- 709 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNLÜĞÜMDEN
Bugün( dün) hava soğuk. Pencereden baktığımda güneşin ışınlarına aldanmışım. Dışarıya Tarzan gibi çıkınca üşüdüm, sabahın ayazı yüzümü yaladı. Her zaman arabada beklettiğim anorak montumu üzerime geçirdim. Arabayı çalıştırmadan; her zamanki gibi on katlı binamızın köşesinde kendine yer bulmuş olan incir ağacının yarılmış meyvelerine gözlerim takıldı. Bu ağacın, betonlaşmaya inat kendi yaşam mücadelesindeki kararlılığı o kadar hoşuma gidiyor ki; sanki insanın belleğine farklı bir mesaj gönderiyor gibi. İnsanoğlunun doğayı yok etme hırsına karşın tek başına direniyor izlenimini hissettiriyor içimde. Bu yüzden doğanın özlemini bu onurlu incir ağacıyla gideriyorum. Meyvelerini bile koparmaya kıyamıyorum.
Bugün(yani dün), farklı bir semtteki pazar yerinde çadır kuruyorum eşimle. Tezgahın kurulması bitti neredeyse. Arabamı çekmeye hazırlanıyordum ki; sitenin girişindeki köpek havlamaları ortalığın sessizliğini yırttı. Köpekler birbirlerine öyle hırlıyorlar ki, sahipleri zapt etmekte oldukça zorlanıyorlar. Biri kadın, diğeri de erkek köpeklerin iplerini kendilerine doğru çektikçe; köpeklerin ön ayakları havada askıda kalıyor adeta.
Kadın:
- Akıllı ol kanişim, ayıp sana yakışmıyor hırçınlık!
Adam, kadına iltifat olsun diye:
- Terbiyesizlik yapma! Utanmıyor musun şu güzel kıza hırlamaya.
Kadın, kulübeden başını uzatan güvenlikçiye veryansın ediyor:
- Köpeklerimzi niye ayırmıyorsun, güvenlikçiiiiii! Yoksa ücretini vermem bilmiş ol.
Güvenlikçi, el pençe koşuyor köpeklere doğru.
Güvenlikçi, şakalaştığım bir emekli komiser. Çocuklarının masrafını karşılamak için emekli olduktan sonra ek iş olarak o siteye güvenlikçi olarak girmiş.
Biraz sonra emekli arkadaş yanıma geldi. Kadının emrivaki konuşmalarından alınmış ve zoruna gitmiş olmalı ki:
- Duydun mu, kadının bana söylediklerini?
- Duymadım, dedim.
Hiç söyler miyim. Kolay değil, emir altında çalışmak. İnsanda ne şahsiyet ne de onur kalıyor.
Bugün öğleden sonra bana “Amarikalı artislere benziyon” diyen pazarcı arkadaşı gördüm. İki ay ortadan kaybolmuştu.
-Nerelerdeydin?
-Marketcinin yanında çalışıyordum.
-E!
-El işinde çalışmak çok zor Amarikalı! Pazarlarda kendi işimde akşama kadar ayakta sorutmaya; pazarların çilesini çekmeye razıyım!..
İşte böyle; insanın kendi işinde çalışması gibi var mı?
Bunu; yaşayan bilir….