- 1014 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
SONBAHARA İNAT
Çöpçüler yine iş başındalar. Son bulan aşkları süpürmeye çalışıyorlar.
Sararan yapraklar bir bir dökülmeye başladılar şimdiden. Ayaklar altına savrulanlar, çıkardıkları ölümcül son nefesleriyle süpürülüp gidiyorlar uzak diyarlara.
Sonbahar…Aşkın,umudun nihayete erdiği bir kelime mi yoksa. Bilinmez!..
İnadına çok seviyorum, sonbaharı. İlkbaharda tomurcukların kabarmaya başladıkları andan beri; geleceğini ve yüzümü yalayacağını seziyordum sonbaharın soğuk nefesinin.
Hazan yaprakları varsın dökülsün; yaprakların yeşilliğinden bir eser kalmasın, isterse damarlarına dek sarıya bürünsün. Seviyorum, sararan umutları…Hangi umutlar, ömür billah yeşil kalmışlar ki?
Yaz aşkları da bitti, her zamanki gibi. Sağanak yağmurun yağıp geçmesi gibi; mazinin yapraklarına gömüldüler. Tatlı bir tebessümle belki anımsanacaklar, belki de bir yenisi doğarken; silinip gidecekler hafızalardan.
Parkın içerisinde iki sevgili, son vedalarına hazırlanıyorlar. Dökülen gözyaşları, sararan hazan yaprakları arasında yitip gidiyor. İsteksizce el sallıyorlar, ayrılıklarının arkasından; belki bir gün buluşacağız umutlarıyla. Kim bilir!..
Sonbahar, çok seviyorum vallahi seni. Gerçek yüzünü gösterdiğin için. Ben, buyum diyorsun. İkili oynamıyorsun. “Ben, gittikten sonra seni zor günler bekleyecek, kara kış; tufan, fırtına senin yorganın olacak”, “ona göre” diyorsun…
Hüznün her katmerleşmesinde; yüreklerin her sızlanmasında şiirler yazılsa ; gözyaşlarına boğulsa da seven ve sevilenler; sonbahar yaprakları gibi rüzgarların önünde sağa sola savrulacaklar.
Sokak köpekleri, terk edilmişliklerin acısıyla yerdeki sararmış yaprakların üzerinde sıcak bir yatağın rehavetini arıyorlar sanki. Birilerinin dünyalarında anlamsızlaşan bir nesne, başka canlılarda adeta umuda dönüşüyor.
Dolaşmaktan ayaklarına kara su inmiş bir adam, sırt çantasının üzerine oturup nefesini topluyor; umutla bakıyor çantasındaki şişkinliğe…Kendi dünyasında her zaman canlı tuttuğu umudunun gücüyle gelip geçenleri süzüyor. Herkesin elinde bir sigara, kimilerinin dudaklarından savrulan; sonbaharın soğuk yüzünde yitip giden dumanlar…Uzakta ki marketten çıkan kalabalığa gözleri takılıyor. Arı kovanı gibi çalışıyor tüketim fabrikası; bir anlam veremiyor, bu kuru kalabalığa.
Sonra çantasının içersindeki şişkinlikten bir kitap çıkarıyor. Sayfaların arasına yumuluyor. Kendi kaleminden çıkan dünyasına girdikçe kendinden geçiyor. Hiç umursamıyor insanların algılamalarını…
Lümpen bir genç, dudaklarındaki sigara izmaritini fırlatıyor, ayakkabısına.Bir yosmanın kösnül bakışları, bulut gibi siniyor üzerine. O, yine umursamıyor.
Sararan yapraklar, inadına dökülmeye devam ediyorlar…Her savrulan yaprak, yaşanan bir aşkın nihayete erdiğini bildiriyor sanki.
Adam, sonbahar da olsa; umutla sarılıyor elindeki eserine…Eseriyle tek başına kalsa da; o hala yeni ufuklarda ilkbaharını yaşamaya devam ediyor.
Sonbahara inat!..
YORUMLAR
Çok zaman önce, cafem'in önüne, bir sarmaşık ekmiştim. Gölge yapsın diye. Her sabah, ilk ben açardım iş yerimi. Yemekleri pişirdikten sonra kahvemi alır, sarmaşığın altında, sigara ve kahve keyfi yapardım. 2 Sonbahar, o sarmaşığın yapraklarını izledim. Yeşiden - kızıla, kızılda- sarıya dönüşünü, izledim. Muhteşem bir manzaraydı...
Ve en sevdiğim mevsimdir; Sonbahar. Kendimi en mutlu, en dinç ve en neşeli hissettiğim aylardır. Benim, herşeyim ters galiba?..:-)
Saygılar, selamlar; kaleminize, yüreğinize...
Tebrikler Ayhan Bey. Her mevsim yaşanacak güzellikleri ile alıp götürdükleriyle. Sonbahar ki umutlarıın yitirildiğini hissettiğimiz mevsimdir. Bazen de belki başlangıçtır. İlkbahar gibi. Yine güzeldi ve duygusaldı. Bu arada sizin bölümü attım. Ayölye kurucusu muyum yoksa taşeron mu anlamadım:))) Tebrikler
ayhansarıkaya
Saygılarımla efendim.
sonbahar, adam ve eser, bu üçlü, üç silahşörler gibi ayrılmaz. Yapraklar döküldükçe adam yeni ilhamlar toplayıp, yeni yazılar yazacak. Sigara izmaritini savuran gençlere inat.
Tebrik ederim Ayhan bey.
ayhansarıkaya
Selam ve saygılar efendim.