- 8574 Okunma
- 34 Yorum
- 1 Beğeni
HOŞGÖRÜ
Sevgili Ansızın:
Bizleri buluşturduğun, bizleri birbirine tanıştırdığın, şiir ve yazılarımızı neşrettiğin bu sitede kuralları çiğniyorsak, hep haklıyım deyip haksızlığımızı kamufle ediyorsak, gerekeni yapmakta elbet teki özgürsün. Emeğin olan site hepimizden öndedir. Ve sana çok hak veriyorum. Hoşgörü’ nünde bir sınırı vardır.
Edebiyat defteri üyeliğim dördüncü yılına giriyor.
Yazılar yazdım.
Yorumlar yazdım.
Şiirler yazdım.
Değişik insanlar tanıdım.
Bu yuvada mutluyum.
Dert dinledim. Dertlerimi anlattım.
Gün geldi formlara katıldım.
Yapılan etkinliklerde unutulmayacak güzellikler yaşadım.
Bu devasa sitenin kurucusu Habib’i yönetim kurulundaki arkadaşları tanıdım.
Güzel anılarım oldu.
Hiçbir arkadaşıma olumsuz bir yorum yazmadım.
Fikirlerini hiç kabul etmediğim kişilerin sayfasına girip okudum. Hemen çıktım. Ne yorum yazdım. Nede polemiğe girdim. Övgülerimi, yergilerimi kişinin özelinden sundum. Gün geldi haklısın dendi. Gün geldi haksızsın dendi. Hak verdim. Benim doğrularım başkasının yanlışları olabilirdi. İnatlaşmadım. Kısa kesip işi uzatmadım.
Bazen yazılarım güne düştü.
Övgüler aldım.
Dost hanem kabardı.
Keyif aldım.
Mutlu oldum.
Kaos yaratanlara elimden geldiği kadar hoşgörüyle yaklaştım.
Sevgi, saygı hamuruyla yoğrulmuş mayam kişinin anlayacağı dilden konuştu.
Yol gösterdim.
Anlayanda oldu. Anlamayanda.
Bazen özelden veya telefondan mesajlar geldi.
Abi, gördün mü? yazın güne düşmemiş.
Bak, yine aynı kişiyi seçmişler.
Bunlar gurup abi gurup, site kimlerin elinde,
Ben önemi yok seçilen yazıda, şiirde güne düşmeyi hak etmişti,
Boş verin seçki kurulunun işi çok zor. Öyle uygun görmüşler olabilir. Hoşgörülü olalım burası bizim evimiz der. Olayları tatlıya bağlamaya çalışırım.
Herkes kendi yazdığını en iyi olarak kabul eder. Yazıyı yayına verir sonucu merak ederiz.
Beklediğimiz an gelir. Yazımız veya şiirimiz güne düşmediyse, tüm yapılanlar unutulur ver yansına başlarız.
İnsanız bencilliğimiz o an sahne almıştır.
Kızarız bozuluruz.
İnsanları memnun etmek zordur.
Kimyamız hep almaya odaklıdır. Vermeye değil.
Sözü uzatmayacağım. Bu sitenin değerini bilelim.
Burası bizim buluşma, oturup söyleşme yerimiz
Sunulan her türlü fikri kabul etmeyelim ama:
Onu da gündeme taşıyıp inatla savunmayalım.
Sevdiğin sayfayı ziyaret et yorumunu yaz.
Sevmediğin sayfayı ziyaret etme, polemiğe yatkın yorumlar yazıp işi çıkmazlara sokma.
En azından başın ağrımaz.
Hiçbir maddi çıkarı olmadan bizlerin hizmetine sunulan bu müstesna sitenin kurucusu Habib’i ve yönetimini zora sokmayalım. Üzmeyelim.
Şimdi yalakalık yapıyorsun diyenler olacaktır.
Sayfamı bilenler, beni tanıyanlar, kefilliğimi ve şahitliğimi üstlenirler.
Ben her daim doğrunun ve güzelliğin yanında olmaya çalıştım.
En büyük sermayem: Sevgi, saygı dağarcığımın sırtımda hep dolu olarak asılı durmasıdır.
Onun içindir ki:
Her türlü çıkmazların bilinmeyenlerin doğru adresi hoşgörüdür.
Geçmişte cezaevi müdürlüğü yaptığım yıllarda hapishanenin duvarlarına kazınan aşağıdaki yazıyı hiç unutmadım:
Birkaç saniyelik öfkem on beş yılıma mal oldu. Değermiydi?
Eğer anlaşamayıp gitme durumumuz hâsıl olunca kırarak, yok ederek, üzerek değil de, yaraşır şekilde ayrılalım. Unutmayalım ki bir fincan kahvenin hatırının yıllarca sayıldığını idrak eden kültürden geliyoruz.
İnsanlığın en büyük erdemi olan hoşgörüyü tarif eden ustaların sözleriyle kapatayım. Sürçü lisan ettiysem affola.
Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır.
Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür.
Beşeri münasebetlerin temelidir.
“ Yıktığın varsa yapacaksın.
Ağlattığın varsa güldüreceksin.
Döktüğün varsa dolduracaksın.
Çıplakları giydirecek, açları doyuracak.
Azı çok edeceksin.
Ve en önemlisi:
Eline, beline, diline, sahip olacaksın !”
Hoşgörülü olacaksın.
"Size Yapılmasını İstemediğiniz herhangi bir Şeyi Başkasına Yapmayacaksın"
“SAYGILARIM DAİMDİR SEVGİLERİM ARTARAK”
YORUMLAR
keşke herkes böyle düşünse hayatımız ne kadar kolaylaşır,ayrıca yazmak zaten ayrı bir güzellik bunun birinci olması o kadar önemli değil önemli olan içinizdeki güzellikleri yazmak bunlar paylaşmak bir nebzede olsa eğrilikleri yumuşatmak.
Bana göre en güzel yazı insanın doğal gülüşü gibidir içten art niyetsiz kuzeysiz batısız yazılan içerinin güzel boşalımıdır ve bunların güzel bir kalpten çıkmasıdır.
şaşırabilirsiniz sabah sabah nereden çıktı bu sözler ama ben ne kadar yorum bırakmasamda yazdıklarınız doğallığının etkisiyle sarfediyorum bu cümlleleri.. saygılarımla.
