MASAL
En uçsuz diyardan geliyorum ben, hani en bucaksız olandan,Sanma ki yoruldum sana gelen yolda sanma ki bir dakika duraksadım,Masal kahramanlarından geçtim çogu zaman,pollianna dan mesela,anlattı uzun uzun pinokyo,selam söyledi kırmızı başlıklı kız sana…
(sevdiğim bir arkadaşıma yazmıştım bu şiiri masal anlatmak gelmişti içimden ona gülsün diye mutsuzdu o gün biraz...beğenmişti...:) masal dedim de;
sahi,
Masal anlatırdı eskiden büyüklerimiz,dedelerimiz,anneannelerimiz.. otururduk kucaklarına,dinlerdik keyifle…ama adı üzerinde işte masaldı ya evvel zaman içinde kalbur saman içindeydi.
Biz mutluluk sonlu masallara alışmıştık kerevetine çıkmaya inip masalı anlatanın kucağından heyecanla ve mutlulukla oyuna dalmaya…gerisi gelmeyen masallar vardı eskiden başlanır anlatılır,en heyecanlı kısmında ‘’hadi bakalım benim namaza durmam lazım git oyna devamını anlatırım sonra’’ile kesilen ve devamı asla gelmeyen masallar,kendi kahramanlarımızı yarattığımız ve devamını kendimizin yazdığı masallar…
Yaşamın kendisi bir masal iken geçmişten günümüze yaşananlar birer masal olarak çıkardı beklide karşımıza,karakterler tanıdık gelirdi ,bazen de bir zamanlar küçük bir kız varmış ,kırlarda koşar oynarmış diye başlayan masalda o kızın kendisi olduğunu sananlar bile olmuştur,acaba ne hata yaptım öğüt mü verecek masalla diye…
Şimdi yazılan masallar var mesela henüz hiçbir çocuğa okunmamış…
Yaşanan,ve kahramanları halen aramızda olan…
La’fonten den değil masallar,içimizden,İzmir karşı yaka da deniz kıyısında parklar vardır villalar derler semte, orda oturur sevgili genç yaşlı demeden bulduğu banka,alır bir kese çekirdek çitler…bugün üşenmedim indim arabadan bi beş dakika içime çekeyim dedim günün karbonmonoksitine inat kulağımda uzaktan gelen bir ses Kaval desem değil,ney desem ıı-ıhh sesin geldiği yere doğru yürüdüm yürüdüm,yürüdüm ,yaklaştı ve en sonunda sırrı-kelamı çıktı ortaya…yerde oturmuş,mendil satan 60 lı yaşlarda bir adam …yüzü başında ki şapkadan değil,öne eğik olduğundan gözükmüyor…etrafında insanlar çocuklu çoluklu gençli yaşlılı
Fotoğrafını çekenler,şaşkınlık içinde izleyenler,dalga geçip gülüp eğlenenler…ha birde vebalı görmüş te karantinaya alın bunu der gibi tiksinç şekilde kenarından geçenler…
Bir bey yanında ki hanıma anlatıyor…hafiften kulak çevirdim..; ‘’eskiden buralar çok güzeldi şöyle idi böyle idi…şimdi böyle işte…dilenci doldu baksana,adam çalıyor inatla ve kendi nihavent makamında bedavadan kulak pası temizlenir tabelası assa yeridir iyide çalıyor hani,çevresi yorumluyor…ilerde masallarda yer alacak çünkü….ana tanık olmak lazım…
Düttürü dünya dedikleri bu olsa gerek….düttürü dünya
mendiller mi?
alan yok
A.B.2011 İZMİR
YORUMLAR
Bir varmış bir yokmuş,evvel zaman içinde,kalbur saman içinde,develer tellal iken ,pireler pervan iken,,
diye başlardı babamın masalları ve hep güzel biterdi.Geleceğe dair mesajları alır umd içinde uykuya dalardım.
Canıım babam keşke hep masal diyarında kalsaydım.
Annem masal anlatırdı yaramazlık yaptığımızda.Üç kardeşi dizerdi karşısına ve korkulu masallar anlatırdı.
Anne-baba sözü dinlemeyen çocukların bsşına neler gelebilir mesajları içerirdi.Çokca tırsardım.
ve gelde çık büyük sözünden derdim bazen yasakları ciğneme aşamasına gelince..=)
hayat masal bizlerde karekterleri.masalın sonu yaklaşıyor bakalım son nasıl olacak.
saygılar!
AliBUDAN
YA SEN GÖZ YAŞI PINARINDA MI OTURUYORSUN?
:((((
AliBUDAN
bu nasıl bişey anlamadım ki...!!!!
bizim masallarımız da arkası yarınlı olurdu.
çok kardeş olmanın avantajı,büyükler her gece sırayla anlatırlardı.abimin masalları öyle içine alırdıki beni,çoğu zaman uyur kalır,ertesi gün uyumayan kardeşlerimden masalın sonunu dinlemek için dört dönerdim.
arkası yarınlı masallarda,anlatıcı arkasının nasıl geleceğini düşünürken,biz kaç mutlu son yazardık kafamızda Allah bilir.
haa bir de arkası yarınlı radyo programları vardı.
odamızı toplarken ya da kahvaltıdan sıvışmaya çalışırken aklımız hep onda olurdu,kulağımız radyoda:)
güzel ve el değmemiş bir zamandı sanki...
anımsattıkların için çokça teşekkürler yazarım.sağolasın.