ÖZLEM VE HİCRAN
Geleceksin ümidiyle sinem inip kabarıyor.Gözümün değdiği her yerde sen kokuyorsun.Vuslat türküleri söylüyorum dönersin diye....
Penceremin önünde kar tanelerinin ardından yolunu gözlüyorum.Düşen kar taneleri senden ayrı kalmanın ateşiyle yanan yüreğimin ateşinde eriyor.Gelmeyeceğini bilsem bile senin için ruhumda sakladığım eflatun renkli çiçeklerimin kokusunu solukluyorum.Kadehime göz yaşlarımı akıtıyorum.
Seni bulutlara soruyorum gördüler mi diye….
Yokluğunu rüzgarlarda arıyorum kokunu getirirler diye….
Bekliyorum bulut olur da sevdanı üzerime yağdırırsın diye ….
Ne de çok hayalini kuruyorum son günlerde…Kendimi geleceğe dair kuramayacağım hayallerimin yerine geçmişin yaşamışlarıyla avutuyorum.Hani çocukken beraber kardan adam yaptığımız günler vardı ya…o günleri özlüyorum.Hani filimlerden izleyip de taklit ettiğimiz o papatya falları…..Hani yeşil kırlarda uçurtmalar uçurduğumuz uçan uçurtmalarla renkli hayaller kurduğumuz hülyalarımız vardı ya….Sahilde kumlardan yaptığımız sıcak yuvamız…Sonra bozup daha güzel yaptığımız kumdan sırça saraylarımız….
Bir şeylerin değerini ,kıymetini bilmek için hep geriye mi dönmek gerek…Hiç mi insan bilemez içinde yaşadığı zamanın semerelerinin değerini…Hiç mi anlamaz anın anlatmak istediklerini…… Hep mi insan geç fark eder taşın sert olduğunu….Hep mi avucundan uçurup kaçırır sahip olduğu hazineleri…… Hiç mi kavrayamaz insan , hayata dair acısıyla tatlısıyla yaşadıklarının unutulamayacak kadar haz veren rüya olduğunu…Hep mi insan bir özleyiş ve hicran duygusuyla yaşar geçmişiyle…İşte ben de seni senden uzaklarda seninle yaşadıklarımı yaşıyorum daha önce yaşamış olmama inat.Biz ne zaman büyüdük de aşık olduk sonra ayrı düştük yar....Şimdi ben de bunun üzerine kalkmış geçmişe dönük ağıtlar yakıyorum.
Sağlıcakla...
17.12.2007
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.