- 2370 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
"MAHYA BABA"
“Mahya Baba”
“Halkın İçinden Araştırma 1991”
Kırklareli Merkeze bağlı Asılbeyli Köyüne giderken, 2-3 km sonra sağda 201 rakımlı “Mahya Tepe”nin zirvesinde bulunan iki adet mezar vardır. Ne yazık ve ne hikmetse hiç kimse ilgilenmez. Bilen-bilmezlerin karanlığında kaybolmayan bir nurlu ışıktır o.
Bekçi kulübesinin olduğu yerdedir. Burada bulunan bekçi kulübesi yenidir ancak bu tepede her zaman asırlarca gözetlemek-işaret vermek-rasat yapmak-toplanma yeri-tarım bekçilerinin sığındığı kulübe vardı. Buraya has yaşanmış hikâyeler de mevcuttur.
Herkesin bildiği gibi Kırklareli tarihler boyunca “üzüm şehri” olarak bilinir. Pekmez yapımında şırayı kestirmek için yer altından çıkarılan “ak toprak” bu tepenin eteklerinden kazılarak çıkarılırdı. En eski geçit yeridir. Bütün şaraphane yolları bu geçit yerlerine çıkmaktadır.
Evvelce burası çok sık ağaçlık, bağlık ve etekleri de bahçelikti. Nebat yaprakları üzerinden sabahları toplanan çiğ damlacıklarını da maya yapmakta kullanırlar ve en çok verim aldıkları vokal bölge de burası idi. Halk bu nedenle de bu tepeye çok değer verirdi. Halkın kendi şivesi olarak da halen “maya tepe” denilmektedir. Bağ budama zamanında bağ budaklarını kestikleri yerlere boş ve temiz şişeler bağlarlar ve kesilen yerlerden kanayan suyu biriktirirlerdi. Bu bağ çubuklarından kanayan suyu çok çeşitli yerlerde lezzet mayası olarak kullanırlardı. Örnek: Kışlık erişte, ekmek veya makarna yapımında kullanmışlardır.
Mahya Tepe’nin askeri özelliğine bakarsak; hâkim nokta-nirengi nokta-dört tarafında görülmeyen ölü arazi yoktur. En güzel yer ve gök rasatlarının engelsiz yapıldığı noktadır. Kırklareli en iyi şekilde buradan gözetlenir ve izlenir. Gün doğarken, gün batarken en olumlu rasatlar yapılır. Stratejik nokta. Toplanma ve savunmaya en uygun yer olarak seçilmiştir. Özellikle milis kuvvetlerin toplanma bölgesi olarak da kullandıkları yer olarak bilinmektedir.
Bu gün bile en güzel GÜN BATIMLARI ve AL YANAKLI ŞAFAKIN SÖKÜŞÜ en iyi buradan seyredilmektedir.
Turizme güncel katkıda bulunacak tek yer olarak durmaktadır. Şöyle ki “Aşağıpınar” ile “Kanlı Geçit” güzergahı üzerinde olduğundan burası iklime uygun dinlenme ve ziyaret yeri olarak turizme önemli katkıda bulunacaktır. Tam bir ören yeri’dir.
Önemli Not:Yeri gelmişken “Şeytan Dere”nin adının da nereden geldiğini sizlere yazmak isterim. Topografik konumu itibariyle bu bölgenin en çok su toplayan ve su akış hızı en hızlı ve de dip oynaklığı bakımından da tehlikeli olduğu bilinirdi. Derenin etrafı çalılık, böğürtlenlik, sık ve geçit vermeyen yüksek ağaçlar da olunca buradan geçmek zor ve de belalı olmaktaydı. Korkuluklar anlatılırdı. Geceleri yaya geçmekten herkes korkardı. Bilinmeyen korkunun adı da cin, şeytan v.s olurdu. İşte bu korkuluklardan dolayı, bu derenin adını halk “şeytan dere” diye isimlendirmiştir.
