- 1046 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KALP/ler içindeKi MÜRŞİD
İçinizdeki mürşidi bulun..ve...O/na uyun..!!
Senin latifelerin içinde öyle bir latife var ki, ebedden ve Ebedi Zattan başkasına razı olmaz.Ondan başkasına itahat edemiyor.O şey ise, senin duygularının ve latifelerinin sultanıdır.O Sultana itahat et ve huzur bul/kurtul.
İçimizdeki çetin mürşid: Vicdan!
İçimizdeki çetin mürşid: Vicdan!
İçimizdeki latifelerimizin sultanı olan ve Allah’tan başkasına razı olmayan mürşidimiz, vicdan/ımızdır.
Bize rehber olur, yol gösterir, bizi sorgular, bizi yargılar, bizi denetler, bizi ölüm gelmeden önce ölüme hazırlar, mahşere gitmeden önce mahşere hazırlar. Sorgusu, suali, yargılaması çetindir. Hele bir yanlış yapmayalım; bize koca dünyayı dar eder, geniş alemi başımıza yıkar.
Ruhumuzu sessizce dinlediğimizde bu latife/yi (vicdan sesi) sezmekte zorlanmayız.
Doğru yaptığımızı zannettiğimiz nice yanlışları onun sesiyle farkederiz.Halk nazarında doğru yaptı denilmiş olsa bile,eğerki yanlış bir eylem ise hareketimiz,onun eziyetinden,sorgusundan,verdiği acıdan kacamayız.Kemirgen özelliğe sahiptir bu lataife.
İnsanoğlu olarak biz ne kadar dalalet içinde olursak olalım, içimizdeki “vicdan” dediğimiz “öz” Hakk’a doğrudur.Yalan söylemeyen doğrucu "vicdan" imanın asıl delilidir.
Akıl gaflete girip Allah’ı unutsa dahi, vicdan Yaratıcısını unutmaz. Daima O’nu görür, O’nu düşünür, O’na yönelir. İlham vicdanı daima aydınlatır; meyil, arzu, iştiyak ve aşk-ı İlAhi vicdanı daima Allah’ı bilmeye ve bulmaya sevk eder.
Ademoğlunun akıl gözü kapalı dahi olsa,kalp gözü ,vicdan/ının gözü hep acıktır.
Allah’ın varlığını bütün delilleriyle ilan edenin kalp ile vicdan olduğunu biliyormusunuz ?
Kalb, hayatın zorlu yüklerinin altında ezildikçe, en büyük bir acze maruz kaldığını hisseder ve derhal bir istinat noktası arar. Keza kalp bitip tükenmeyen emellerini gerçekleştirmek için çareler ararken, bir istimdat noktasından medet ister. Bu noktalar ise, iman ile elde edilir. Öyleyse kalbin işitme ve görme gibi zahirİ duygulara göre öncelik hakkı vardır.
KALP ;sol göğsümüzde çam kozalağı gibi duran et parçası değildir.Kalp bir latayıf-ı hakikatler noktasında voltajı yüksek ampul’dür.Hissiyat yönü hep vicdan’a akar.
inancları ruh/da ses bulur.
Vicdanın da içinde bulunduğu kalbin insan maneviyatına yaptığı hizmet, et parçasından ibaret olan maddi kalbin cisme yaptığı hizmet gibidir.
Nasılki; etparcasından ibaret olan kalp,bütün bedene hayat kaynağını neşreden,hayat mahkemesi görevindedir,maddi hayat onun atması işlevsel çalışma sürecini aksatmaması ile mümkündür.Sekteye uğradığında,hayatda sektelemeye,teklemeye başlar.
Aynen bunun gibi ;
içine vicdanın taht kurup oturduğu manevi kalp de, amellerin, emellerin ve maneviyatın bütününü hakiki bir hayat nuru ile canlandırır ve ışıklandırır. Kalpten iman nurunun sönmesiyle ise, kalbin mahiyeti hareketsiz bir ölü gibi cansız bir heykelden ibaret kalır.
KALP VİCDAN/a ev sahibi,
KALP ruh/a umman-ı derya;
derya deniz/in sonsuzluğu olan OKYANUS gibidir...
saygılarımLa...£deb-i
YORUMLAR
Edeb-i Şiirsel
hoşgeldiniz @---->---
Rabbım vicdanımızın sesinden ayırmasın.
Çok güzel bir yazıydı canım sevgimle.
Edeb-i Şiirsel
Edeb-i Şiirsel
Gönül gözüyle sevgilerimi hürmetlerimi sunuyorum,gül cemalinize :)
AYSE 09
sevgimlesin
Edeb-i Şiirsel
saygı ve hürmetler :)