- 557 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR BAŞKA AÇIDAN KIŞ AYLARI
BİR BAŞKA AÇIDAN KIŞ AYLARI
Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum.Çoğu insan kış aylarından yakınır.Gerçi kar yağmasından ortalığı beyaz bir örtüye bürümesinden şikayet eden pek duymamışsınızdır ama kışın o kuru ayazlarından,insanı iliklerine kadar titreten soğuklardan şikayet edenler kıyamet gibi.Kış soğuklarında insanı kıvrandıran bir hastalığı olanlar yahut yakacak odunu kömürü olmayan evsiz barksız insanlar bu şikayeti yapıyorsa mazur görülebilir.Ama bir de evden barktan yana bir sorunu olmayan öte yandan “tarhana çorbasını kaşıklayıp kar yarmaya gidecek” derecede bir sıhhate sahip insanların yakınmalarına ne demeli?Ben hep şaşırır kalırım bu tür insanlara.Neden ortalığı velveleye verirler acaba?Üşüdüğünden dem vurarak,yakacakların pahalılığından bahsederek olayları hangi mecraya çekmeye çalışıyorlar gerçekten anlamıyorum.Elbette geçim zor.Bunu biliyorum.Ama meseleye bir de iyi tarafından bakmak gerek.Mesela sıcacık evimizde otururken fakirlerin bu kışta kıyamette ne yaptığını hangi sokak başında titrediklerini düşünüp halimize şükretsek fena mı olur?Şöyle pencere kenarına oturup kar topu oynayan,kardan adam yapan ve mutluluktan birbirlerine gülücükler saçan çocuklara bakıp ta ,biz de huzur bulsak kötü mü olur?Bütün bunlar insanoğlunun dünyaya bakış açısına göre çoğaltılabilir.Yeri gelmişken söyleyelim.Hayata ve insanlara negatif bir açıyla bakmak bizlere bir şey kazandırmaz kanaatimce.Neyse yine biz kışın güzelliklerine devam edelim.Şöyle kar henüz tazeyken,daha kimse uyanmadan,dışarı çıkıp dolaşsak,karın ayağımızın altında ezilirken çıkardığı o musikili çıtırtıyı hissederek dinlesek ve göz alabildiğince uzayıp giden o doyumsuz beyazlığa baksak baksak…Hatta o beyaz örtüye bakarak şiir ve dua okusak,kalbimizin, ruhumuzun ferahlayacağından hiç şüphem yok.Dağların ovaların,yolların muhteşem beyazlık altındaki o sükunetli ve vakur duruşları bizi kendine hayran bırakacaktır.
Kış aylarından bahsetmişken kış gecelerini anmamak olmaz.Çünkü geceler kışın vazgeçilmezlerindendir.Nedense kış geceleri deyince hep ahşaptan yapılmış,bir köşede gürül gürül sobanın yandığı bir köy evi aklıma gelir.Şöyle evin baş köşesine nine oturmuş,bir asra yakın olan yaşının verdiği tecrübeyle doksan dokuzluk tesbihini sürekli çeviriyor.Baba çalıştığı işin yorgunluğunu hala üzerinden atamamış.Anne yemek telaşasında,çocuklar başka bir alem..Velhasıl gün boyu herkes kendi alemindeyken akşam sıcak bir aile yuvası oluşmuş.
Vakit ağır ağır ilerler.Gece yarısı olur.Kış geceleri de öyle uzun olur ki geçmek bilmez.Ne yapmalı?Nine çocuklara masal anlatır.Az sonra kestaneler konur sobanın üzerine.Baba kalkıp sobaya birkaç odun atar.Soba daha bir hararetlenır.Kestaneler pişer.Lokum gibi olur,sıcak…Çocuklar usul usul kıvrılırlar bir köşeye.Uyuyup kalırlar orada.Ve babaları yataklarına götürür onları.Anne üzerlerini örter.Nine yatmaz.Gidip abdest tazeler.Teheccüdü kılacaktır çünkü.Yarım saat kadar sonra da evin ışıkları kararır.İçeride yalnız odunların yanarken çıkardığı o derin çıtırtı vardır.Dışarda ise tüy hafifliğinde yağan karın,insana huzur veren sessizliği arada bir çok uzaklardan gelen kurt ulumalarıyla bölünmektedir.Ve iliklere işleyen bir soğuk o gece oraları esir alacaktır.Sabah ola hayrola!
Görünen mutlu bir aile tablosudur.Ancak kimbilir o ailenin içlerinde sakladıkları ne dertleri vardır?Kimbilir hangi zamandan beri ödeyemedikleri, hangi borçları yüreklerini yakmaktadır her gece?Yine de her şeye rağmen onlar mutludur.Şükrederler.Bu kışta kıyamette kendilerinden daha fakir olanlar acaba ne yapıyorlar?Bunun idraki içerisindedirler.Kış mevsiminin de diğer mevsimler gibi yüce yaratıcının bizlere bir hediyesi olduğunu bilirler.Onlar isyancı değildir,asi değildir.Daima şükredip daha fazlasını vermesi için Allah’a el açıp ondan bol rızık isterler.
Evet bu açıdan düşündüğümüz takdirde bütün her şey tefekkür etmemiz için bize bir vesiledir.Bu yazıyı yazdıktan sonra,kış aylarına daha farklı bir gözle bakıyorum.Neden mi?Şükretmek için.Evet bütün samimiyetimle çok açık ve net söylüyorum:Şükretmek!Sandığımız kadar hafife alınacak bir şey değildir. Şimdi soruyorum öyleyse.
Bir daha ki kışı sabırsızlıkla bekleyenler?
Lütfen parmak kaldırsınlar!