- 940 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ardahanlı şair ardahan öyküleri 229
Kütüphaneye kapıdan girdim diyeceğim. Eh tabii kapıdan girecektim. Başka nasıl girebilirdim. Bilgibilim’e göre kapıyı açıp girmekten, kapıyı içeri açmaktan, dışarıdan içeri geçmeye, kapı açıktı girdik... kapı kapalıyken açık olabilirde.
Açık kapı, kapalı kapı durumu ile üçüncü durumu olanaksızdır. Üçüncü durumda olanaklıdır: hem açık hem kapalı da olabilir eşzamanda. Tüm bu mülahazalar bilgibilimin işidir.
Erbay Kara’nın, şiirlerin bilgibilim değeri: Nesnel ve bilimseldir. Deneyden doğmuş deneye götürüldüğünde müsbetlenen ve tümevarıma, tümdengelime tahlil ve terkiple çoğaltılan dizeler bütünüdür. Şiirleri bilimsel düşünce değerli denmeği bu yüzden hakediyor. Kendi dünyagörüşü bilimsel düşüncelidir. Kendisiyle sohbetimizde. Bilimsel düşünmeyi her alana yayarak ifa ettiğini gördüm.
Analitik düşünme ismiylede maruf bilimsel düşünmek.
Erbay Kara’nın kişiliği ve mentalitesiydi: Eleştirel ve analitik düşünme:
Telefonda biri: " - ... gelsene yahu evde seni bekliyorum!"
" - Gelemem çünki evde öğrencimle bir saatlik daha dersimiz var."
O hala:
" - gelsene beş dakikalık yol yahu." derse.
beş dakikalık yol... diyen kişi analitik düşünmüyor. İkinci kişi altmış dakikalık süreyle bağlı olduğunu matematik göstergeyle belirterek kendine ve karşısındakine analitik nesnel gerekçe ileri sürüyor.
Bilimsel düşünmeye örnek temsil etsin diye verdiğimiz: "..beş dakikalık yol ne var gelsene!" ile " ...altmış dakikalık ders’im önümde ki sürede duruyor gelemem."
Cümleleri, dememiz o: Bilimsel düşünce gerçek veriler üzerinden analiz ve sentez yaparak kurulan cümlelerdir.
Erbay Kara’nın kitabı: " Aşka Kavgaya Ölüme Yüz Adsız Ağıt" okudum.
Kendisi:
" - Şiir benim için bir yaşama biçimi oldu. Hemde iyi bir yaşama biçimi oldu." dedi.
"... ağıtlar vardır. Ardahanda olur dramlar, başka yerlerde , insan olan her yerde, insani üzünçleri konu alır ağıt. Erkek söyler kadın söyler; insan merkezlidir: ağıt olmakla ve söylenmekle. Yüz ağıt yaktım. geleneksel olayları ve sözdizimini güncel olaylarla birlikte modernize ettim. Yöresel gücünü kullandım lisanın. herkes ana lisanıyla ağlar.
Genç öümleri, civan ölümlerini " Muradı yarım kalanları" ayakkabı boyacıları, Yabancılaşmayı, sosyal çelişkileri, insan doğa tümlüğünde varlığı yeni bir ağıtlama türü kurmak istedim."
23.
bahar geldi
sahara’da durarak
kaşkarlara bakmalı uzun uzun
dağın gücüdür bu
ne rüzgarın hükmü olur
ne karın ne buzun
binbir çeşit çiçek açar
öpüşür gökkuşağı toprakla
insana mahsus havası
lakin ellerimiz birer yırtık çarık
bir göçe haseret gözü çoğumuz.
Bilmem şairimizin özümleyerek verdiği: " binbir çeşit çiçek açar/ öpüşür gökkuşağı toprakla/ insan mahsus havası" kıtasında, şiirin tamamı, bilmem ki sanat eleştirmenleri benim anladığımı anlarlar mı? Yahut bana hak verirler mi?
ANLADIĞIMIZ:
Çok dillendirildiğini sanmadığımız, Doğa ve Toplum eytişimi teorisi der ki: İnsan ve Doğa bir cem oluşla, yeni bir kategori olarak değerlendirilir.
Erbay Kara sezgi ve birikimiyle Sahara’yı tek kategoriye indirmiştir.
Bensiz doğa, doğasız ben, artık söz konusu olamaz.
Ben olmazsam ( insan ) doğa bilme işlemine kalkışmayacaktır.
Doğa olmazsa ben de o varolma söz konusu değildir.
Ben ve doğa zıtların eytişim birlikteliğinde, şair bunu tek bir lisanda terennüm eder. Erbay Kara bunu yapıyor sahara ağıtında.
Doğayı toplumu insanı tek sembole alıyor: Ying- Yang gibi
Ağıtı çok sevdim. Neden, bilmem?
Sahara’yı seyrederken mest olurum. Korkarımda ama, onu algılayacak özecek zihin ve birikimsiz kalmaktan korkarım. Çünki çok güzel o; o Sahara!
Erbay Kara dizesinde güzel’den göçlerle ayrılmamızı derç ediyorki bu sızı her Ardahanlının sızısıdır.
Ardahan’ı bırakıp gitmek!
Çocuk oyuncağı değil, anamızın babamızın komşumuzun mezarını bırakıp gitmedir.
Ekmek parası yüzünden gitmedir. Gitmezsen aç kalabilirsin, gitmedir.
Acıdır dramdır sızıdır.
Erbay kara yaktığı ağıtında ayrıca mininalizmi tercih etmiştir. Çağdaş sanatlarda mininalizm iletişimi yüksek etkide tuttuğu için tercih konusudur. Sanatçılar minimali maksimal içerikle kaplarlar.
23. şiirde gayet iyi görüyoruzki: Yüksek bir eytişimsel içerik var.
Konu: Göç Form mininalizmidir. Türkiyede az kullanılan kavramsal imge’yi Erbay Kara özgün tarzında üslup edinmiştir.
A. Behramoğlu da imgeleri kavramsal olarak kullandığını gördüğümü söyleyebilirim.
Erbay Kara üslubuyla sözdizimiyle Ardahan’ı ilk şiirleştimesiyle özgünlüğünden dolayı kıymetlendirmek durumundayız.
O şu anlama gelir:
Ardahanlı ilk çağdaş şair.
Niteliklerini subutettiğimiz şairimiz, Ardahan’da yaşamış, ülkemizin, insanlığın, dünyamızın, özgün uslubuyla evrensel ilkeleride hakkıyla terkip ederek beğendiğimiz ve sevdiğimiz şairimizdir.
Şiir ve şair aksiyolojik kıymetlendirmeyle değerlendirilir.
Zülali’den diğer halk ozanlarından referansları şiirinde görürsünüz.
Ardahan’ı evrensele terkip etmede çok özendiğini çalıştığını düşünüyorum. Başarmıştır.
Tarz oluşturmak, içerik koymak için okumak, araştırmak, gözün önünden perdelerin kalkmasını hızlandırmak kolay değildir.
Bunları sanatçı zihinbilimde halletmiş, bedelini ödemiş, sancılar çekmiş yaratıncada mutlu olmuş sanatçı: Erbay Kara.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.