BU İŞİN KİTABINI YAZDIM
BU İŞİN KİTABINI YAZDIM
AYHAN ŞAHİN
TİYATRO SIR
25 OCAK 2004
KİŞİLER :
CAN-CEM : 25-30 YAŞLARINDA ZEKİ VE DOLNDIRICI.
HÜMEYRA : 20-25 YAŞLARINDA KURNAZ.
AJLAN : 20-25 YAŞLARINDA FIRSATÇI.
JALE : 25-30 YAŞLARINDA KENDİNDEN EMİN.
KERİM : 20-25 YAŞLARINDA SALAK
RIZA : 30-35 YAŞLARINDA KABA DAYI.
HEYET : ÜÇ KİŞİ.
HIRSIZLAR : İKİ KİŞİ.
BİRİNCİ BÖLÜM
(Sahne evin oturma odası ve çalışma odası şeklinde dekore edilir. Sahnenin sol tarafından oturma odasına ,oturma odasından da kapı ile çalışma odasına geçilir. Sağ çıkış çalışma odasından yapılır. Işık yandığında oturma odası boştur. Çalışma odasından hızlı adımlarla can oturma odasına geçer. Sabah sporu yapmaktadır. Oturma odasında şınav ve mekik çeker. Bu sırada kendini telkin edici sözler söylemektedir.)
(can) Dayanmalısın. Yapa bildiğin bu kadar mı? Sen güçlüsün, hızlısın, hadi beş tane daha.
(Şınav ve mekik çekmeyi bırakır. Dövüş sporlarından alıntı hareketler yapmaya başlar.)
(can) üfffffffff yaaatayaa. Vadadddaa. Heyyet. Bugün çok güçlüyüm. Meyve suyumu da içtin mi güne başlaya bilirim.
(Oturma odasından çıkar. Çalışma odasına elinde temizlik aletleriyle genç bir kadın hümeyra girer. Odayı temizlemeye başlar.)
(Hümeyra) Pis herif temizlikten haberi yok ki. Şuraya bak çalışma odasından başka her yere benziyor. Yok suçlu benim. Ah be Hümeyra her şeye evet dersen sonunda böyle temizlikçi misali elinde bez, temizlik yapar bulursun kendini. Patron takımı değil mi hepsi aynı bok, sanki aynı yerde üretiliyorlar. Çok çalışırsın daha fazlasını isterler. Az çalışırsın tehdit ederler. Zam istersin avucunu yala derler. Bu can başta iyi sayılırdı ama son zamanlarda o da cıvıttı. Sekreter miyim, temizlikçi miyim ben bile şaşırdım. Canıma tak etti. (oturma odasına giren can kapıdan Hümeyra’yı dinler.) artık dayanacak halim kalmadı. İşi bırakacağım.
(can) Hümeyra, Hümeyra.
(Hümeyra) Patla emi. Geliyorum.
(can) Seni duydum.
(Hümeyra) Neyi ?
(can) Biraz önce söylediklerini.
(Hümeyra) Ne söylemişim ki...
(can) Anladığım kadarıyla işi bırakmak istiyorsun.
(Hümeyra) Şey ben sadece...
(can) Madem bu kadar çok istiyorsun işi bırakmayı... (Hümeyra sinirlenir.)
(Hümeyra) Evet istiyorum ve gidiyorum.
(can) Git bakalım. Oysa ki ben, senin için... ama artık önemi kalmadı. İşi bıraktın.
(Hümeyra) Ne söyleyeceksin?
(can) Senin işin konusunda düzenlemeler yapacaktım. Hatta geçen gün kendi kendime düşünüyordum. Bu kız çok çalışıyor, gecesini gündüzüne katıyor, durmaksızın çalışıyor ve dedim ki...
(Hümeyra) Ne dedin?
(can) bu kız zam mı çoktan hak etti.
(Hümeyra) Öylemi düşündün?
(can) Hatta prim bile vermeliyim. Ama senin için önemli olmasa gerek.
(Hümeyra) Neden önemli olmasın?
(can) İşi bıraktın ya...
(Hümeyra) Nereden çıkardın işi bıraktığı mı. İş her şeyden önce gelir.
(can) Biraz önce gidiyordun ya...
(Hümeyra) Ben seni denedim.
(can) Güzel o zaman.hadi işinin başına.
(Hümeyra) Şey...
(Can) Ney?
(Hümeyra) Ne kadar zam yapacaksın?
