- 4185 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
yoruldum
Yoruldum; düşmekten, acımaktan, acıyan yerlerime sahte öpücükler kondurmaktan… yüreğim ateşe her düştüğünde onu avucuma alıp göğsüme bastırmaktan, onu yalanlarla avutmaktan yoruldum…
Kendime yalanlar söylemekten, sahte gülümsemelerimden yoruldum. Kaybettiğim her şeyi bir yerlerde bulurum diye umut etmekten, amaçsız yaşamaktan, neden yaşadığımı bilmeden nefes almaktan yoruldum.
Bir şeyleri beklemekten ama neyi beklediğimi hiçbir zaman bilmemekten yoruldum. Yabancılara kucak açmaktan, belki beklediğimdir diye umut etmekten ve hayal kırıklıklarımı taşımaktan yoruldum.
Korkularımdan yoruldum; geceyi sevmekten, yalnızlıkla dertleşmekten, kendime sarılmaktan, nefesimin duvarlara çarpıp bana geri dönmesinden, yaşadığım depremlerden, enkazlar altından çıkmaktan yoruldum.
Üstüme başıma bulaşan yalnızlığı sıyıramamaktan, korktuğumda kendime sarılmaktan her gördüğüm gözde tanıdık bir şeyler aramaktan yoruldum. Yanan bir mum ışığında gözyaşlarımı saklamaktan gözüme toz kaçmasından yoruldum.
Hayatıma girip çıkanların bıraktığı dağınıklığı toplamaktan, gidenlerin arkasından kesilen nefeslerimden, boğazıma düğümlenen hıçkırıklarımdan, ağlayamamaktan, “ben zaten tek başıma mutluyum.” demekten yoruldum.
Bir avuç rüzgarın peşine takılmaktan, bulunduğum bu çölden kurtulurum diye umut etmekten, buğulu camlar ardından olanı biteni izlemekten, yitik bir geleceği beklemekten, karanlık bir geçmişi sırtımda taşımaktan yoruldum.
Bir yudum mutluluğun kursağımda kalmasından, insanların söylediği yalanlardan utanmamasından, her defasında inanmaktan, inanıp acımaktan, sırtımı yasladığım ağaçların devrilmesinden yoruldum.
Hep koşmaktan, yağmur damlalarını biriktirmekten, eteklerimde kırmızı karlar taşımaktan, fırtınalara karşı durmaktan, bir dal aramaktan yoruldum. Karanlığıma yanacak bir ışık beklemekten, dipsiz kuyunun içinde uzanacak el beklemekten, çıkmazlara sürüklenmekten, labirentler içinde dolaşıp aynı yere tekrar çıkmaktan yoruldum.
Örümcek ağı misali ayağıma dolanan kaderimden, kara yazı yazılmış olan alnımdan, gölge gibi peşimi bırakmayan kötü talihimden kaçmaktan, bir köşeye sinip acılarımı sarmaktan, kolumun kanadımın tekrar tekrar kırılmasından yoruldum.
Karanlığın içinden kesik kesik gelen hıçkırıklarımdan, ellerimle bedenimi sarıp korkumun sinmesini beklemekten, kalbimdeki kramplardan………. Yoruldum
Nefes almaktan, boğazıma düğümlenen nefeslerimden, kesik kesik aldığım nefeslerimden, nefes alamamaktan…..
YORUMLAR
Yoruldum; düşmekten, acımaktan, acıyan yerlerime sahte öpücükler kondurmaktan… yüreğim ateşe her düştüğünde onu avucuma alıp göğsüme bastırmaktan, onu yalanlarla avutmaktan yoruldum…
hayatın her demi insanı yoruyor
kendini anlatabilmeketen
yaşamaktan insan yoruluyor
selam ve saygıalr...
efsun dalya
teşekkür ederim ilgi ve özeninize...
Hayatıma girip çıkanların bıraktığı dağınıklığı toplamaktan, gidenlerin arkasından kesilen nefeslerimden, boğazıma düğümlenen hıçkırıklarımdan, ağlayamamaktan, “ben zaten tek başıma mutluyum.” demekten yoruldum.
Değerli üstadım,inşallah yazdığınızın sizinle bir ilgisi yoktur.İnşallah bir kurgudur.Ama ne olursa olsun sanki benim içimi okumuş ve adeta benim içimden geçenleri vede yaşadıklarımı yazmışsınız.inşallah sizin hayatınızla ilgisi yoktur.Size içten saygı ve hürmetlerimi bilidiriyorum.
efsun dalya
kalemimden dökülen satırların içinde kurgu olanlar olsa da bazılarının da yüreğimi çizip geçmişliği vardır...
bazen hayat hepimize "aman" dedirtmez mi?...
RABBİMİN ZORLUKLARIMIZI KOLAY KILMASI DİLEĞİYLE...
yoruldum.....çünkü,kalitesizdi herşey....yarımyamalak sevgiler ve ilişkiler,acımasızca dönüyordu yaşam denen dişliler...tek dişi kalmış canavar denilen medeniyetlerin hediyesi toplumlarda yaşamaktan yoruldum...
sanırım,milyonlarca yüreğin acısıydı tasvir ettiğiniz bıkkınlık...ve sonuçta yoruluyoruz işte...kendimi buldum cümlelerin içinde...
tebrik ve selamlarımla...
efsun dalya
eksik olmasın varlığınız...
teşekkür ederim...