- 2737 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
SEVMEK DUYGULARLA MI MANTIKLA MI OLMALI
Sevmeler içten olmalı, yüreğini koyarak sevmeli insan, hem de büyük bir sadakatle. Koşulsuz, beklentisiz ve sınırsız .
Böylesi aşklarda yürek, sadece sevdiği için mutludur, hiç bir çıkar beklenmez, umulmaz ve aranmaz.
Sevilenden gelen; acılar, hüzünler, elemler, çileler, kahırlar, sitemler, nazlar, meşakkatler, cilveler, vb. zevkle paylaşılır. Bütün bunlar, O’ndan geldiği için seven mesuttur, bahtiyardır. Acılar yüreğini burksa, kalbini ısırsa da, bunlardan zevk alır.
Gerçek aşklarda, sevgilinin “ölünceye kadar… ” söylemi boşa söylenmiş bir duygu resitali değildir.
Bu duygu az rastlanan sadakatin, altın harflerle gönüllere yazıldığı eşsiz bir cümledir. Gönülden sevmeyen hiçbir kalp bu taahhütte kolay kolay bulunamaz. Çünkü seven yürek blöf yapmaz. Hakikatin ta kendisidir bu söylemler.
Sevmek, bir bahar sabahı pikniğe çıkarak kelebekleri azat etmeye benzemez elbette. Fakat yüreğe ferman dinletilemez kimi zaman. Bağıra kor düşmüşse, aşka giden yollarda dikenler batacaktır battığı kadar. Gerçekler aşklarda daha farklı ve acıdır zira.
Ya gidilecektir bu yoldan, ya da gidilecektir. O halde sevdanın, yüreği kahreden sihirli kadehinden içilecektir. Kalbin paramparça, kaderin, ellerinde olacaktır.
Fakat sevginin gücüne inanan, teslimiyetle seven yürekler aşkın kahırlarını kabullenmişlerse, bu şekilde mutlu olabilirler belki. Kavuşmadan, koşulsuz, sınırsız ve beklentisiz severek. Bu ise, sevginin yüce, gıpta edilen, en erdemli merhalesidir.
Bu yüzden aşklarını içine gömen, bu yolda feda-i can olanlar elbette makbuldür sevenlerce.
Son nefes verilirken hala sevgilinin sayıklandığı büyük aşklar az değildir. Bu manzara, masal asla değildir. Çünkü aşkın zamanı, çağı, eskisi, yenisi olamaz. Duygular zamanla farklılaşmaz.
Ancak tarih boyunca yaşanan büyük aşkların çoğu hüsranla bitmiştir ne yazık ki. Hiç sevip de vuslata eren var mıdır?
Kaçınılmaz hasretliklerde yolları beklenir sevgilinin sabırla. Zaman ve mekan söylenmeden.
Bekleme duygusu, özverinin, yaşanan duygusallığın ne kadar yoğun olduğunu simgeler. Ömür boyu bekleme göze alınmıştır. Hatta bu yolda ölmek bile.
Sevgiliden bir teselli, bir tebessüm beklenir, fakat hoyrat rüzgar yanaklara soğuk öpücüğünü kondurur aniden. Uyuduğunuz alemden işte o an uyanırsınız. Ortada sevgi de yoktur artık sevgilide. Seven kalplerin kaderi budur işte.
Sevgi çoğu zaman mantık tanımaz, hele de deli dolu sevmelerde, seven yüreklerde akıldan eser kalmaz bir zaman sonra.
En çok kızdığınızı, hiç tipiniz olmayanı, hatta nefret ettiğiniz birini de sevebilirsiniz. Fakat mantığınız kabullenmez, aklınız isyan eder. İşte burada yol ayırımına gelinmiştir. Ya aşk, ya mantık denilecektir.Bundan sonra da aşk hayatınız verdiğiniz karara göre şekillenecektir.
Sevgi, mantığa ve akıla danışmayı sevmez, kontrolden, ihtiyatlı davranılmaktan hoşlanmaz. Çünkü duygular yürekte kabaran sel gibidir, çağlayanlara benzer. Kendi mantığı ile, kendi hür iradesi ile, kendi yatağında akmak ister. Müdahalelerden sıkılır, öfkelenir, önüne çıkan engelleri yıkar, frenlenirse kaynağına çekilir, durulur, küser ve söner.
Engellenmediği sürece kendi yolunu kendi çizer, nazlı nazlı akar. Engin denizler misali istekli yüreklere doğru yol alır, sevgiye aşina kalplerde toplanır.