(can) Ne zam mı?
(Hümeyra) Biraz önce söyledin ya... o zam.
(Can) O zam mı... yüklü bir zam olacak. Şimdi sen kaç lira alıyorsun?
(Hümeyra) Üç yüz milyon. Şu aralar pek alamıyorum. Dört aydır para ödemiyorsun.
(Can) Üç yüz milyon demek. Beş yüz milyona ne dersin?
(Hümeyra) Bir milyara ne dersin?
(Can) Benimle pazarlık mı yapıyorsun.
(Hümeyra) Fark eder mi, nasıl olsa aylık ödemiyorsun. Hiç olmazsa kendimi teselli etmiş olurum.
(Can) Bu suçlamaları hak etmiyorum. Şirket zor durum da. Mali sıkıntıyı atlattık mı. Her şey çok güzel olacak.
(Hümeyra) Karılara para yedirirken şirket zor durum da değil ama...
(Can) Karı dedin de. Akşam benimle gelen kızın telefonu sen de var mı? Ben almayı unutmuşum da.
(Hümeyra) Ben senin sekreterin değilim.
(Can) Değil misin?
(Hümeyra) Tamam sekreterinim ama, birlikte olduğun kızların çetelesini yada telefonlarını tutmuyorum. Yani bilmiyorum.
(Can) O zaman temizlikten sonra ki ilk işin. O kızın telefonunu bulmak.
(Hümeyra) Bulurum ama bir şartım var.
(Can) Neymiş şartınız?
(Hümeyra) Bu ay biriken aylıklarımı ödeyeceksin.
(Can) Fazla büyüttün ama. Neyin eksik? Yemek veriyorum, elbise alıyorum, yatacak yerinde var. Kalkmışsın birde para istiyorsun, senin yaptığına düpedüz aç gözlülük denir.
(Hümeyra) Bütün gün çalışıyorum deliler gibi.
(Can) Hem işin güzel tarafından bak. Birikim yapmanı sağlıyorum. Ben de paran birikecek, birikecek toplu olarak alacaksın fena mı?
(Hümeyra) Fena, ay ay alıp kendim biriktirmeyi tercih ederim.
(Can) Biriktiremezsin güzelim.
(Hümeyra) Neden?
(Can) Bak şimdi. Ay sonu paranı aldın mı, kaç lira? Beş yüz milyon. Hemen kendine yeni bir elbise alacaksın. Gitti yüz milyon. Alışverişe çıktın ya. Gözün makyaj malzemelerine takılacak, yüz milyon daha gitti. Sonra alışverişte eski bir arkadaşınla karşılaşacaksın. Birlikte oturup bir şeyler içeceksiniz. Arkadaşın başlayacak dert yanmaya, yok çocuklara bakamıyorum para yetmiyor, kocam içiyor eve para getirmiyor. Sen merhametlisin ya gitti yüz milyon daha. Sohbet uzun olunca, hesap da kabaracak. Hesabı da ödedin mi, gitti elli milyon daha. Elinde ne kaldı? Yüz elli milyon. Anne ve babana yüz milyon gönderdin mi? Elinde ne kaldı? Elli milyon. Söyle bakalım nasıl biriktirmeyi düşünüyorsun?
(Hümeyra) Birincisi, benim arkadaşım yok. Geldi mi yüz milyon. Sohbet olmayınca hesapta olmayacak, geldi mi elli milyon. Hem fazla makyaj da yapmam, geldi mi yüz milyon daha. Kaç lira etti? İki yüz elli milyon.
(Can) Sevgilinde mi yok?
(Hümeyra) Var.
(Can) Sevgilin varsa gitti iki yüz elli milyon.
(Hümeyra) Sevgilim bana para harcatmaz.
(Can) Sen öyle san. Hadi bakalım işinin başına.
(Hümeyra) Aylık ne olacak?
(Can) Bu ay hallederim.
(Hümeyra) Umarım.
(Can) Güle güle Hümeyra hanım. Telefonu unutma.