çok ama çok güzelbiryazı canı gönülden tebrik ediyorum sizin gibi bir abinin biz kardeşlerine yazdığı çok güzel nasihatlarladolu yazı özürdilemek af edilemek erdemdirama o hatayı yapmamak en büyük erdemdir bu sitenin krucu ve yöneticilerine canı gönülden teşekkürlerimisunuyorum elbetteki yazılarımın ve şiirlerimin beğenilmesi hoşuma gidiyor her insanında hoşunagider ama hasetlik kısançlık duymadan beğenilmek daha güze yüreğinize sağlık gönlünüz dert görmesin
Merhaba değerli yürek,güzide insan.sayfanıza kendime özel sorunlarım nedeni ile geç kalıyorum ama sizde biliyorsunuz eminim öykülerinizi çok severek,zaman zaman gözyaşı dökerek,hüzünlenerek okur çok beğenirim.hoşgörü yazınızı şimdi okumak nasip oldu.siz ve diğer katılımcı gönül dostlarımız gerekenleri çok güzel söylemişler, bu söylemler üzerine benim diyeceğim fazla bişey yok birkaç ekten başka,biz insanlar yaradılışımız itibari ile ayrı karekterlere sahibiz,birimizin beyaz dediğine diğerimiz siyah diyebiliyoruz,bunuda doğrunun ne olduğunu bilerek yapıyoruz kimi zaman ,neden? çünkü en iyi ben bilirim anlayışından,oysa hiçde öyle değildir. bir insan ne olursa olsun ,hangi etiketi taşırsa taşısın illâ bir bilmediği vardır,gelelim ''hoşgörü'' ye hayatımızda en gerekli davranış şeklidir hoşgörü ve sabır bununla yaşamayı başarabilirsek ben inanıyorum ki hayata bakış açımız çok daha farklı olacaktir,bir Ata sözü vardır (bükemediğin bileği öpeceksin) işte bu misâl susmamız gereken yerde susmayı bilirsek ve karşımızdaki insanın hatalarını gördüğümüzde anlayışla davranır incitmeden ikaz edersek sanmıyorum ki tepkisi bize karşı sert olsun,tabi ki iyi niyet adına onurumuzun rencide edilmesine ,kalbimizin tamir edilmeyecek şekilde kırılmasına da müsade etmeyeceğiz.Edebiyat defteri dediğiniz gibi bir aile ocağı oldu bizim için,ve hiç birimizin diğerimizden bir çıkarı olmadan yürek seslerimizi paylaşıma sunduk kendimizi olumlu olumsuz eleştiriye hazır ederek,sevenimizde olur ,sevmeyenimizde sevgi gönül işidir zorla olmaz,bunun için kimseye gönül koyma hakkına sahip değiliz.velhasıl yazınızı önerinizi,çok beğendim hak veriyor katılıyorum.kendi adıma kendime yapılmasını istemediğimi hiç kimseye yapmadım,değil burada özel hayatımda bile asla bilerek kimseyi kırmadım,belki kendim üzüldüm ama üzmedim.hoşgörünün olduğu yerde huzurun daha çok olacağı inancı ile tebrik ediyorum insan sevgisi dolu yüreğinizi, usta kaleminizi dostluk ve sevgi dolu nice paylaşımlar diliyor, selam saygılarımı iletiyorum.başarılarınız daim olsun.
Kuşadasında Teknik Öğretmenlerin toplantısına katılmıştım.Bilgisayardan 1 hafta uazak kaldım.Güzel yazınızı okuyamadığım
için özür dilerim.Fikirlerinize aynen katılıyorum.
Şiirini okuduğum şair arkadaşlarımın,yazım hatalarını,özel mesaj göndererek,gözünüzden kaçtı galiba,şu mısrada şu cümle
böyle yazılmalıydı derim.Arkadaş,hatasını düzeltip bana teşekkür mesajı gönderir.
Yazdığı şiirlere yrum yazan sayısı 15 i geçmeyen şair arkadaş, yorumunda,şiirimin mısralarını tamamen değiştirip böyle
yazsaydınız daha güzel olurdu diye yazıyor.
Ben bu arkadaştan yardım istemedimki.Oldu olacak şiiri sen yaz,altına ben adımı yazarak siteye vereyim.
Bazı arkadaşlar da,kitaplardan okudukları birkaç konuyu,elinde tüfekle yaralı ceylanda denemek istercesine,yarım sayfa
yorum yazıyorlar.
Aynı konuları ben de tekrarladığım için özür dilerim can dost.
Ellerinize sağlık.
Saygılar...
Sayın YILDIRIM; son zamanlarda Edebiyat Defteri ailesinde mahiyeti hakkında bilgim olmayan bazı olayların olduğu, yazınızdan ve okuyucu yorumlarından anlaşılmaktadır. Bu arada bir müddetten beri Sayın Bedri TOKUL arkadaşıma arama motorundan ulaşamamaktayım. Beni daha çok şaşırtan Sayın Şecaattin ÖZTÜRK arkadaşımın “Veda” başlıklı bir yazıyla siteden ayrılışını ifade etmesidir.
Takriben 50 yıldan faza bir zaman önce, bir iş yerinin yazıhanesinde, duvara çerçeveletilmiş şu yazıları gördüm. O zamandan beri beynime kazılmıştır:
“ Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok.
Yay gibi eğri olsan elde tutarlar seni.
Ok gibi doğru olsan yabana atarlar seni.
Görmedim eğride tok, doğruda aç.”
Bu sözlerin tamamına da doğru diyeceğini sanıyorum. Ancak ben ok gibi doğru olmayı seçtim. Doğru bildiklerimi söylemekten hiç çekinmedim. Tabii ki bunun karşılığında sevmeyenleriniz de çok oluyor. Hiçte önemli değil. İçimdekileri söyleyerek hep rahat ettim ve dik gezdim.Bu sözlerden herkes nasibi kadar alacaktır inşallah.
Bu arada şunu da belirtmeliyim. “Söz gümüşse sükût altındır.” sözüne genellikle dağarcıklarında bir şey bulunmayanların sığındıklarını çok gördüm. Bunlar susarak kendilerine altın görünümü vermeye çalışanlardır. Bilginin güç olduğuna inanan bir insanım.
Sayın Yıldırım ifadelerden anladığım şu; sanki olaylar yönetici Sayın Habip Dağ’ın altındaki sorumlulardan kaynaklanmaktadır. Şayet böyle ise; davranış bozuklukları vs.den kaynaklanan bu küskünlüklere son vermesi gereken kişi de odur. Çok değişik kültür ve düşüncede olan böyle büyük bir toplumu yönetmek hünerini de göstermeli düşüncesindeyim. Zaman zaman sitenin çok güzel yönetildiğini de yazmıştım ancak istenmeyen durumlarla karşılaşıldığını sanıyorum.
