- 544 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YANLIŞ EĞİTTİLER BİZİ!!!
Evet, hem de çok yanlış. Yanlış şarkılar öğrettiler, yanlış filmlerdi izlettikleri, masallarımız da yanlış, öğütler, örnekler hep yanlıştı.
Masallar dinledik, öğrenince okumayı kendimiz okuduk. Murada eriliyordu mutlaka, mutlaka iyiler kazanıyordu sonuçta ve kötüler mutlaka bir şekilde buluyordu cezalarını.
Ebeveynimiz; yalanın kötü olduğunu öğretti, her konuda, her koşulda, doğruyu söylemeyi, doğru olanı yapmayı öğretti. Olsun dedi, varsın olsun, sen doğru çizginden şaşma, utanır o bir gün yaptığı ayıptan, gelir özür diler üstelik, hem örnek olmalısın çizginden şaşmayarak, uyma sen ona, gerekirse öbür yanağını da uzat tokat atarsa. Varsın taş atsın, sen devam et ekmek atmaya. İstersen denize at ama yapmaktan vazgeçme iyiliği, varsın bilmesin, Halik bilir dedi. Onuru öğretti, erdemi, haysiyeti, şerefi, insanlığı ve gereklerini. Aferinler aldık uydukça öğütlere, akıllı uslu kızlar, erkek çocuklar olduk.
Okula başladık istiklal marşı eşliğinde, göğsümüz kabardı Türk oluşumuzla, bir karış toprak uğruna bile binlerce can verildiğini, sel gibi kan aktığını öğrendik. Ant içtik her sabah, bir gün her bir satırını unutacağımızı bilmeksizin.
Şarkılar öğrettiler okullarda:
Orda bir köy var uzakta.
O köy bizim köyümüzdür.
Gitmesek de, görmesek de
O köy bizim köyümüzdür
…….
Sen ne güzel bulursun gezsen Anadolu’yu
Dertlerden kurtulursun gezsen Anadolu’yu.
Ne güzel toprakları var…
…….
Sandık ki gerçekten gitmesek, görmesek de biz, gidenler görenler olacak, ne yapılması gerekirse yapacak, hizmet götürecek, okul, iş, aş, yol götürecek büyüklerimiz, sıramız gelince de biz…
Gidip görürsek gerçekten güzel bulacağız, güzellikler bulacağız sandık. Dertlerden kurtuluruz gerçekten sandık. Oralardakileri de kurtarırız sandık. Bilemedik o toprakların gün gelip satılacağını, hatta verilmesinin düşünüleceğini birilerine!..
Bilemedik kimsenin gitmeyeceğini, görmezden geleceğini sorunlarını. Yıllar sonra bile hâlâ yolu, okulu, hastanesi, doktoru, öğretmeni, iş sahası olmayacağını, hâlâ kızlarının okutulmayacağını, hâlâ ağalar, töreler ve de gün gelip o zamanlar ne olduğunu bile bilmediğimiz teröristler olacağını oralarda ve de ülkenin başına bela olacağını, canından bezdireceğini o yörelerdekileri ve tüm ülkeyi…
Birimizi dağa çıkartıp, diğerimize düşman ederken, diğerimizi ona karşı gitmek zorunda bırakacağını! Kardeşi kardeşe kırdıracağını birilerinin ve gencecik bedenleri verdireceğini toprağa,
En yakın arkadaşımızın Kürt ya da başka bir ırk veya dinden oluşu hiç önemli değilken, kardeş kardeş oynarken, büyüdüğümüzde düşman belleteceklerini, tıpkı evcilik ya da misket oynadığımız arkadaşımızla bizi sağ sol diye düşman edeceklerini, ikiye ayıracaklarını bilemediğimiz gibi…
Hiç kimseyi başı örtülü ya da açık diye ayırmayıp dikkatimizi bile çekmezken o günlerde, başı açık annemizle, başı kapalı olan arkadaşımızın annesinin can ciğer komşu olduğunu unutup bu gün can düşmanı olacağını da… Birinin başını aç, diğerinin kapa diye bağıracağını da bilemedik. Sırada ne var bölmek adına bilemediğimiz gibi şimdi!
