- 720 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK VE KİN(13)
Gece olmuştu indiğinde İstanbul’a.
Yağmur çisentileri yine, sıkıldı yüreği, yağmuru sevmiyordu zorlamı?.
Maraş’ta kışın bazen yağmur yağardı, Zişan’a sarılıp ağlardı oda,ah annesi gelse, hep beklerdi gece, bazen üstünü örtmeye gelsede o uyumuş olurdu zaten.
Hiç sevmezdi yağmuru nedense! hüzün kaplayan yüreğiyle, şaşkın, üzgün, bir çocuk gibi.
’Artık gidecek bir ailemde yok’ dedi, kendi, kendine, ’Annemle olmayı özlerim, Ümmü Hala’mı birde’
.Sonbaharda koca taşlı bahçede, dev kazanlarda dumanı tüterek yapılan pestiller, kurbanlarda mis kokan kavurmalar, eti başka, sütü başka, insanı ise İstanbul’daki gibi soğuk değil daha candan.
Zaten herkes tanır birbirini, ağzında bozuk bir tat, uykusuz bitkin, artık ’Annemde hasretime dayanamayıp gelmezse hiç kimsem kalmadı anlaşılan’...
Durakta Zeytin Burnu otobüsünü beklerken soğuk duvara dayadı sırtını, önüne bakarak daldı gitti.
’Ahhh’ dedi içinden,gençler binbir zorlukla okuyanlar, yada paraya boğularak şevkle okuyanlar, hepsi, özgürlüğe olan tutkusunu uçlarda yaşayan bir kaç çılgın hariç, tümü, ailesini özlerdi çok zaman, otoritesini bıkılası bulduğu babasını, geveze diye düşündüğü annesini, gözünde bir kaç kat büyüterek özlerlerdi içten içe.
Oysa anneler babalar hep kendileri yanar sanarlardı hasretle, en uçlarda duygularıyla, ötelerde okuyan çocuklar, hele gençler erkekler ya onlar onlarda ’Ana kuzusumuyum ben’ derken üzerlerini örterlerdi duygularının akıllarınca.
Gözleri kalpleri ana kokusuna hasret öylesine.
Zeytin Burnu Edebiyat Fakültesine yakın diye kiralık evi oradan seçmişlerdi, Bolu’lu Sevim’le sonra Ayla, Yeşim, iyi kızlardı kendilerince...
Fakat insansal yaradılış işte, kim biraz bakımlı, kim biraz başarılı, nazik görünen yüzlerin altında kıskançlık kıpırtıları hep olan şey.
’Şimdi evde belki kimsede yoktur’ dedi, kalabalık içinde otobüste bir köşeye sıkışarak giderken, ’Belki Yeşim’ dedi, kendi, kendine, onunda üvey annesi var, çocuklara oluyordu olan, herkes huzur bulacak bir yol ararken kendine,güya benim üvey babamda amcam diye mırıldandı, amcalar götürsün.
Evin kapısını açmaya uğraşıyordu bir yandan, yalnız olmadığını hissetmek için, Yeşim, Yeşim, diye seslenirken, içerden yorgun bir ses ’Ne var’ derken, odaya girdi anahtar elinde.
Kenarda elinde televizyon kumandası zap yapan genç kıza sitemle baktı, kanapeye çökerken,’Kapıyı açsan olmazmıydı Yeşim’.
Genç kız hüzünle baktı yüzüne ’Bende daha dün geldim, şimdi ayağa kalkmak üzereydim, sen içeri girdin’.
’Hıh kalkmak üzereymiş, bari yalan söyleme’, iri yeşil gözlerinin kenarları kızarmış ve solgun yüzüne derin, derin, baktı Yeşimin, ’Ne oldu?yine üvey annenle bir sorunmu var’? ’Bana anlatabilirsin’ ’Bırak şunları ya’ dedi genç kız ’Ne alkolik babam, nede o kumarbaz üvey anam umurumda değil, Ufukla ayrıldık’, ’Yinemi’ dedi Neslihan gülerek, Yeşim hırsla ’Bu sefer geri dönüşü yok boşuna gülme’.
......RABİABELGİN.....
YORUMLAR
duygular düşünceler çok güzel ifade edilmiş güzel gidiyor sevgi saygılarımla