Site hakkındaki müspet sözlerine aynen katılırım. Bende de tiryakilik yarattığını söyleyebilirim. Ancak hoşgörüyü kimlere önerdiğini pek anlamış değilim. Hepimiz insanız. Hepimizin farklı farklı görüş ve düşünceleri var. Hepimiz bazı olaylar karşısında aynı tepkiyi gösteremiyoruz. Nitekim “Hak Eden Ucubeye” başlıklı şiirinde haklı olarak hoşgörü ortadan kalkıyor. Muhatabına; serseri, şerefsiz diyor, sazı sokabiliyorsun.Demek ki hoş görünün de bir sınırı var. O zaman bazı arkadaşlarımızın davranışlarına hoşgörü ile bakmanın zamanıdır.
Sayın YILDIRIM; yazınızın sonuna doğru “eline, beline, diline sahip ol.” Cümlesini kendine göre yorumlayarak yanlış kullandığın kanaatine vardım:
Hacı Bektaşi Veliye ait olduğunu sandığım bu sözlerdeki el kelimesi vatan anlamındadır. Türkülerimizdeki “ah bizim eller” veya “ah bizim iller” sözlerinde olduğu gibidir.
Beline kelimesine gelince; Ülkemizin birçok yerinde insanlarımız bellerine kuşak sarmaya devam etmektedir. Yani buradaki bel; kuşak, nesil anlamına gelmekte, gençlerinize sahip çıkın denmektedir.
Diline kelimesi de Türkçene sahip ol anlamında kullanılmıştır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu edebi dil olarak Farsça, Arapça ve uyduruk bir Türkçeye yer vermişlerdir. Tamamen Farsça yazan Mevlana’dan bu gün kaç mısra hatırında. Bildiğini zannettiğim şudur. “Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir. Yüz kere, bin kere tövbeni bozmuş olsan da gel.”gibi. Hazreti Mevlana’ya ait olduğunu bildiğimiz bu sözün bile onun tarafından söylenmediğini Diyanet İşleri Başkanlığı açıkladı. Ancak Mevlana’nın felsefesine uyduğunu da belirtti. Sayın YILDIRIM; yüz kere, bin kere tövbesini bozacak karakterde olan insanlarla benim işim olmaz..Karacaoğlan’ı, Yunus Emre’yi, Köroğlu’nu ve başka halk şairlerini tanır,bunlara ait mısraları mırıldanabilirsin. İşte bunlar sayesinde millet ayakta durabilmiş, bu günlere gelinmiştir. Bu arada Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden Karamanlı Mehmet beyi de unutmamak gerektiği kanaatindeyim.
Sayın YILDIRIM; vatanıma, gençlerime ve Türkçeme kötü davrananlar ve başka kutsal bildiğim şeylere karşı söylemlere hiç hoşgörü ile bakamam. O zamanlarda davranışlarımın boyutlarının ne olacağını kestirmem de mümkün değil. Olayları bu açılardan da değerlendirmek gerektiğini sanıyorum. Selam ve sevgilerimi sunarım.
tacettin yıldırım
Eline, beline, diline, sahip olacaksın !”
Hoşgörülü olacaksın.
DOST BURASI BİR AİLE YUVASI GİBİ KATILIRIM ELEŞTİRİYE AÇIK DOĞRU VE EĞRİLERİNİ DÜZELTMEYE ÇALIŞMAK HEPİMİZİN GÖREVİ İDARENİN DE BİZLERİNDE... ATTIĞIMIZ DEDİĞİMİZ VE YAPTIĞIMIZI USULÜ KAİDESİNDE TARTMALIYIZ....EN BÜYÜK YÜK İDAREYE DÜŞÜYOR MÜMKÜN OLDUĞU KADAR SEVK VE İDAREDE HOŞGÖRÜLÜ VE YOL GÖSTERİCİ OLMALI...BİRLİK VE DİRLİĞİMİZİ BOZMAK İSTİYENLER NERDE OLURSA OLSUN HOŞ KARŞILANMAMALI AĞIR BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ...İYİ TARTIP İYİCE HAKÇA DAĞITMALI...SEVGİLER O GÜZELİM YÜREĞİNE...
Ve son söz söylenmiş...
Ne güzel bir çatı altında buluştuk.Aile gibi olduk.Dostlarımız arkadaşlarımız oldu.Görmeden sevdiğimiz kardeşlerimile kimseyle paylaşamayacağımız dertlerimizi, mutluluklarımızı paylaştık.Gün geldi umutlarımızı, gün geldi hayata küstüren duygularımızı kaleme aldık. Yorumlara gelince.Yorum eğer kırıcı değilse yapılmalı.Yoksa kimsenin kimseyi kırma hakkı olamaz.Ben yapıcı yorumlarda bulunuyorum. Sözün özü ne biliyor musunuz? Burada olmayı seviyorum. Evim gibi ailem gibi geliyor.İlk başta yönetime bizlere böyle bir olanak sunduğu için sonsuz saygımı belirtir.Saygı değer abimin yazısındaki her noktası ve virgülüne sonuna kadar katılıyorum
Küslükler yok.Ne güzel hayat.Hep ama hep yazmaya devam edelim :)
yorumlar ve yazı ne güzel özetlemiş defterimizi...evet burada olmaktan mutluyum edebiyat denildiğinde kaliteli olarak parmakla gösterilen bir sitede yazıyor okuyorum..yönetimden, bu gün üye olan her ferde kadar herkesi seviyorum ön yargısız dosça...ve çok kişi de bu düşüncede ..sitenin geneli tarz olarak da düşünce olarak da saygı sevgi ile dolu birer paylaşımın parçası
arada çıkan bir iki aykırı insan da olsa onlarda içimizde ayar çekmek zorunda kalıyorlar kendine.. bu şeye benziyor; nasıl anlatsam, bal kavanozuna sinek düşse bala dönüşüyor..
Tüm site müdavimlerine ve yazı sahibi değerli Tacettin beye sevgi ve saygılarımla
hayatın gerçekleri !
kimi büyüsüne kapıldığı hayalin peşine gider, kimi de gerçeğin önüne geçerek seçimler yapar.
