- 637 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AZMİN ZAFERİ 1
Saatin çalan sesiyle uyandı. Okul vakti gelmişti. İçini büyük bir huzur kapladı. Okula gitmek, değişik bir şeyler öğrenmek çok hoşuna gidiyordu. Hayallerinin mesleği olan bilgisayar mühendisliğine bir adım daha yaklaşıyordu. Hayatta tek bir amacı bilgisayar mühendisi olup kendine ait projelere imza atmaktı. Ama bir sorun vardı o da ailesinin ekonomik durumu idi. Memur çocuğu olduğu için zar zor geçiniyorlardı. Kendilerine ait bir evleri dahi yoktu. Şartlar böyleyken dershane ücreti, üniversite parasını babasının nasıl karşılayacağını kara kara düşünüp büyük bir umutsuzluk doluyordu içine.
Kapıyı açıp banyoya doğru giderken uzun dalgalı saçlarıyla bir peri görür gibi oldu. Bu gördüğü dünyalar güzeli kızkardeşi idi. Gülümsüyerek günaydın derken o güzel saçlarını sevecen bir tavırla okşarken “günaydın dünya güzeli” dedi. Annesinin telaşla sesini duydu. Haydi çocuklar kahvaltıya, geç kalacaksınız okula. Annesi öğretmen babası memur idi. Herkes aynı anda evden çıktığı için sabahları büyük bir telaş yaşanıyordu.
“Ağabey geliyorum bekle” diyen kardeşinin sesini duydu. Okula beraber gidiyorlardı. Zaten kardeşi yanında olmadan hiçbir iş yapmazdı. İyi anlaşırlardı. “Tamam bekliyorum dünya güzeli” dedi. Sonra birlikte okula doğru yol aldılar. O zamanlarda hayat bu kadar kolay ve modern değildi. Servis gibi kolaylıklar olmadığı için öğrencilerin çoğu yürüyerek okula gider gelirlerdi. Sadece sınavları çok olduğu zaman otobüse binerlerdi. Onunda dışında hep yürürlerdi.
Günler böyle akıp gidiyordu. Gün geçtikçe dersler ağırlaşıyordu. Kendi derslerinin yanında kardeşine de yardım ediyordu. Annesi ve babasının çalışıyor olması onun görevini bir kat daha artırıyordu. Ağabey kardeş ders çalışırken birden telefon çaldı. Arayan babası idi. İş yerine kardeşini de alıp gelmesini söyledi, Annesi de yanındaydı.
Hazırlanıp apar topar evden çıktılar. Otobüse binip babasının işyerine gittiler. Meraklı gözlerle çevreye bakarken babası elini omzuna koyarak “seni dersaneye yazdıracağız” dedi. Ahmet babasına endişe dolu gözlerle bakınca babası bu bakışların ne anlama geldiğini anladı. “Sen merak etme yavrum. Biz annenle halletlik” dedi. Bana işyerinden ödül parası geldi. Onu vereceğiz. Maaşa hiç dokunmayacağız” deyince Ahmet’in gözleri ışıldadı birden.
Artık ona kalan tek şey çalışmaktı. Babasının tek amacı onu okutmaktı ve bunun için de her türlü fedakarlığa katlanıyordu. Onun da vereceği tek karşılık iyi bir üniversite kazanmaktı. Kardeşinin saçlarını okşayarak “ sen de üniversitede okuyacaksın ben sana her konuda yardım ederim” dedi. Ailece birbirlerine sevgi dolu bakışlarla baktılar. Ahmet içinden “Allah’ım aileme karşı yüzümü kara çıkartma” diye dua etti.
DEVAM EDECEK
MEHMET ALİ AKSÜMER
YORUMLAR
Güzel bir öykü bizleri bekliyor, bunu ilk bölümden sezebiliyorum. Okurken yazarın ruhuyla bakabilmek mümkündü. Tebrik ediyorum sizi. Ayrıca fanatik bir Fenerbahçeli olarak, bu sene kaçan tadımızın yerine gelmesi için acilen bir Galatasaray maçı bekliyorum. Göz açıp kapayıncaya kadar gelsin inşallah.:)
fanatik62
EN İYİ DİLEKLERİNİZE SONUNA KADAR KATILIYORUM SAYGILAR