5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2225
Okunma
YAŞAYAN TÜRKÇEMİZİ KORUMA HUSUSUNDA HASSAS VE DİKKATLİ OLMALIYIZ
Dil bayramını bu yıl da kutladık ama, Dil’imizin özellikle İngilizce’nin istilasına maruz olma durumu maalesef devam ediyor. Yaşayan ve herkesçe benimsenen Türkçemiz’e özellikle son yıllarda eklenen kelimeler dilimiz için büyük tehdittir.
İngilizce öyle sinsice dilimizi istila ediyor ki, yavaş yavaş, kısım kısım gerçekleştiriliyor bu istila. İnternet deyimleri, bilgisayar deyimleri, turizm deyimleri, otelcilik deyimleri denilip böylece sinsi bir yöntemle dilimiz mahvediliyor. Maalesef, bu kötü gidişat engellenemiyor ya da engellenmiyor. İngilizcenin Dilimizi bu istilasına neden seyirci kalındığını konusundaki yorumu herkesin görüşüne bırakıyorum. Benim şahsi yorumum ise, (en hafif tanımlamayla )“Türkçemizin turizme, ticarete, teknolojiye feda edildiği” şeklindedir. Bu görüşe katılmak ya da katılmamak mümkündür.
Şimdi, Türkçemizin İngilizcenin istila edilmesi konusuna Dil Bayramı dolayısıyla dikkat çekmek istedim. Tabi bu konuya dikkat çekmek için Dil Bayramı’nı beklemeye de gerek yok. Çünkü, buna ilişkin oldukça olumsuz olaylarla ya da konuşmalarla günlük hayatta sıklıkla karşılıyoruz. Mesela, bir sohbette kendini bilmez biri, cümlesinin içine hemen bir İngilizce söz katıyor. Çarşıdaki bir tabelada geçen İngilizce söz hemen dikkatimizi çekiyor. Televizyon programlarındaki sunucuların konuşmalarının içine kattıkları İngilizce kelimeler insanı çileden çıkarıyor. Bütün bunlar hepimizin sıklıkla karşılaştığı durumlar.
Geçtiğimiz aylar içerisinde bir çalıştay dolayısıyla, Antalya’da bir otelde 3 günlük bir eğitim ve bilgilendirme çalışmasına katıldığım sırada, bir otel görevlisinin bir anket formunu kastederek, “bunu doldurup “desk”e bırakmanız gerekiyor” diye hitap etmesi çok tuhafıma gitmişti. Bir Türkçe cümle içinde sanki çok normalmiş gibi, “desk” kelimesinin kullanılması bazı kişilerin garibine gitmeyebilir. Bazıları buna alışabilir. Bu satırların yazarı buna asla tahammül edemez. O anda, kibarlığım tuttu, o İngilizce sözcüğü kullanan görevliye, bir şey demedim. Ancak “desk” deyiminin kullanılması, Türkçeye aşık, Türk Diline kara sevdalı bir kişi olarak oldukça zoruma gitti.
Türkçe cümlelerin içine yabancı kelimelerin katılması, Türkçemizin korunması adına yanlış olduğu gibi, karşıdakinin İngilizce bilip bilmediğine bakılmadan düşüncesizce hareket edilmesi açısından da yanlıştır. Mesela, ben İngilizce bilmeyen bir şahıs da olabilirdim. Kaldı ki, o çalıştaya katılanların büyük ekseriyeti İngilizce bilmiyordu. Düşünüyorum da, Türkiye’de yaşayan bir insana “bu formu “desk”e bırakmanız gerekiyor” diye hitap etmek, en hafif tanımlamayla “saygısızlıktır”. Bu bakış açısıyla söylemek gerekirse, “hava için, sırf İngilizce bildiğini ima etmek için, Türkçe konuşmalarının arasına İngilizce ya da Milletimizin ekseriyetinin anlamadığı yabancı bir dile ait kelimeleri katanlar” her şeyden önce Milletimize “saygısızlık” etmektedirler. Bu böyle biline.
Evet, “bu formu desk”e bırakmanız gerekiyor” cümlesi tuhafıma gitmişti. Bu tuhafıma gitmişti, ama, çoktandır, turizmle ilgili olarak yabancı deyimlere, başta “reception, restaurant, hotel, motel” gibi kelimelere alıştırıldık. Hatta bunların dışında, otellerde asansörden iner inmez, karşımıza çıkan “3. floor, 1304 room” gibi kelimelere de alıştırıldık. Çamaşır yıkanan yerlerin girişine asılan “laundry”,eğlencelerin düzenlendiği yerin giriş kısmına asılan “animation saloon”, ek binanın üzerine asılan “annex” yazılmasına da herhalde yakında alışacağız. Ya da birileri alışmıştır bile.
Şunu hassasiyetle belirteyim, ister turizm, ister ticaret adına, ister teknoloji adına olsun, herhangi bir İngilizce kelimenin (mecburiyet olsun ya da olmasın) Türkçe bir cümle içinde kullanılmasına, kesinlikle karşıyım. Eğer mecburiyet varsa, yani, Türkçe karşılığı olmayan ya da Türkçe karşılığı bulunamayan durumlarda Türkçe cümleler içinde İngilizce kelime kullanılmasını bir ölçüde anlayabilirim. Zaten, bazıları, karşılığı bulunmadığı için dilimize girmişlerdir bile. İnternet, televizyon vb gibi kelimelere kimse bir şey demiyor artık. Ancak, danışma ya da masa gibi dilimizde karşılığı olan bir deyim mevcut iken, “desk” kelimesinin kullanılmasını ne alemi var! İşte bunu anlayamam.
Burada şu da söylenebilir:“Antalya, Muğla gibi İllerimizde bulunan otellerde çalışan kişiler zamanlarının büyük kısmında yabancı turistlerle ilgilendikleri ve onlarla çoğunlukla İngilizce konuştukları için, “desk” gibi yabancı kelimeleri, Türklerle konuşurken de, yanlışlıkla ya da önemsemeden kullanabiliyorlar”. Buna karşılık cevabım şudur: Dikkatli olsunlar, önemsesinler. Çünkü, dil dikkat ve önemseme gerektirir
Evet, herkes Türkçe konusunda ve özellikle yaşayan Türkçemizi koruma hususunda dikkatli ve hassas olmalıdır. Vesselam.
Ahmet SANDAL-Şair Yazar