber...
Ama ben neden hatırlamıyorum ki? ...
Hiçbir şeyden korkmayan ben bir tek bundan korkuyorum işte... Yok olma ihtimalinden...
Uyumakta istemiyorum aslında yavaşça bir boşluğa düşer gibi oluyor ellerim ama tutan yok ... Ve gittikçe büyüyor boşluk çırpınarak uyanıyorum her defasında...
Seslerde duyuyorum aslında böyle boğuk bir ses derinden gelen... Ne mi diyor? İnan bilmiyorum...
Saat sekiz hemşire geldi yine. Her saat başı geliyor nedense kolumla uğraşıp ateşimi ölçüp gidiyor ve hep seni soruyor bende iyi olduğunu söyleyince yüzünü asıp gidiyor doktor da öyle... Neden istemiyorlar ki seni ben seninle bu kadar mutluyken hem de...
Dün bir şiir yazdım sana doktor okudu ve güldü. Gözlerime baktı ve :
_ Onu çok mu seviyorsun ? dedi.. başımı salladım ve ’yokluğunda varmış gibi hissedercesine’ dedim sustu...
Neden öyle dedim bilmiyorum ama o da sen yoksun diyecek diye kokmadım değil hani...
Bugün daha iyi hissediyorum aslında kendimi. Hemşireden kalem kağıt istedim ve bu mektubu yazmaya başladım ama bir adres bile yok zarfın arkasına yazacak önemi de yok baksana eline geçse ne değişecek ki?..
Annemi de almıyorlar artık yanıma. Babamın yokluğunu hiç belli etmedi o . Şimdi de öyle. Kapının önünde bekliyormuş ağlayarak hemde... Ben onu bu kadar çok severken ben neden ağlayamıyorum sanki...
Bu sana yazdığım son şeymiş öyle diyor doktor artık kalem ve kağıt yokmuş. Kızdım ama sesimi çıkarmadım kızar diye belki....
Artık eskisi gibi nefeste alamıyorum konuşurken bile zorlanıyorum bazen adını bile unutuyorum kimse de hatırlatmıyor. Düşünüyorum düşünüyorum zorda olsa birlkaç harf geliyor aklıma susuyorum yine aynı şeyi söylerler diye belki...
Bende artık şey... Ne diyorum ben ya. İşte tam burada tam karşımdasın ya...
En çokta bu gülüşünü seviyorum... Ne olur sen hep gül böyle... Hey dur nereye gidiyorsun yine...
Çok yoruldum bitirsem artık mektubu hoşçakal bile diyemeden artık öylesine... Gittiğin o karanlığa arkandan gelircesine... Yok olduğu artık bilsem de gelmek istiyorum arkandan sessizce... Bilmek ister misin bilmiyorum ama bil ki ölüm artık uzak ve o kadar soğuk gelmiyor bu bedene... Gitmek isteyip de gidemesem de....