öyle yada böyle yıllarımızı verdiğimiz bir dünya burası , mutluyuz , öyle kalmak içim çaba gösteriyoruz. tabiki bunun için emek veren kişileri de unutmamak lazım... başta yöneticilerimiz ... sanal dünyanın içinde sağlam duruşu olan ve kaliteyi zirvede tutan bir sitede olmaktan mutluyum ben....sizin gibi ...
ve herşeye rağmen doğru kararların ardında dimdik durmayı bilmeliyiz öyle değil mi? tıpkı sözlerimizin arkasında kalmamız gerektiği gibi...
söylediğiniz her satıra katılıyor teşekkürlerimi sunuyorum sevgili tacettin abicim....
dua ile...
Emine GÜNER tarafından 9/27/2011 8:27:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aslında söyleyecek çok söz kalmamış...
Hoşgörünün o derin ve yalın anlamını o kadar güzel izah etmişsiniz ki...
Aile içinde de inanılmaz derece sorunlar çıkabiliyor ama kanbağı insanları birbirine yaklaştırıyor azaltıyor öfkeyi..
Bizde de Edebiyat bağı var biz de böyle bir aileyiz...
Saygım sonsuz düşüncelerinize ...
Mehtap ALTAN tarafından 9/27/2011 2:08:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ailem dediğim yer burası.Huzurla, güvenle paylaşımlarımı yaptığım, yapılanları paylaştığım.Sevgi, dostluk, saygı, hoşgörü ve anlayış çerçevesinde edebiyatın nabzının attığı, yer.Böylesi bir niteliğe haiz olan başka bir yer inanın yok.Artık dostum dediğim, abim, ablam , kardeşim dediğim o kadar çok insan var ki burda anlatamam.Bunun adı nedir sizce ? Hiç görmeden bile daha.. tanımadan önce... böyle hissetmenin bu sıcaklığı duyumsamanın anlamı ne ? Yüzünü bile görmediğin bir abini, bir ablanı ailenle görüştürmenin anlamı ne olabilir ?
Burası yuvamız bizim.Lütfen her fert üstüne düşen ailevi sorumluluğun bilincinde olsun.Tamam kardeşlerde kavga eder bir ailede kabul ama sonuçta aynı sofraya oturup yemek de yerler...
Can abim, Yazdıklarının altına imzamı atıyorum.Bilesin.
Daha daha ilerilere gideceğinden hiç şüphe duymadığım yuvamızın kurucusu Sayın Habib Dağ Beyfendiye ve yine böylesi bir koordinenin sorumluluğunu üstlenmiş yöneticilere sonsuz teşekkürlerimle.
Merhaba
Tacettin Bey'in düşüncelerini ve yazılan yorumları okuyunca aslında benim çok fazla yorum yapmama gerek kalmamış. Söylemek istediğimiz zaten dile gelmiş.
Yalnız bir kaç cümle ekleme yapmam gerekecek. O da şu.
Bu siteyi kuruş sebebimi ve ilerleyen aşamaları elimden geldiğince anlattım. Siteyi Türkiye'nin en büyük ilk 700 site arasına sokmaya çalışırken ne gibi sıkıntılar çektiğimizi bir kaç kişi dışında tam olarak bilmez. Aslında bilinmesi de gerekmez. Bu tür sıkıntıların yanında o kadar güzel şeyler yaşadık k u. Anlatılmaz yaşanır tabiri bunun için geçerli.
Üyelerimiz farkında veya değil. Bu sitenin günlük sayfa gösterim sayısı 600.000'dir. Kendimizi başka sitelerle kıyaslamaya bile çalışmıyorum. Çünkü sitemiz hem ziyaretçi sayısı hemde kalite bakımından bu kıyaslamanın içerisine sokulacak bir site değildir.
Bizim olan bir emeğe sahip çıkmak onu korumak ve bu çatı altında varolan herkesin ve çok seslerin çıkmasına hoş görü ile bakmak. Farklı görüşlerin düşüncelerin olması edebiyatın zenginliğinden olduğunu aynı evde kardeşlerin bile farklı düşünceler yaşadığımızı bilerek herkese hoşgörü ile davranmamız gerektiğinin altını tekrar tekrar çizmemiz gerektiğinin bilinmesi gerekir. İnsanları ötekileştirerek bir şeylerin kazanılmayacağının, edebiyat dışı oluşumlarla bu sitedede olanların bu sitede varolunmayacağının bilinmesinin bilinmesi gerekir. Ve yine bilinmesi gereken bir gerçek var ki. Bu sitede ben dahil herkes yaptığı güzel şeylerle anılacaktır.
Şairin dediği gibi; ölmekten korkmuyorum. Sadece unutulmaktan korkuyorum.
Yöneticilerin kırgınlık, kin tutmak, alınma gibi duygularının olmaması gerekir. Yöneticilerin veya yönetim tarafından görevlendirilen kişilerin bu sitenin büyüklüğüne ve amaçlarımıza uygun hareket etmesi özellikle hem şahsım hemde üyelerimiz tarafından beklenecek durumdur.Üyelerin hataları olduğu gibi yöneticilerinde hatalarının olması insani durumdur. Bu durumları hoş görmeyi beklemek elbette bizimde hakkımız. Yalnız bile bile hata yapılmasına kimsenin göz yummasını da beklemiyoruz.
Yöneticiler olarak elimizden geldiğince bu sitede varlığımızı hissettirmemeye çalışıyoruz. Ve bu site başı bol olmayacak kadar herkesin. Ve yine bu site bireyin olmayacak kadar herkesin olduğununda bilinmesini istiyorum.
Kısacası A harfinden Z harfine kadar olan herkesi üyemiz olsun olmasın herkesi ötekileştirmeden seviyoruz. Bu sevgimizi sizlere hizmet etmek için kullanıyoruz.
Sağlıcakla
yok,sul
sevgili ansizın yazınızın burası çok hoşuma gitti, iki satır her şeye bedeldi yaniii.....
Değerli hocam konuyu, düşüncenizi güzel yansıtmışsınız.Bu sorunların biteceğini pek zannetmiyorum.Yazı ve onu yazan yazarı bazı zamanlar o safhadan sıyrılarak diğer yazı ve yazarın sahasına geçip kendi hayatlarının faturasını ona mal etme çabası içine giriyor ne yazık ki...Bunun hedefinde haliyle sonra sıra yönetim ve seçkiye geliyor.Bu konuda dikatimi çeken bazı yorumları paylaşmak istiyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
--uzun zamandır okumadığım güzellikte idi.sade.içten.olduğu gibi.Hayat yazının içinde 'işte buradayım' diyor.günün yazısı olarak seçilmese göremezdim açıkcası.