İşte kendi arzu ve taleplerine bırakılan sevgiler, sevenlere sundukları hazlar kadar tehlikelerle doludur. Kimi zaman sonsuz uçurumlara sürükler yürekleri, kimi zaman sevginin bu coşkusuna seven kalp tahammül edemez.
Bu durumlarda sevginin törpülediği duygular ipekleşir, kırılgan ve alıngan olur. Beklentileri her zamankinden daha çok olur. Umutları, özlemleri, arzuları, hayalleri hemen gerçekleşsin ister.
Veya aşırı duyarlılığın verdiği hassasiyetle havadan nem kapmaya başlar. Bu ve benzeri duygu halinden dolayı sevenler birbirlerini daha çok kırmaya, birbirlerinden daha çok alınmaya başlarlar.
Bu durum hoşgörü ortamını da ortadan kaldırır. Ufak hatalar gözlerde büyür. Kavgalar, kırılmalar, küsmeler başlar. Kar topunun yuvarlandıkça büyümesi gibi kırılganlıklar kavgalara, kaba ifadeler kullanmaya götürür.
Bu tartışmalar kalpleri ve sevgileri derinden yaralar. İşte gerçek sevenlerin geçinememesi ve mutlu olamamasının esas sebebi birbirlerini çok sevmeleri, sevgi gösterimlerinde mantıklı düşünememeleridir.Bu yüzden bu zorlu sınavı geçerek mutlu olan çok az seven vardır.
Bu bir kısır döngüdür aslında, mantıklı düşünüldüğünde, alınganlıklar ve kırgınlıklar bitecektir, ancak mantıklı her davranış, aşkın çılgınlıklarının her birinin azalmasına neden olacaktır. Bu kez de sevgi yavaş yavaş tükenecektir.
Bu yüzden çoğu uzun süren evliliklerde sevgiyi genellikle bulamazsınız, mantık ve akıl vardır. Fakat aşk çoktan bir yerlere gitmiştir.
Sevgide duygu ile mantık bir arada kullanılabilir mi? Örneği yok denecek kadar azdır.Başaranı tebrik etmek gerekir.
Peki “hangi yol tercih edilmelidir” diye sorulabilir. Burada tercih hakkı yoktur. Çünkü aşklarda bir planlama, hazırlık dönemi, kendini adapte etme gibi olay yoktur.
Aşk, balık avlamaya çıkar gibi bir olgu değildir ki hazırlık yapasınız. Zamanı, başlangıcı, ne tür olacağı, nasıl yaşanacağı, duygular mı mantık mı kullanılacağı tamamen olayların gelişmesine bağlıdır.
Bazen duygular acele eder, her şey bir anda olup biter. Şıpsevdi denir böyle tutkulara. Böylesine aşk denilemez. Zamanla karakterler çözüldükçe sorunlar da artar. İlgiden eser kalmaz.
Öyleyse ya sevin ateşlerde yanın, ya da sevmeden bir hiç gibi yaşayın.
Tercih sizin, iki yol da ortada.
YORUMLAR
yazdıklarınızın her karesini yaşamış biri olarak duyguların mantığı yerle bir ettiği en uçta ve geri çekilişi sinişi yıkılışı ama ona rağmen sevmekten vazgeçmeyen yüreğimi anladığımda kendime saygım daha arttı delilik belkide bile bie acıya ve yanında aşka merhaba demek unutmayı bilmeyen yüreğim de sevgi büyümeye büyütmeyi seçti....aşksız sevgisiz duygusuz hayat susuz çölde kalmışa benzer diyor kutluyorum çok güzeldi yazınız. saygılarımla..
Entellektüel-41
Gülayşe DELEN
Sevmek öyle kolay olmamalı.Önce saf kan olup içini yakmalı.Sonra tutuşturmalı.Har har köz köz düşmeli her an.Adı diline her değdikçe, bedenden bir kor ateş peydah olmalı.Yok öyle iki bakışa üç göz süzüşe aşk...
Yıllarca ağlamalı gülmekten yoksun olmalı.Her ağlamak içine düşen damlanın büyüyüp çoğalmasına eş olmalı...
Aşk sabır işidir.Tek taraflı olmalı.Sadece içe akan lav olmalı.Acı hüzün hasret ile kavrulmalı...
Entellektüel-41
Entellektüel-41
Aşk kapıyı çalınca mantık arka kapıdan kaçar genelde. Çok güzeldi ve tespitleriniz de çok doğru. Kutluyorum. Selamlarımı sunuyorum
Entellektüel-41
Sevmek ve sevilmek harika duygular hele bir de karşılıklı olursa.
Her insan mutlaka aşık olur. Er veya geç yeter ki doğru aşkı...
