günlük...
canım yazmak istiyor diye de oturulur mu klavyenin başına.insan bir konu seçer,kafasında plan yapar,kurgular,geliştirir;olgunlaşıp armut gibi düşünce kafaya,sızlayan yerin sızısı geçmeden,sıcağı sıcağına oturur yazar.
lisede edebiyat öğretmenin anlatmadı mı sana?az mı panele,münazaraya katıldın,az mı 10 topladın kompozisyon ödevlerinden.
öğrencilik hiç bitmediği gibi,öğrenci davranışları sergileme alışkanlığı da bitmiyor vesselam.hani soruyu sorarsın,anında parmaklar havaya kalkar.cevapla dersin,kem küm...
tamam beyninde bir ışık yandı ama daha gözlerin algılamadı ışığı;gözlerin yerine ağzın mı demeliydim!yok ben iyice çorba yaptım ama siz anladınız beni,biliyorum.
neyse,gelelim canımın istediğine.canın da çok kıymetliymiş,diyenler,evet kıymetli vallahi.bebek gibi nazlarım ben onu.can benim değil mi,başkalarının insafına bırakıp da hayata küstüremem doğrusu.ne demiş atalarımız’önce can,sonra canan’.şimdi canan kız ismi ya,muhatabım can olmalıymış gibi geliyor böyle yazınca.tüm imla kurallarını katllettiğimin farkındayım ama hoşgörün,canım öyle istedi,kıramadım.
dün başıma şöyle bir olay geldi:arabanın cd çaları ne zamandır bozuktu.zaten paraya kıyıp cd aldığım da yoktu.Allahtan arabanın eski sahibinin oğlu zevkliymiş.emre aydın’ın cdsi takılıydı .ne güzel tesadüf deyip 1 yıl boyunca aynı cdyi dinledim.emre söyledi,ben eşlik ettim derken cd çalar bozuldu.
sonunda tamir ettirdik.ne zamandır arabada cd dinleyememiş olmanın verdiği açlıkla marketin cd satılan bölümüne gittim.sevdiğim şarkıcıların cdlerinden birer tane aldım.neyse sırayla dinliyoruz.en sevdiğim şarkıcıyı da en sona bıraktım.merak ettiyseniz,funda arar’ın cdsi olduğunu belirteyim.sıra geldi tatlıyı yemeye:))
ben torpido gözünde cdyi çıkardım.açtım...içi boş:(
evet,evet içi boş.cdnin kapağı ve şarkı listesi elimde ama neyseki onları kurtardım:))
şimdi;onca cd arasından gidip de içi boş olanı nasıl seçtin diye kendime kızıyorum,e gözün körmüydü jelatini yoktu,bir de öğretmen olacaksın!tüketici hakları diye çocukların kafasını şişir şişir,yok fişi faturayı unutmayın,bozuk çıkan malları değiştirin diye bilmişlik tasla.sonra da’aman be zaten indirimdeydi’diye kendini avut.
duyduğum utançtan bahsetmiyorum.neden derseniz,nerde arızalı,defolu bir mal varsa gidip onu bulmakta üstüme yoktur:(
hatta sürekli pcmde çıkan arızalar sonucu okulun bilgisayar öğretmeninin vardığı tespiti de sizinle paylaşayım:
’hocam sizin elektronik aletlerlle bir uyuşmazlığınız var’
(haaa,sadece elektronik mi,öyleyse sorun değil:))
neyse,üstüne gece uyuyup sabah uyanınca aklıma şu söz geldi:
’hırsızın hiç mi suçu yok’
çok yaşayasın nasrettin hoca,sayende bu gece rahat uyuyabileceğim.