5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
821
Okunma
Ankara Erkek Teknik Yüksek öğretmen okulunu 1972 yılında bitirip, çiçeği burnunda stajyer öğretmen olarak göreve başladım.
Okul müdürünün bana verdiği programa göre derslere başladım.
Bu dersleri vermek için, günde 10 saat atelye ve meslek dersleri aldığımız,bitirmek
için neler çektiğimiz 4 yıllık bir yüksek okul bitirmeye bence hiç gerek yokmuş.
Tam anlamı ile hayal kırıklığı yaşadım.Konular bana çok basit geldi.
O dönemler,renault ve tofaş fabrikaları, İzmir’de BMC fabrikası gazetelere boy boy
ilanlar vererek teknik eleman alcaklarını yazıyorlardı.
İlgi duyduğum fabrikalara,norm yazı ile bir dilekçe yazarak adı geçen göreve
talip olduğumu yazıyordum.
Birkaç gün sonra,fabrikadan amblemli bir zarf ile dilekceme cevap veriliyor, hep-
si sözleşmiş gibi askerliğimi yapıp yapmadığımı soruyorlardı.
O dönemlerde,mesleki ve teknik öğretimde öğretmen kıtlığı nedeniyle,milli eğitim
bakanlığı ile,milli savunma bakanlığı ortak karar almışlar,askerliğimizi otomatik
erteliyorlardı.
Bu şekilde hayli birikme oldu.Bekleyenlere,bir yasa ile kısa dönem yedek subaylık
hakkı tanındı.
1995 te askere müracaat ettim.Bornova 57. er eğitim top tugayı,erler başka kışlalara
dağıtılarak bizlere tahsis edildi.
4. batarya, 4.takımda askerliğe başladık.
Bizim takımda 120 kiloluk İdiaminler,Beyaz Kelebekler,Esin Enginler,askere gelirken kaza
geçirip 1 ay sonra takıma katılan Toros Canavarı,ne ararsan var.
Sabah sporunda aynı bataryadaki 1.,2.,3.takım ful koşarken,bizim takımda yarı yarıya
koşmamak için bataryada kalıyor.
Adımız hek takımına çıktı.O koşmayan arkadaşlar,evci kâğıdı çıkardıklarından,cuma akşamı izin kağıdını alınca kurşun atsan arkalarından yetişmiyor.
General teftişe gelecekmiş.
Bataryanın üç giriş kapısı var.
1. kapıya 1.takım,2.kapıya 2.takım,3.kapıya 3.takım yerleştirildi.
Bizim takım,bataryanın en uç köşesinde gizlendi.
Paşa gelirse o takımları teftiş edecekti.
Bu üç takımın havasından geçilmiyordu.
En kuytu köşede,yere serili top parçaları ve ileri gözetleme dürbünü ile , sıra ile Bornova’ya bakıyoruz.
Dürbünde bakma sırası Esin Enginde idi.Şapkanın tereği bakmaya engel olduğu için
tereği arkaya döndürülerek dürbünden bakıyoruz.
General ve bizim batarya komutanımız 5. batarya ile ortak duvarı atlayıp bizim
takıma geldiler.Hepimiz hazırola geçtik.Esin Engin dürbünle baktığı için generali
göremedi.
General,evladım ne yapıyorsun diye sorunca,eli ile ayağını iterek dur bir dakika demezmi?
Neden sonra durumu anlayıp hazırola geçti.Kasketin tereği,namaz kılanların şapkası
gibi duruyordu.Batarya komutanı,generalin arkasında put gibi hazırolda durmuş,
gözleriyle,kasketi düzelt diye işaret ediyordu.
-Ne yapıyordun?
-İleri gözetleme yapıyordum komutanım.
-Kaç çeşit top mermisi var?
-üç çeşit komutanım.
-Peki top mermisinin uc kısmını ayarlayan anahtar hangisi?
(Arkadaş,yerdeki saçılmış parçalara göz atarken,general),
-Bak yerde üç tane var deyince.
Hiç görmediğimiz anahtarı alıp,generale verdi.
General bize ve batarya komutanına teşekkür edip,bataryayı terk etti.
1.,2.,3.takım hâlâ teftiş olacaklarmış ve bataryanın şerefini kurtaracaklarmış gibi
bekleyip duruyorlardı.
Oysa teftiş çoktan bitmişti.