- 703 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KELLLİM KELLİM...(!?)
Bazı insanların hem şikâyet ettikleri ve hem de vazgeçemedikleri olmazsa olmazları vardır. Devletlerinde öyle! Bizim ülke olarak olmazsa olmazlarımızdan birisi Kıbrıs’tır.Hem de bekli de en önemlisi Kıbrıs’tır.
23.Mart 2007 tarihinde Yazdığımız “Kaybolan Kıbrıs.” Başlıklı yazımızda bu gün olacaklara dikkat çekmiş ve devletin başında yine bu günkü iktidar da bulunan iktidar partisinin hükümetinden milli politikalar istemiştik.
O günlerde; İsrail, Lübnan ve Mısır ile bölgede Rumlar tarafından gaz ve Petrol anlaşmaları yapılmış ve bizde bunun Ülkemizin başını ağrıtacağını ve bizi zora sıkacağını söylemişiz. Ne yazık ki; o günden bu güne seneler geçmiş olmasına rağmen hükümet gerekli tedbirleri almadığı gibi göz göre göre faka basmıştır.
ABD, Türkiye ile partner(!),müttefik(!),dost(!) olduğunu ispat etmiş ve İsrail, Rum kesimi ve ABD öyle bir ittifak kurmuşlar ki; gaz ve petrol arama; askeri savunma İsrail’den, platform ABD’den, yer göstermek de Rum kesiminden…
Yani her zaman yapacaklarını yapmakta geç kalan Türkiye’nin karşısına sadece Rum kesimi değil üç hatta dört düşman devlet birlikte çıkıvermiştir. Siz ifade doğru olursa çakaralmaz bir gemi ile sismik araştırma için bölgeye giderken adamlar gaz ve petrol aramalarına başlamışlardır bile!
Siz, “Tavşan bayırı aştıktan sonra” arkasından ateş ediyorsunuz! Vurabilirseniz afiyet olsun.
Dedik ya; Kellim kellim ya lenfa” diye yıllardır Bayrak,Çınar,Egemen Milletin sesi,Yeniden Milli Mücadele, Pınar,Gerçek ve gibi bir sürü basın ve yayın vasıtası ile hakikatleri anlatmaya çalıştık ama kime anlatıyorsunuz(?!) Anlattıklarınız görene;Köre ne?!
Aşağıya 23. Mart 2007 tarihli yazımızdan bazı masajları tekrar edelim ve yeniden hatırlatalım dedik.
“Rum kesimi Türkiye’nin dış politikada yaptığı beceriksizliklerden istifade ile adayı on üç bölgeye ayırarak, buralarda petrol araması yapılmak üzere ihaleler düzenliyor ve hem de Mısır ve Lübnan ile anlaşmalar imzalıyor.Böylece tek taşla iki kuşu birden yere indiriyor.Hem Türkiye uluslar arası arena da köşeye sıkışıyor hem de ihaleyi alan ve anlaşma imzalayan Lübnan ve Mısır ile karşı karşıya geliyor.Yani Kıbrıs’ın tamamının Rum’un hakimiyetine girmesi için iki taraftar daha kazanıyor.Hem de bizim cephemizden!?”
“Rum sözcüsü;”KKTC’nin sahte devlet ve sahte bir devlet olarak da kıta sahanlığının ve karasularının olmadığını iddia ediyor. Bütün kıta sahanlıkları ve Kıbrıs’ın tamamı Kıbrıs Cumhuriyetine aittir.” diyor.”
“Ayrıca; Türkiye’nin yarın AB içersindeki NATO üyesi ülkeler ile yani NATO ile karşı karşıya gelmeyeceğini hiç kimse garanti edemez. Yarın Türkiye Kıbrıs Rum kesimine müdahale mecburiyeti duysa, karşısında kimi bulacaktır?”
“Kıbrıs Rum kesiminin bize efelenmesinin sebebi, Kıbrıs’ta petrol aramaları için Türkiye’nin müdahale etmesi durumunda, karşısında, NATO’nun üyelerini bulacaktır. Rumlar onlara güvenmektedir. ABD ve Yunanistan ile diğerleri, tavırlarını Kıbrıs Rum kesiminden yana koyacakları aşikârdır.”
“Üzüntü verici olaylardan biride; Türkiye’nin yapması gereken hava kontrol sistemini Türkiye’nin ihmal etmesi yüzünden Rumlara kaptırmış olmamızdır. Türkiye, Eurocontrol’e olan üyeliğinin gereklerini yerine getirmediğinden Rumlar Hava sahasını kontrol edecek büyük bir kontrol merkezi kurmaktadırlar ve Kıbrıs adasının 40 katı kadar büyük bir sahanın askeri ve sivil hava kontrol işlemini yapacak olmalarıdır. Böylece hem ekonomik gelire kavuşacaklar, hem de bölgeyi kontrol edeceklerdir. (Anka)”
Evet, bizler söylemeye devam edeceğiz, uyarmaya devam edeceğiz çünkü bize öğreten: emr-i bil marufu böyle öğretti.
Umarız yazılanlar birilerinin yüreklerinde taşları yerinden oynatır da ülke milli politikalar üretecek, Ülke bölgesinde ve dünyada gerçekten ama gerçekten Süper ve merhamet kaynağı, hukuk abidesi bir ülke olmasını temin edecek yöneticilerine kavuşur.
Zararın neresinden dönersek kardır. Yapılacak iş derhal milli politikaların üretilmesini temin için İstişare mekanizmasını çalıştırmak ve ülkenin sonu belirsiz bir ummana açılmadan milli ve reel politikalar üretmektir.
Bizden söylemesi…
YORUMLAR
Milli politikalar üretebilmek için kendisini bir başka güçlü(!) devlete mecbur hissetmemek gerekir.Ancak o zaman kimseye hesap vermeden milli menfaatlerimizi savunacak politikalar üretilebilir.Aksi halde haber vermeden bir tedbir alamayacakları hissi oluşuyor ellerinde olmadan.Yazınızın dikkat çektiği bu milli meselelerimizden bizi haberdar ettiğiniz için Allah razı olsun.
Mustafa Göktekin
Sizin ifadenizle Akdeniz'e saldığımız "Çakar Almaz"ın görevi, gaz aramak değil, milletin gazını almak.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.