---neden bu kadar geç belli oldu ki günün yazısı?çok güzel ve duruydu yazınız,tebrik ederim...
--HARBİ YAZMIŞSINIZ IRIZA GARDAŞ...SENİ ANLINDAN ÖPÜYORUM...SELAMLAR...
---Hayatı tam çıplaklığıyla gözler önüne seren yazıyı tekrar kutlamaya geldim. sevgilerimle...
----IRIZA GARDAŞ,ÖNCELİKLE SENİ TEKRAR KUTLARIM...BAZI YORUMLARI OKUDUM DA ONLAR ADINA ÜZÜLDÜM...BU KİŞİLER,HALKITAN KENDİLERİNİ SOYUTLAMIŞ DONDURMA TİPLİ İNSANLAR...GÜNEŞİ GÖRÜNCE HEMEN ERİRLER BÖYLELERİ...
---Toplumun gerçeğini çok güzel kaleme almışsınız. Fazlası var, eksiği yoktur anlattıklarınızın...Belki de yüzde yetmişinden bile fazlası konuşuyordur bu dili.Ancak gene de bazı kelimeler eksik veya noktalı yazılabilirdi.Kutluyorum, akıcı bir dille yazılan yazının yazarını.--
---edebi açıdan bakıldığında güzel yazılmış bir öykü bence. kahramanların konuşmaları tasvirler başarılı. ama içerik açısından tartışılabilir derseniz ona diyeceğim yok. öyküde hayatın kendisi var . tüm doğallığıyla belki. malesef böyle şeyler yaşanıyor. gelin biz bu yazıdan ziyade, toplumun cahilliğini, yozlaşmasını, insanların neden ve nasıl bu hallere geldiği üzerinde kafa yoralım bence..
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
---Ben, bulunduğun yerden durum tespiti yapacağına.Durumu tetikleyen halin tespitini yap derim.Yoksa daha çok ah vah edersin....Seçici kurulu da kutluyorum bu arada...
---Ben Edebiyat Sitesine böyle bir yazıyı inanın yakıştıramadım... Bu resmen..... gibi yerin açık açık sansürsüz anlatımı olmuş ve sırf.... yı tanıtmak ama bu kadar da açık olmaz. Bazı çirkinlikler oluyorsa sizin bu yazıda yazdıklarınızı kimse okumadığı için olmuyor. Sadece ruh kirliliğinden oluyor. Dünyada kaç insan yaşıyor hepsi sapık mı? soruyorum size. Burada anlatılan cahil insanlar, muamma yere gitmeyenlere içeride neler olduğunun açık açık anlatımı olmuş. Zaten gazetelerde az çok böyle haberlere rastlıyoruz ve neyin ne olduğunu biliyoruz. Siz ballandıra ballandıra anlatmışsınız. Ben böyle bir yazıyla eğitim olacağını düşünmüyorum. Merakı olan gider sizin bu başlığınıza göre bir kitap alır ve sonuna kadar okur. Ben burada bu yazının yazılmasını çirkin buldum ve birinci seçilmesini de hiç uygun bulmadım. Hatta utandım biliyor musunuz. İnanın çok da üzüldüm.---
---HasbinAllah ve ni'mel vekil...La havle..diye devam edeceğim sanırım çünkü ne düşünmem gerektiğini bilemiyorum evet ne düşündüğümü çok iyi biliyorum ama sanırım olduğu gibi aklımdan geçeni dökmem lazım buraya...Bundandır ki paylaşımlarımıza dikkat etmemiz gerekir ; görev edep iken edepsizliği çarşafsız haliyle sermemeli...
---Edebiyat sitesine yakışmayan bir yazı. Elinizi vicdanınıza koyun, öyle karar verin, edebi ne özelliği var.Bu yazıyı okuyan insanlar toplumun tamamını, sapık ve ahlaksız zannedebilir.Ahlak değerleri nereye gitti, Şenol bey kusura bakmayın, tek kelimeyle ayıp oldu.Erkek muhabbetlerinde bile yapılamayacak tarzda konuşmaları kınıyorum.Size yakışmadı!!!
----Böyle hikayelerin olduğu bir çok site var git orada yaz Defteri de anlamış değilim kurdeleyi yapıştırmış... Şimdi savunma mekanızmasını çalıştırmaya soyunanlar diyecekler ki hangi çağda yaşıyoruz... Ben söyleyeyim bu zihniyetle taş devrinden bile gerilerdeyiz Bu yazı size ne öğretti, Tahrikten başka ne verdi. Misafir odası modası değilde o topluma gönlünün penceresinden bakmayı denedin mi hiç...
---İFADELERLE ANLATILIYOR MERAMINIZ MADEM ... ÇIPLAKLIĞI, SOKAĞA ÇIRILÇIPLAK ÇIKARAK ANLATIN. EDEBİ OLALIM LÜTFEN---
DON KİŞOT TA AŞK TAN SÖZ EDİYOR. AŞKI BİLİYOR MUSUN SEN.... GERÇEK AŞK KUTSALDIR... AĞIZLARDA DOLANAN AŞK MEŞK SÖZLERİ İDRAKSİZ KAFATASLARINA ŞEYTANİ NEFESLE ÜFLENENDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR...BU YAZIYI, BU YAZIYI GÜNE TAŞIYANLARI VE AVUKATLIĞA SOYUNANLARI TEESSÜRLE KINIYORUM .---
---Yazılarınızın temasını bildiğim için dün biraz göz ucu kaçamağı yaptım,aralıklı satırlar da.... Sonuna baktığım da okumamakla iyi ettiğimi düşündüm...Doğrudur yazdıklarınız; ziraİNSANI ONURSUZLAŞTIRMAKLA BİRYERLERE VARILMAZ...
---yazık kardeşim yukarıda yorum yapanların bir çoğuna yazık...---GRUPLAŞMA OLUR DA BU KADAR MI OLUR ALLAH AŞKINA.....
--SİZ ASLA OSMANLI-ŞARK-SERVETİ FÜNUN-..VS...GİBİ VE DE GÜNÜMÜZ MÜTHİŞ EDEBİ TARZDA YAZILAR YAZAN ŞAİR VE YAZARLARA ULAŞAMAZSINIZ.....Ben asla ulaşamam ammaŞIMARMAYI BECEREN SİZ VE SİZİN GİBİ YUKARIDA BAHSİ GEÇEN BİRÇOK ARKADAŞ BU EDEBİYAT DÜNYASINDA YER EDİNEMEZ İNŞALLAH.........
