- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Köle Ve Özgürlük 8
8-Yani toplumun ortaya koyduğu bir kullanım olmayan hiç bir şey özgürlüğün kullanımı olamaz. Daha açığı bir toplumunuz olmasaydı özgürlüğünüz de asla olamazdı. Şu da bir gerçek ki, güncel toplum; güncel toplumsal aklın ve güncel toplumsal gücün en son gelişmişlik verilerine değin aşamalarını yine toplumsal gücün muktedirliği ile bir birleşik alan içinde, entegre etmesi çok mümkündür. Bu entegre artık toplumun kullandığı bir entegre olmayıp, geçmişinde toplumun var olup ürettiği bir entegredir.
Yani toplum burada, evrensel gelişmenin görecesinde, teknolojik entegrasyon için bir avatar kalıp araçsa durumuna düşmüştür. Geçmişinizi bilir, günü buna göre değerlendirirseniz, geleceği ya da gideceğiniz yönü de az çok anlarsınız. Bu geleceği bilme değildir. Bir sonraki nereye atacağınız adım için bir hazırlıktır.
Doğa bir güçtü. İnsanın doğa içinde kalışla doğaya karşı mücadelesi ancak bir güç ile olurdu. Bu güç insanda yoktu amainsanın insanlarlan kurduğu dıştan organize yapı olan toplum bu gücü sağladı. Bu güç doğanın insana her daim ve sürekli vermediği sağlayıştı zorunlulukları, ve tek tek diğer organiklere verdiği ya da vermediği donanım ve üretme gücünü bu sayede kazanarak özgür eşmişti.
Özgür eşmede hem doğaya bağlılığınız Boyun eğmeniz) vardı, hem de zorunluluğunuz vardı. Zorunlulukları toplumsal güçle sağlamanız vardı. Özgürlükler kişiye değin keyfilik ve serbestlikler kaprisler değildi. Eğer biz her şeye özgürlük dersek; seyehat özgürlüğü, giyme özgürlüğü, ikamet özgürlüğü, sokakta yürüme özgürlüğü vs. Bunlar özgürlük olunca, uçağa binme olanağını ortaya çıkarmanın toplumsal güçten kaynaklandığı bilgi ve iletişimini hangi sözcükle ifade edeceğiz!
Özgürlük, doğanın egemenliği altındaki insanların, egemenlikler alanı içinde davranabileceği şekilde bir istikrar ya da düzenlilik alanları oluşturabildikleri muktedirlikler olan, toplumsal güçtür. Ya da bu gücün bireyler kullanımına denk gelen her bir sunumsa öznel ve özel yaşantılımla, kullanımıdırlar.
Özgürlük; insanın öznelce ve ilişkin oluşuyla; gelip geçici, kesikli sürekli davranabilmeleri için genel doğal eğilimleri içinde, istedikleri anda istedikleri gibi vaha alanları ortaya koyabilmelerinin, toplumsa gücüdür. Yani özgürlük bireyi aşan, ama bireyinde içinde katkın olduğu bir oluşmalar sürecidir. Esaret ile özgür olmanın hiçbir alakası yoktur. Elbette bunu anlamak oldukça zordur.
Sizin özgürlük(!) savaşları yaptığınız bir dünyada, her hareketi özgürlük sözcüğü ile tanımlar olmanız burada anlatılan özgürlüğü anlamakta hayli sıkıntı, ortaya koyacaktır. Başın açılıp kapanmasının dahi bir özgürlük olduğunu söylediğiniz günlük akışta; özgürlüğü bu ağırlığı ile taşımak hayli manidar olsa gerektir.
Siz, zaten işleyişe muktedir olamadıkça; emeğin kullanım takasını sözleşen bir organize oluşma ile toplumsal potada güçlendirip, bir kısmını topluma terkle; diğer kısmını değişmiş dönüşmüş kullanım tiplerine çevrilerek tekrar size döndürmedikçe; madden ve manen köle olmak zorundasınızdır. Yani doğanın o eğiliminizi (açlık, barınma gibi) güden bir işleyişi zaten hep vardır.
İnsanlığın gelişmemiş dönemlerde; üzerlerinde bulunan doğa baskısının bir benzerini emekli üretim süreci içinde siz insanlara vermekle zaten köleleşmişsinizdir. Bundan kurtulmayı özgürlük diye tanımlamanız zaten beyhudedir. Bu serbest kalıcı kurtulmanızla:
Özgür eşmek için toplumdan yana işleyişler veya sağlaşımlar yapmazsanız, bu hem toplumsa işleyişler koymanızla bağıntınızdır. Hem de, toplumsal gücü paylaşışla, özel ve öznel olan kullanımınızla sizlerin bağlantısızlığınızdır. Tepenize inen yıldırıma maruz kalırken, bağıntılısınız. Ama yıldırımsavar yapıp, yıldırımdan korunursanız, artık yıldırımın sizin tepenize binmesi belli şartların süreğinde yoktur.
Demek ki, kuşun kafesten salıverilmesiyle; ceylanın aslan elinden kurtulmasıyla; insanın insana köle olmamasıyla, özgürlüğün alakası yoktur. Bu durumların hiç birisi, bulunduğu kuşak durumuna bağlı kalışla: kışın kiraz yiyemeyecek; uçağa binemeyecek; ölümcül apandisitinden sağaltılamayacak; sesini binlerce kilometre ötelere duyuramayacak; tüp bebek yapamayacak; hatta yağmurdan kaçarken doluya tutulacak vs. olan; kurtulmalardır ki insanın doğal eğilimlerini sağlayıştı ilk referans durumuna tekabül eder bir anlamadır. Zaten sıfır referanstı anlamanın içinde özgürlük çıkması olanaksızdır.
Güncel toplumlarda da emeğin sömürüsüne ilişkin bir eğilim zaten var. Ancak burada muktedir olabildiğiniz oranda toplumsal güçten yararlanma özgürlüğünüz vardır. Her kes bu bağlamda bilgisayar kullanabilir (özgürlüğü edinir). Burada toplum olacakla sosyal adaleti ne oranda gerçekleyip yaygınlaştırdığınız yine özgürleşmenizin bir toplumsa bedeli olmaktadır. Hemen ekonomik güççe her sıradan insan, uçağa toplu taşıma mukabilinde binmektedir. Siz toplumsal girişmedikçe özgürlüğünüz olamaz. Bir anamalcının özel uçağı ve halkın toplu taşıma kullanımı, toplumsa gücün kullanılan bir özgürlük sağlatımlarıdırlar.
Bu tür kafeste olma, aslanın elinden tüyme gibi eğimler; zaten doğanın eğimi içinde olacakla, kuşun kafese düşmesi ve kafese düşmüş kuşun kafesten kaçması da doğal güdümün içinde sürekli olup biten sıradanlıkla doğal güdülümün zaten kendisidirler. Burada zorunluluğuna varılmış bir bilinç ve bunu alt eden toplumsal güç yoktur. Burada ne toplum vardır, ne toplumsal girişme vardır. Özgürlük toplum ve toplumsal girişmeyle, alakalıdır. Toplum ve toplumsal girişme ile bağlı bağıntılı kullanımdır.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.