- 878 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NERDE O SOYLU AŞKLAR ZARİF AŞIKLAR...
Montaigne: “Aşk utanmanın ve çekinmenin olduğu yerde vardır.” der.
Değerli, anlamlı ve güzel olan birçok şey ‘çağın gereği!’ olduğu gerekçesiyle sözbirliği edercesine her geçen gün daha da çirkinleşiyor, kabalaşıyor ve bozuluyor maalesef. Türkçe bile o hale geldi ki konuştuğumuz dili kendimiz bile anlayamaz olduk neredeyse. Bunun yansıra bir de ‘yabancı dil’ konuşma salgını yayıldı ortalığa. Dünya dili olduğundan olsa gerek, ülke başbakanı bile iki lafın birinde “bir dakika!” yerine “van münit!” demeyi yeğliyor.
Başlarda kavak yellerinin estiği, her şeyin gözlere tozpembe göründüğü o ilk gençlik çağlarında dillerin tutulduğu, kalplerin durduğu, yüzlerin kızardığı O İlk Aşk heyecanını platonik de olsa hemen her genç kız ve genç erkek tatmış olmalı ki “İlk aşk hiç unutulmaz/Bu bir darbı-meseldir/İlk sevgili nedense her güzelden güzeldir.” dizeleri çıkmış ortaya.
Biri; beni duygusallaştırıp menevişli hülyalara salan…Diğeri ise; yüreğimi acıtıp, hüzünlere atan,farklı zamanlarda yaşanmış bir ‘karşılaşma hikayesinin’ iki ayrı kişi tarafından nasıl farklı biçimlerde algılanıp, dile getirildiğinin örneklerini sizinle de paylaşmak istedim üzülerek de olsa…
Yıl 1978. Genç bir erkek, bir genç kızla karşılaşır hiç ummadığı bir anda. Gerisini onun ağzından dinleyelim:
“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Ne yapacağıma karar veremedim. Heyecandan ayaklarım titredi. Çok geçmeden kendime gelir gibi oldum. Yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. Kendimden emin bir şekilde “İyi akşamlar” dedim.
Yıl 2009. Genç bir erkek, bir genç bir kızla karşılaşır hiç ummadığı bir anda. Gerisini onun ağzından dinleyelim:
“Abi onu birdenbire karşımda görünce çüş felan oldum yani…Oğlum, bu iş bizi kasar, dedim fena halde göçeriz dedim, enjoy durumları yani. Ama concon muyum ki ben? Baktım ki o da bana kesik, sarıl oğlum dedim, bu manita senin. Hav ar yu yavrum dedim!”
BU SEVDA BENİM
Dilime dolanan bu şarkı benim
Hülyalı bakan bu gözler benim
Söylemeye utansa da bunu dilim
Başıma gelen bu sevda benim
YORUMLAR
TÜLİN ÖZTUNÇ
Yalnız beni çok üzen ve çok anlamsız bulduğum bir şey var ki o da; ağız alışkanlığı olsa gerek Hayvanlarla insanları özdeşleştirmek alışkanlığı...
Ben bütün ülke toplumunu onların bir tüyüne kurban ederim inanın.
Esenlikler dilerim
yön
Tabiki Hayvanlarla insanları özdeşleştirmek lazim haklisiniz zira Hayvanlarla eti yenir sütü icilir derisi geyilir Fakat başka diyecek birşe bulamadin
Ben cocuk ken oniki yaşima kadar köyde hayvanlarl birlikte büyüdüm onlar mellek gibidirler.
----------------------------------------------------------------------------
Kücük bir anim kısaca anlatayim bizim koyunun birtanes kişin ortasin da kuzuladı dah toy ilk kuzusu annesı hic süt vermedı açliktan ölecekt o acı acı melerken ban ağliyorum aneme süt bul diye yalvariyordum ağliyorum annem kışın ortası henüz inekler buzalamadı nerden bulim oğlum deyordu aklima birden ölen kardeşimin biberonu geld aradım buldum ve suyu ılıtım icine şeker katarak besledım büyütüm babam bu artik senin demişt ne kadar coğalirsa coğalsın hepsı senin fakat büyüdü annesi kadar oldu oda karnında bebesı vardı coban kurda kaptirdi ozaman yine günlerce çok ağlamidim.
selamlar sevgiler.yoluyorum esen kalin
yön
Kalemin daim ilhaminiz bol harika yüreginiz var olsun efendim .
Montaigne: “Aşk utanmanın ve çekinmenin olduğu yerde vardır.” der.
BU SEVDA BENİM
Dilime dolanan bu şarkı benim
Hülyalı bakan bu gözler benim
Söylemeye utansa da bunu dilim
Başıma gelen bu sevda benim.
ben bu kadarını aldım.:))) öyle gerçekki yazdıklarınız .yıllar arasındaki bu fark.
nerede yalnış yaptık biz yetiştirdik bu gençleri diyorum.
ve teşekkür ediyorum.))
TÜLİN ÖZTUNÇ
Yorumunuzu henüz gördüm.
Teşekürlerimi biriken faiziyle birlikte yolluyorum:)) Kabul edersiniz umarım.
Ömrünüze bereket