--ELEŞTİRİ YAPMAM OKUYUCU KİTLENİ ARTTIRDI....SÖYLE BAKALIM; SEN Mİ YAZARSIN EDEBİYATTA, YOKSA BEN Mİ..............
Aysel AKSÜMER
Nermin Kaçar
IRIZA
Aysel AKSÜMER
Merhaba Tacettin Bey,
Yazınızda ne demek istediğinizi tam anlayamadım. Yarım anladığım ise şu. Sözde seçki kuruluyla bir sorununuz olmuş.
Bundan yakınıyorsunuz. Ardından yakındıklarınızı savunuyorsunuz. Hoşgörüden söz ediyoprsunuz. Neyin hoşgörüsü?
Öyle bir zamandayız ki, ne kadar hoşgörülü olursanız o kadar çok tepene biniliyor. Bunu en çok sizin anlamanız gerekir.
Sözde seçki kurulu dedim. Benim için söz bir kurul. Dün dil bayramıydı. Okuyarak belirleyebildiğim kadarıyla Türkçe
ve dilimiz konularında sayın Bekir Usluer, sayın Hüseyin Gazi ve sayın Yahya Demeli, çok güzel yazılar yazmışlar. Dil bayramında, bu güzel edebiyat sitesinde o yazılardan birisi güne gelmiyorsa o kurul bana göre sözdedir.
Güne gelen yazı ve yazarlarıyla hiç ilgili değil bu sözlerim. Benim yazım da bugün oraya geçmiş olsaydı aynı şeyi derdim.
Seçki kurulunun değerlendirmeleri ne yazık ki bana göre ede-biat. Ede ağabey demektir. Yaptıkları ağabeylere biat.
Kalite dikkate alınmıyor. Dil bilgisi kurallarına göre yazım, anlatım, kurgu, olayların örgüsü ve içerik konularında kalite aranmalı. Aksi takdirde oraya düşen yazılar, körler birbirini ağırlardan öteye gitmez. Yazan kalemnlere de yarar sağlamaz.
Sayın Tacettin bey, sayfanızda bunları dile getirdiğim için beni eleştirebilirsiniz. Edebiyat Defteri sitesinin sayın yöneticileri de, bana göre aksak olan bu durumu dile getirdim diye beni siteden atabilirler. Kimseye hoşgörü göstermediğim gibi kimseden de hoşgörü beklemem.
Saygılarımla.
tacettin yıldırım
Veysel Başer
Eleşltirim biraz sert kaçmış olabilir. Asla kötü niyet taşımaz. Burası güzel
bir edebiyat sitesi. Yöneticiler kadar kalem sahipleri ve okurlar da sahip çıkmalıdır. Bir zaman bir kişinin, kişisel hıncını tatmin etmek için ülkemizinin en başta gelen bir kurumuna hakaret etmesine şiddetle karşı çıkmıştım. Karşı çıkışım, o kurumu korumadan daha çok bu edebiyat sitesini kirli amaçlarına hizmet etmesiydi. Ben buna karşı çıkmıştım. Kimileri, siteye sahip çıkışımı yadırgamış, yöneticiler var, size ne olyor demek istemişti.
Bir okur ve kalem olarak böyle bir sitede seçilen yazılarda edebi kalite beklemek en doğal hakkım olmalı. Seçim, ulufe dağıtır gibi olmamalı. Güzel ve doğru seçilmeli ki, kalemler arasında bunlara ulaşma gayreti olsun. Yoksa, yukarıda yazdığım gibi "Körler birbirini ağırlar" olur. Bunları dile getirmek, bana göre bu siteye sahip çıkmanın bir tezahürü.
Dost acı söylermiş. Beni her yönden dostunuz bilin.
Her zaman her yerde buluşmak dileği benim de dileğimdir.
En içten saygılarımla.
Hislerimizin tercümanı olmuş, değerli yazınız,değerli arkadaşlarım da geniş yorumlarla, açıklamışlar.
İki yılı geçen bir süredir Edebiyat Defterindeyim, yorumlarda kimseye hakarete varan sözler yazmamaya özen gösterdim.Arkadaşlarımdan ve yöneticilerimizden de hep kibar ve hoşgörülü yorumlar aldım.
Buradaki nezaket ve saygıdan çok mutluyum, daha fazla yazmama gerek yok, hepinizi seviyorum ve saygı duyuyorum, selamlar.
evet bende ayakta alkışlıyorum
nerdeyse 4 yıla yaklaşıyorum burada aranızdayım saydım sayıldım sevdim sevildiniz ve burayı bir evim bildim
ne küstüm ne küstürdüm ve çok mutluyum tüm site üyelerinede tavsiyeem hep mutlu olalım kırmadan kırılmadan yaşayalım üç günlük ömür de sevgiyi paylaşalım
sizi tekrar kutlarım gönül dostu çok güzel dile getirmişsiniz
saygılarımla her daim siniz
hep güzele güzelliklere diyelim
Sayın Ansızına'a hitaben yazılmış ama özünde genele seslenen bir yazı. Pozitif bir söylem, birleştirici olmak amaçlanmış.
Ben tepede olup bitenin biz üyelere yansıtılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kişiler sorunlarını muhataplarıyla çözmeli, forum, nesir ya da şiir sayfaları kişisel çatışmalar için kullanılmamalı. Sayfalarında güzellikler görmeye alıştığımız insanlardan fikrimizi ters köşeye yatırıcı kelamlar duymak üzücü. Elbetteki bovling topu gibi devire devire gitmemek lazım- ki haklı olunsa bile.
Demokrasi çoğunluğun görüşünü esas alan bir sistem. O halde azınlıkta kalıp incinenler her vakit olacaktır. Bahsettiğin hoşgörü tam da bu noktada lazım Tacettin Abi.
Telefonla yazının seçilmediği haberinin verilmesi...Bu gerçekten bu kadar önemli mi? Sık güne geliyorsun, neden acaba, soruları saçlarıma ak düşürdü tabiri caizse. Beni en iyi tanıyanlar bile bana şüpheyle yaklaştı. Oysa burada yazan hiç bir üyenin hedefi kurdela olmamalı. İnsan çıtasını bu kadar aşağı çeker mi? Hedef uzak olmalı, koşmalı, düşmeli, hırpalanmalı ama menzil giden yol, uzunluğuyla orantılı olarak daima öğretici olmalı.