Ama bana göre aşk ve mantık ikisi bir arada olursa doğru aşk bulunmıuş demektir.
O kadar geniş konu ki ne satırlar yeter, ne de duygular
Ama hayat zaten sevgi üzerine kurulmuş değil mi? Bu duygulardan toksun insanlara acıyorum.
Yemek içmekten bile daha önemli. Yine yazacağım Aşk başlı başına bir dünyadır...
Harika bir yazı , iki kez okudum. Sizi yürekten kutluyorum, sevgyle kalın...
SEVMEK GUZEL BIR DUYGU SEVILMEK DE GUZEL SEVIP VE SEVILMEYI BASARABILMEK ASKIN, SEVGININ GUZELLIKLERINE VARABILMEK
DUYGULAR BIRLESMISSE, HER SEY RUH IKIZI GIBI ATIYORSA YAZILANLAR YUREKLERDE ATIYOR SOYLENENLER YUREKTE KALBIN DERINLIKLERINDE YASANMIS VE O SEVGIYI KORUYABILMISSE, KORUNAN SEVGI OZVERIYI DE GETIRIYORSA, SEVGI BIR BUTUN OLARAK
SEVEN VE SEVILENLE DOYASIYA YASANIYORSA GUZELDIR.SEVGI , ASK, MUTLULUK UCGENINDE TADINA VARIYORSA ASK ELMA SEKERI GIBI TADINA VARARAK YASANIYORSA MUTLULUK ONUN DAMAK TADIYSA BU SEVGI HER SEKILDE MUTLULUGUN SEVGI CEMBERINDE
DONUYORSA GUZELDIR.MANTIK HER SEYE COZUM DEGILDIR.DUYGULAR MANTIGI BASTIRIR DUYGULAR SEVGININ ALDIGI YOLDA ILERLER VE GIDILEN YOL MUTLULUK YOLUNDA GIDILINCE KARSILIKLI FEDAKARLIKLARLA GECILIYORSA HER SEKILDE GOYUS GERILIYORSA ENGELLERI ASMAK ICIN OKYANUSLAR KISALIR SEVGI ONE GECER DUYGULAR ONUN DAMAK TADINDA YASANIR VE MUTLULUGUN DORUGUNA ULASILIR.SEVGIYI TARIF ETMEK GUC YASAMAK GEREKIR.ASKIN SEVGIYLE VE MUTLULUKLA BIRLESTIGI NOKTADA BUNU BASARANLAR DUNYAYI DURDURUR SEVGIYLE BEN BUNU YASAYANLARDANIM.BU DA GUZEL BIR SEVGI ASK VE MUTLULUK NOKTASINDA ENGLELER KALKAR DORUGA CIKAR SEVGI.MANTIK SECILMEZ SEVGININ DUYGULARI SECDIGI GERCEK SEVGININ YUREGIN DERINLIKLERIYLE BULUSTUGU DORUK NOKTASIDIR.OKYANUSLAR BILE ENGEL TANIMAZ ZAMANI VE YERI GELDIGINDE ASILIR O ENGELLER YETERKI SABIR VE SADAKATIN KORUNDUGU GUVENIN BUTUN OLARAK YASANDIGI HISSEDILSIN.SEVGI SADAKAT GUVEN ASK MUTLULUK BUTUNLESIR .
Çerkez Kızı tarafından 10/2/2011 1:37:42 AM zamanında düzenlenmiştir.
Entellektüel-41
Çerkez Kızı
HARIKA BIR YAZI VE BU YAZI HERKESE ORNEK OLACAK BIR NITEKITE YAZI SEVEN VE SEVILEN BUNU DEFALARCA OKUMALI VE BU YOLDA DUYGULARIONE GECIYORSA MNTIK SEVGININ ONUNE GECEMEZ SEVGI DUGULAR ONDEOLUR SADAKAT FEDAKARLIK VE GUVEN ONLARA ESLIK EDER.BEN TESEKKUR EDERIM BU GUZEL YAZI ICIN.
Sevgi, mantığa ve akıla danışmayı sevmez, kontrolden, ihtiyatlı davranılmaktan hoşlanmaz. Çünkü duygular yürekte kabaran sel gibidir,
Setfettin Bey, sevmeyi bu kadar güzel tarif eden bir kalem daha okumamıştım. evet, sevmek, hızlı akan sel gibidir. Önüne hiç bir engelin çıkmasını istemez, yıkar geçer. Hele matığa hiç danışmaz. Mantığa danışsa adı aşk olmaz.
Tebrik ederim.
saygılar efendim.