Derli Toplu
Bu yazı derli toplu bir meseleden seslenmeyecek. Peşinen söyleyeyim. Sonra kem küm etmeyiniz, sonra masum yazara sövgüler yağdırmayınız masanızda oturarak...
Bir şeyler karalamak istediğimde, kalemimi serbest bırakmaktan yanayım. Bu huyuma sadık davranıyorum sanırım...
İçimden geçeni aktarmak, kendimi bildim bileli özelliğimdir. Bu tavrımı yarın ve/ya öbür gün değiştirmeyi düşünmüyorum. böyle keyfim yerinde. Böyle daha yapmacıksız yaşadığımın kanısına varıyorum.
..
Yani konudan konuya atlayabilirim. Bu, okuru(mu) şaşırtmak için başvurduğum bir hamle değil. Bu, tamamen ruh halimden kaynaklanan bir durumun anatomisi. Bu, beni mutlu eden edebiyat alanım...
Eylül de bitti. Biterken sonbahara girdiğimi anladım. Zaten bir haftadır Mardin’de ve yurdun birçok kentinde yağmur iş başında. Hele Rize şehir merkezinin çamur deryasına dönüşmesi korkuttu gözümü. Gel de çamurla uğraş. Rize’ye geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.
Sonbahar’a yağmurla merhaba demek, ayrı bir heyecan oldu benim için. Ne bileyim, gözlerim açıldı. Ne bileyim yüreğime taze anlar yerleşti. Ne bileyim temiz oksijeni ciğerlerime çektim baya. Ne bileyim sanki tekrar aşka geldim...
İyi oldu yağmurun ıslak ıslak yağması. Şahane oldu tabiatın tertemize bürünmesi. İklimin renkten renge geçmesi hayra alamet...
Nâzım Hikmet RAN’ın hayatını ele alan ’’Hava Kurşun gibi Ağır’’ ı okudum. Hıfzı TOPUZ’un yüreğinden RAN’ın hayatına katılmak müthişti. Nazım’ın aşklarını ve şiirlerini de doyasıya yudumlamak başka bir sevinç oldu ruhuma. Bu mükemmel kitabı herkese tavsiye ederim.Unutmayın, yayınevi: Remzi Kitabevi.
4 Gün yıllık iznimi kullandım haftaiçi. Tatilim devam ediyor anlayacağınız, yaz mevsimi elveda çekmesine rağmen...
Her şeye rağmen içimdeki çocuğa sahip çıkıyorum. Bırakmıyorum birileri onu hırpalasın, izin vermiyorum birileri canını acıtsın. Çocuksu yanımı koruma sevdalısıyım...
Çünkü canımı, çünkü kendimi seviyorum. Kendimi sevmeden başkalarını sevemiyorum...
..............................
Mehmet Selim ÇİÇEK
1 Ekim 2011,,,13.49
Kerboran