12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
508
Okunma
O değil de;
Bu saatte yazılan yazıdan hayır beklemek hayırsızlık olur. Hayırsız olmayın hayır beklemeyin. Zaten de balkonda çamaşırlar var toplanmayı bekler...
Aklıma durduk yerde Ziya Osman Saba’nın çocukluğumda hayran olduğum şiiri geldi. Belki de bu şiiri sevmemin en önemli nedeni abim. Şiiri yanlış ezberlemişti, ’ıhlıhamurun gölgesinde bir sıra der gibi oturun/rüzgar es çamaşırlar kuru!’ diyordu. Yanlış olduğunu hatırlattığımda bana çok kızardı. Doğru okuduğuna öyle emindi ki..
Nasıl da ıhlamur kokulu bir şiir...
’bir yer düşünüyorum yemyeşil/bilmem neresinde yurdun/bir ev günlük güneşlik/çiçekler içinde memnun/bahçe kapısına varmadan daha/baygın kokusu ıhlamurun/gölgesinde bir sıra der gibi/oturun/haydi çocuklar haydi/salıncakları kurun/başka dallarsa eğilmiş/yemişlerimizden buyrun/rüzgar esmez konuşur/uçurtmalar uçun çamaşırlar kuruyun/mutlu olun yaşayın/ana baba evlat torun’
O değil de;
Nasıl bir laptopla yazdığımı bi görseniz... Sanki dizüstü değil de... ’adını sen koy’ bişey.
En altta dizüstü yastık, üstünde kocaman kare şeklinde bi sunta... onun üstünde dandikten bi fan cihazı... en üste de laptop
Eee ne gerek var dimi?
PC’nin ömrü bitmiş diyorlar. Batarya kendi kendini imha ediyor. Bilgisayar pat diye kapanıyor. Bir rivayete göre meğer çok ısınıyormuş da ondan ötürü kapanıyormuş. Doğrudur. Bacağımı yakmıştı da dizüstü yastık olayına girmiştim.
O değil de;
Aklımda bi şarkı...
’bitti derken hayat yeni başlar/ve her güzel şey gibi çabuk biter/bitti dersen hayat tükenmeden/acısı içinde sürer gider/yalan/herşey yalan inan’
O değil de;
İyi bayramlar.