Yönetim defalarca seçkilerin "en iyiler arasından" değil daha adaletli ve herkesi kapsayacak şekilde, yani gelişme gösteren, umut vadeden çalışmaların da göz önüne alınarak yapıldığını söyledi durdu. Fakat biz bu basit tartışmadan bir türlü kurtulamadık. Bu kısır ve hedefi küçük çekişmelerle buradaki asıl varlık amacımızı unutur olduk. Edebiyat ve öğrenmek...
Alttaki üsteki, sağdaki soldaki, şu ırk bu ırk, yetenekli yeteneksiz...bizi ilgilendirmemeli. Bu tip tartışmaların yapılabileceği site çok, isteyen arkadaşlar oralarda varlıklarını çok daha iyi gösterebilir.
Yorumlar...Eleştiri kültürümüz ve eleştiriye tahammülümüz zaten sıfır. Bu işi hakikaten iyi bilen ve duymak istediklerimizin dışında birşeyler söyleyenleri zaten aramızda barındırmıyoruz. Kaç değerli insan bu şekilde gitti. Oysa hepimiz çok şey öğrenebilirdik onlardan. Bildiğini tuhaf bir kasıntıyla ve azarlarcasına anlatanları bu işin dışında tutuyorum elbette.
Yöneticilerimiz...Bir edebiyat sitesi kurucuları ve yöneticileri herşeyden önce içlerindeki edebiyat sevgisinden dolayı böyle bir işe soyunmuşlardır. Zaten kendileri de yazmakta. Ama bizim kadar özgürler mi? Bence değil. Ayaklarında etiketlerinin vurduğu prangalar var ve onlar kendilerini yazım konusunda geri plana çekmek durumunda kalıyorlar diye düşünüyorum. Aramızdan ayrılan sayın Asran Hanım dahil üç yöneticimizin yazıp çizdikleri herkesçe malum. ( Buradaki varlığım süresince hiç bir zaman -mesnetsizce- yönetime methiyeler dizmediğim için, söylediğim bu doğrular başka manalara çekilmez sanırım.) Onlara saygı duyulmasından yanayım. Biz sıradan üyelere de aynı şekilde.
Başka sitelerde isteyen istediği gibi yazı ya da şiir ekleyemiyor. Ama bu site öyle değil ve bir çok tehlikeye ya da çirkinliğe açık durumda. Onca çalışmanın eklendiği bu sanal ortamında kaçımızın yazısı kayboldu, çalındı ya da kaçımız saatler boyu küfürlü ahlak dışı yahut aşırı siyasi yazılar okudu. Bütün bunlara bir şekilde engel olunuyor değil mi? Bunlar en azından bu sitede büyük bir emeğin döndüğünü gösteriyor. Diğer büyük emeklere değinmeyeceğim bile.
Büyük edebiyat sitelerinden birinde bir yazı okudum. Vatandaş siteyle ilgili bir eleştiri getirmiş. Eklenen bir resmin ahlak dışı olduğunu söylemiş. Yöneticinin daha doğrusu site kurucusunun bir cevabı vardı ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim...Üyeyi dövse daha az rencide etmiş olurdu sanırım. Burada en azından gözümüzün önünde bu tür olaylar cereyan etmiyor.
Eğer buraya vakit öldürmek için gelmediysek, yazarken büyümek maksadındaysak, ya da edebiyatın dinlendiriciliğinden faydalanmak gayesindeysek, yapmamız gereken tek şey İŞİMİZE BAKMAK. İşimizin kapsamına neler girdiğini saymama lüzum yok. Evet, herkes kendi işine bakarsa sorun olmayacak bence. Yönetim kurallara aykırı olmadığı sürece eklenen çalışmalara, üyeler yönetim kararlarına, seçici kurulların tercihlerine, yazan kişiler eleştirilere ve yorumlara, eleştirenler yazan kişilere saygı ve hoşgörüyle yaklaştığı sürece bu siteyi fenomen olma yolunda kimse durduramaz. Sayın Asran Hanım sürekli bunu söyledi durdu: EDEBİYAT DEFTERİ BİRGÜN FENOMEN OLACAK. Ama bu dev ağacı sürekli silkelersek, korkarım bu inanç uzak bir ütopyadan ileri gidemeyecek.
Evet hepimiz hoşgörülü olmalıyız. İnşallah bir daha hiç bir üyemiz bu tür yazılar yazma gereksinimi duymaz. Hiç kimse çeşitli söylemlerle zan altında bırakılmaz. Hiç bir üye yaftalanmaz. Hiç bir değerimiz gitmek zorunda bırakılmaz. Yoksa kimse kazançlı çıkmaz.
Seçilmek, taktir görmek çok mu hayati? O halde yalnızca yazalım...IŞIĞI GÖREN GELECEKTİR, değerinizi bilen -seçilin seçilmeyin- sizi yalnız bırakmayacaktır.
Tacettin Abi, affına sığınarak bizlere ayrılan bu kısımda düşüncelerimi söylemek istedim. Belki bunlar hepimizin bildiği şeyler ve dile getirmek hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Fakat olsun. Karınca misali; "Tarafımız belli olsun."
Biz seni biliyoruz. Hoşgörünü de beyefendiliğini de, saygınlığını da, "abican" karakterini de.Ayrıca söylediklerinin tümüne katılıyorum.
Herkese iyi yazmalar okumalar ve kolaylıklar diliyorum.
Saygılar.
Aynur Engindeniz
Size Yapılmasını İstemediğiniz herhangi bir Şeyi Başkasına Yapmayacaksın"
Hoşgörüden sonra en çok da bu sözü beğendim.Ve ya tam karşılığı-- İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.---
Yerinde tesbitlerdi.Söylediğiniz her söze katılıyorum.
Ben de uzun süredir bu sitede yazmaktan mutluyum.Sizler gibi değerli arkadaşlar tanıdım.Bu arkadaşlarımından bazılarının ayrılıp gidişine üzüldüm.Kendilerine göre geçerli nedenleri vardı mutlaka ve yerleri boş kaldı.
Bu sitede saygın kişiliğiniz ve yazılarınızla birleştirici bir görev yaptınız.Hepimiz sizin tecrübelerinizden ders aldık.
Okuduğum her yazınız, günlerce aklımdan çıkmadı.
Genç olsun yaşlı olsun birleştirici meziyete sahip olmak bir meziyettir..Bunun yanında gönül almak da onu tamamlar.
Benim boynumdaki rahatsızlığım nedeniyle yazıları okuyup yorumlayamıyorum.Ancak uzun aralıklarla şiir koyarak sizlerle birlikte oluyorum.