MAHYA BABA KİMDİR
Mahya’nın sözcük anlamı: Uyanış ve diriliş anlamıyla ışıktır. Bunun içindir ki ”ay dede” adını halk takmıştır. Halk kahramanıdır. Bu lakap da karakterine uygun düşmüştür. Ayçiçeği söylencesi ise halkın sevgisi / iğlisi ve yücelik sıfatı verilen bir yakıştırmasıdır.
Mahya Baba; Türklerin, Balkanlar’a ilk geçiş dönemindeki akıncı beylerindendir. Kimliği kesin olarak bilinmemekle beraber inanç ve kanaat önderlerinden olduğu yazılıdır. 1361 yılında Kırklareli, Bizans’tan alındıktan sonra tekrar Bulgarlar tarafından işgal edilmişti.1365 de İvan Aleksandır’ın ölümünden sonra bir “balkan bozgunu” daha yaşanmış ve Osmanlı buraları tekrar Çelebi Sultan Mehmet zamanında alarak kendi topraklarına katmıştı.
İşte tam o zamanlarda halkın arasında halkı tekrar uyandıran, dirilten, örgütleyen ve kurtuluşa, özgürlüğe hazırlayanların başında gelen bu “Mahya” adlı Akıncı Beyi, Kırklareli’nin kurtuluş savaşlarının son gününde yaralanarak toplanma bölgesi olan bu tepeye, rehberi ile birlikte getirilmiş ve her ikisi de ağır yara almışlardı. Bu yörede bulunan milis kuvvetlerin de komutanı olan Mahya ve rehberi toplanma yeri olan bu tepede şehit düşerek Hak’ka yürümüşlerdir. Asıl adı “Mahya” olup Binbiroklu Ahmet Baba’ya intisab etmiş (bağlı) “yol arkadaşı” ve Akıncı Beyi’dir. Osmanlı ile halkın arasında köprü vazifesi gören, sevilen bir “halk kahramanı” ve Allah dostu mübarek bir ulu kişidir.
Kırklareli’nin kurtuluşunda çok büyük rolü olan, çok sevilen / mucizeleri olan kişiliğinden dolayı da bu tepeyi arkadaşları ve Kırklareli halkı “ Mahya Baba Tepe” diye tarif etmişlerdir.
Kırklareli’nde Mahya Baba Söylencesi:
İnsan sevgisinden-iyilikten-hoşgörüden-dostluktan-bilimden-ilimden-özgürlük ve onurlu yaşamaktan yana olan Mahya Baba Kırklareli halkınca çok sevilmiş ve de mucizeleri ile gizem dolu bir kişidir. Akıl babasıdır.
Çok sevilen Mahya Baba’ya ayçiçekleri bile hayrandır da gündüz ve gece yüzlerini ona çevirirler yine doymazlar. Kırklareli’nde ayçiçeklerinin çokluğu ve verimi Mahya Baba’ya olan tutkularından gelmektedir.
Ayçiçeği ve tarımın tüm hasadından sonra her yıl “Şükran Günleri” veya “Şükür Günleri” bu tepenin üzerinde Mahya Baba’ya dualarla yapılır ve akşamüzeri eve dönerlerken halk buraya sayısız mum yakar ve Allahtan dileklerinin olmasını isterlerdi. O gün “Tarım Günü” ve ya “Hasat Günü” sayılırdı. Mahya tepede kesilen kurbanlar ve pişirilen yemeklerden fakir ve de yoksullara da dağıtılırdı.
Bu gün ise halen bu erene mum yakan iyi dileklerle şükranda bulananlar var. Mum yakarken Yaratan’la muhabbet edenler var. Ben de çok defa burada mum yaktım.
Anadolu ve Balkanlar’da “mahya baba” diye anılan yatırlar, Allah Dostları kişilerden bahsedilmekte olup bu ulu kişilerden bir tane de Beypazarı’na bağlı Karaşar Beldesi’nde yüksek bir tepe üzerinde mekanı olan “mahya baba” vardır. Saygılarımla. 01 Ocak 1991
Mustafa ERMİŞ
Şair Araştırmacı Yazar
"telif hakkı yazarına aittir"