Dinin İslâm senin dediler. Herkes eşittir, yoktur kimsenin kimseye üstünlüğü dediler. İnanan, haram yemez, başkasının malına, namusuna göz dikmez, çalmaz, hak yemez, rüşvet alıp vermez, işçisine teri soğumadan verir hakkını, açsa komşusu, tok yatmaz dediler. Hacca gitmeden önce, hacet bitir dediler. Namaz var bu dinde, Allaha teşekkürün bu ama göstererek, ereklerine ulaşım aracı olarak değil, hatta gizli bir yerde kıl, o senin Allah’la arandaki şey, kimseyi de yargılama bu konuda, tek yargıç Allah’tır dediler, Orucu da isteyen tutar, hesabını sormak sana düşmez dediler. Sofranda, fakirler, muhtaçlar da olsun, onları da unutma, tut ellerinden, gösteri iftarları düzenleme, günahtır öylesi, ayıptır dediler. Sağ elin verdiğini, sol el görmemeli de dediler! Akrabayı terk etme, dosta ve ahde vefa esastır bu dinde, bağışlama, hoşgörü dinidir dediler. Akıl dinidir, çalışmayı emreder, tembelliği yasaklar, bilimsel düşünülmesi istenilir dediler. Örnek olarak da Allah’ın: Ben çalışana veririm, Hz. Muhammedin: İki gününüz birbirine denkse, ziyandasınız. Hz. Ali’nin: Bana bir harf öğretenin kölesi olurum sözünü ve daha nicelerini söylediler. Bilimde ne denli ilerlersen, Allaha o denli yakınlaşır, O’ nu o denli yakından tanır ve görürsün dediler!
İnandık ve öyle de uyguladık. Her inandığını söyleyen de aynını yapar sandık ya da sadece gösteri için uygular görüneni inanmış sandık!
İzlediğimiz filmlerde de, sonuçta hep iyiler kazandı. Hep erdiler muratlarına, kötülerdi kaybedenler…
Yaşamı hep yalılarda, güllük gülistanlık sandık. Memlekette hiçbir sorun yok sandık.
Her Türk asker doğar, her asker gerekirse Atatürk olur sandık. O nedenle ki Çankaya’ya çıkarttık, bilemedik netekim ressamdan ibaret, sadece Atatürk’e özenti, Atatürkçülük oynamaktan öte olamayacağını. Öncesi ve de sonrası sorunlarımızı da çözecek sandık, Atatürk gibi olacak sandık.
Vatanseverleri vatan haini, düşmanı vatanperver sandık! Astık, yaktık, vurduk kimini, kimini sürdük, kimini mahkûm ettik, kimine bir gömülümlük toprak parçasını çok gördük.
Aşkları da filmlerdeki gibi sandık, duru, özverili, karşılıksız, çıkarsız, tertemiz ve de sevgiliye güvenilir sandık. Hep mesafeli, el değmemiş, aynı yatağa bile girmeksizin, diğer yandan da ayıp, günah bildiklerimizi yok var saydık.
Her şey çok güzel olacak sandık, her şey iyiye gidecek…
Her şey masallardaki gibi, filmlerdeki gibi olacak sandık.
Verilen sözler tutulur, yalan söylemez kimse, herkes onurludur, şerefli, haysiyetlidir sandık.
Komşusu, halkı açken tok yatmaz kimse sandık.
İyiler, doğrular kazanacak…
Kötüler kaybedecek…
Cezalarını çekecekler sandık!..
p.r.alkan
YORUMLAR
Bunları bize telkin edenler tarafından kandırıldık.
Bize telkin ettiler ama kendileri uygulamadılar.
Bir söz vardır ya,"Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı" diye,
kendileri salkımla değil, hamuduyla götürdüler.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.