Verdiğiniz bu öğütlere Site yönetiminin ve bizlerin ihtiyacı vardı.Kaleminiz var olsun efendim.Habip Bey ve arkadaşlarına da sağlık sabır ve başarılar diliyorum.
Allah sizi başımızdan eksik etmesin.Selam saygılar.
Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür.
Beşeri münasebetlerin temelidir.
“ Yıktığın varsa yapacaksın.
Ağlattığın varsa güldüreceksin.
Döktüğün varsa dolduracaksın.
Çıplakları giydirecek, açları doyuracak.
Azı çok edeceksin.
Ve en önemlisi:
Eline, beline, diline, sahip olacaksın !”
Hoşgörülü olacaksın.
"Size Yapılmasını İstemediğiniz herhangi bir Şeyi Başkasına Yapmayacaksın"
Saygıdeğer Tacettin hocam, çok güzel bir konu ve güzel bir anlatım
Saygı hürmetlerimle.....
Tacettin ağabey
Uzun bir süredir bir aradayız. Ve her defasında ailem dediğim bir ortam olmuştur, Edebiyat defteri. Bir site yönetmenin ne demek olduğunu az çok bilenlerden birisiyim. Kaldı ki Edebiyat defteri üye sayısı olarak oldukça kalabalık bir site. Her zaman söylediğim bir şey var. Böyle bir sitede seçki kurulunda olmak çok zordur. Çok zor görevleri olan insanlardır seçkideki arkadaşlar. Dönem dönem iyi ki onların yerinde değilim diye düşündüğüm çok olmuştur.
Devasa site demişsin. Ne kadar da haklısın. Allah nazarlardan saklasın gerçekten kalabalık bir aileyiz. Bazen yaramaz çocuklarımızda olsa yine de iyi bir aileyiz.
Yazılarımızı yazdık, şiirlerimizi paylaştık. Yorumlar aldık yorumlar yazdık. Yorumlardan dostluklara ulaşan köprüler kurduk. Unutmamamız gereken bir şey vardı. Bazen unuttuk. Bizler Edebiyat adına buradayız. Edebiyat edepten gelir. Önce bunu hatırlamamız gerekirdi.
Hoşgörü bu çok önemliydi. Gerek yazılan yazılarda ya da şiirlerde bizlere uymayan her şey olabilir. Sakıncalı ise zaten yönetim müdahale edecektir. Beğenmiyorsak fikirleri, çatışıyorsa fikirlerimizle ya yorumsuz kalmak yada edebi ölçülerde yazışmaktı önemli olan.
Ne anlatmak istediğini çok iyi anlayanlardan birisiyim ağabey.
Ben de senin yazının sayesinde, yönetime, seçki kuruluna teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar
diliyorum
saygılarımla
selam ablam tacettin evet bu yazdığın yazıda san ahak veremmek ne mümkün evet bir kaç çok sevdiğim arkadaşlarım kırılıp gittiler burası bizim yuvamız dedik ailemiz dedik ama habibin bu olanlardan haberi varmı yokm u bilmiyorum ama evet üzücü olaylar yaşıyorum arkadaşlarım üzüldüğünde bende üzülüyorum ha benlik bişey varmı yok bende senin gibi ne öcek ne böcek derdindeyim sadece arkadaşlarımın kırılıp gidişine üzülen bireyim o kadar güzel şiirler varki bunlar böcek alamazken daha sayfaya düşmeden alınan böcekleride görüyoruz ve bu gerçekten benide arkadaşlarımıda çok üzüyor haa benim şiri böcek alacak kadar da güzel değil ustalarımızın ve hocalarımızın yanında müsvette ben bunun bilincindeyim dediğim gibi ben böcek için değil habib seni çok sevdiğim ve arkadaşlarımı çok sevdiğim için burdayım ablam artık biraz site ile ilgilensen diyorum bu güzel yuvanın dağılmasınıda asla istemiyorum helede canım gibi sevdiğim arkadaşlarımın ayrılmasını üzülmesini seninde üzülmeni istemiyorum habib ablam lütfen biraz ilgilen ne olur
bu güzel a,ilemiz dağılmasın lütfen ablam sevgi ile kal tacettin yazın çok güzel olmuş yüreğine sağlık sen bitanesin ablam
Öfkenle bir gün yatıp, ertesi gün yüzüne bakacaksın sana ne diyor diye.Doğruları görmede zamanın çok büyük etksi var.
Yaşanan nahoş olaydan dolayı yazılmış olduğunu düşünüyorum.Yalakalık kime ne kazandırır ki ? bizler çocuk değiliz, yaşam tecrübemiz ve yaşantımızda insan tanımışlığımız var.Ayrıca yazış tarzından az da olsa bilen bilir karşıdakini.
Çok doğru tespitler var içinde
Teşekkürler Sevgili Dost
sahaf tarafından 9/27/2011 12:54:15 AM zamanında düzenlenmiştir.
SAYIN YAZARIM;BU FİKİRLE BUĞUZLUK GÜDEN KİŞİLİKLER ÖNE ÇIKMA ÖNDEOLMA,ŞÖHRET DERDİNDEN BU AİLE YUVASINA SİNSİCE SIZMIŞLAR DEMEKKİ..
BURASI BENİM İÇİN KİLİDİ SAĞLAM BİR SANDIK.SANDIĞIMI SEVİYORUM,GÜZEL VAKİT GECİRİYORUM.ÇÜNKİ OKUMAYI YAZMAYI ÇOK SEVİYORUM.ŞİİR OLSUN YAZI OLSUN ASIYORUM AMA BİRDAHA DÖNÜP BAKMIYORUM BİLE NEKADAR OKUNMUŞ NE OLMUŞ.ACİZANE YORUMCU DOSTLARIMA CVP VERME NEZAKETİNDE BULUNUYORUM..SAYGI GEREĞİ..
İNSANIN NİYETİ NE İSE ;UMDUĞUNU BULAMAYINCA VERYANSINLARA BAŞVURMASI HİÇTE ŞAŞILACAK ŞEY DEĞİL.
NİCE YAZILAR VARKİ;OKUNMA ZAHMETİNDE BULUNMUYOR ÜYELER.NEDENMİ? İŞTE AMACLARI BÖYLE BOŞ BEKLENTİLER OLDUĞU İÇİN..BEN KENDİMCE GÜNÜN YAZISINIDA ŞİİRİNİDE BELİRLİYORUM HER GECE..: )) SAYGIYLA KALIN ..