(Hümeyra çalışma odasına geçer. Temizliğe devam eder. Can’ın telefonu çalar. )
(Can) Efendim. Oooo rüstem bey nasılsınız? İyi değil misiniz. Neden? Benim yüzümden mi? Nasıl olur? Sizin ödemenizi çıkarttırdımdı. Elinize geçmedi mi? İmkansız, Rüstem bey sinirlenmeyin. Yüz milyar o kadar büyük bir meblağ değil ki. Bu durumu düzelteceğim. Ne zaman mı? Şimdi ben Amerika dayım. (Seyirciye doğru bağırarak) Thank you soure. See you later. Türkiye’ye döner dönmez bu yanlışlığı düzelteceğim. Bağırmanıza gerek yok, küçük bir gecikme sizi etkilemez. Üç ay mı oldu. Düzelteceği mi söylüyorum ya yetmez mi? Benim sözüme güvenmiyor musunuz? Dolandırıcı sizsiniz. Ben dürüst bir iş adamıyım. Bu yanlışlıkta düzeltilecek diyorsam düzeltilecektir. Mahkemeye mi vereceksiniz? İsterseniz bir daha düşünün. En son yaptığınız hayali ihracatın karını maliyeye açıklamak zor olsa gerek. Hatırlarsanız beş trilyonluk bir işti bunun yanın da yüz milyarın lafı bile olmaz. Tekrar düşünün. (Telefonu kapatır.) Hümeyra.
(Hümeyra) Evet ne var?
(Can) Bu Rüstem denilen herifle olan işimiz neydi?
(Hümeyra) Üç ay önce Rüstem bey için makine parçası getirttik.
(Can) Eee yüz milyar borç nereden çıktı?
(Hümeyra) Makinelerin bir kısmını ali rıza beye sattın ya.
(Can) Tamam hatırladım. Adama eksik malzeme vermiştik. O da yüz milyar tutmuş demek ki.
(Hümeyra) Ali rıza beyden üç yüz milyar kazanmıştın. Adamın yüz milyarını verseydin.
(Can) Boş ver ona dokunmaz. Hem ben işi bağladım. İş ada mı olmak zor iş.
(Hümeyra) Milleti dolandırıyorsun. Bizim aylıkları ödemiyorsun.
(Can) Beni kızdırma, ben kimseyi dolandırmadım.
(Hümeyra) Senin sekreterinim her şeyi biliyorum.
(Can) Ben iş adamıyım, ticaret böyle yapılır. Senin kafan almadığı için sana dolandırıcılık gibi geliyor. Alakası yok.
(Hümeyra) Selim beyin bir trilyonunu çarpmanda mı ticaretti?
(Can) O iş başka. Zamanın da o da benden çalmıştı. Sadece intikamdı.
(Hümeyra) Peki Cafer beyin fabrikasını batırmana ne demeli?
(Can) O işte hatalı strateji vardı.
(Hümeyra) Fabrikayı satın alan Şener beyin en büyük ortağı olmana ne demeli?
(Can) İşte o doğru bir stratejiydi.
(Hümeyra) Senden korkulur. (Kapı çalınır.)
(Can) Kapı çalıyor.
(Hümeyra) Ne olmuş çalıyorsa.
(Can) Aç istersen.
(Hümeyra) İşim var sen aç. (Hümeyra çalışma odasın geçer. Can kapıyı açmaya gider. Sahneye takım elbiseli üç adamla girer.)
(Can) Hoş geldiniz. Ne istemiştiniz?
(Heyet) Can beyi arıyorduk.
(Can) Buldunuz. Ta kendisiyim. Ne vardı.
(Heyet) İcra dairesinden geliyoruz. Orhan kesere olan borcundan ötürü haciz işlemini gerçekleştireceğiz.
(Can) Durun gerçekleştiremezsiniz.
(Heyet) Neden?
(Can) Orhan keser kim?
(Heyet) Borçlu olduğunuz kişi.
(Can) İşte yanıldığınız nokta burası. Çünkü ben orhan keseri tanımıyorum. Bu da şunu gösterir, tanımadığım birine karşı borcum olamaz. Doğru mu?
(Heyet) Siz can salacak değil misiniz?
(Can) Can benim de salacak değilim. Can demir olarak kendimi beyan ederim. Can salacak evin eski sahibi.
(Heyet) Tapu da can salacak üzerinde gözüken bu ev size mi ait.
(Can) Evet, evi yeni aldım. Bana olan borcu karşılığın da.
(Heyet) Size de mi borcu vardı.
(Can) Evet.
(Heyet) Kendisini nerede bula biliriz?
(Can) Hiçbir fikrim yok. Ama bir dakika durun, evin hizmetçisi hala burada çalışıyor, ona sorabiliriz. Hümeyra hanım. (Hümeyra çalışma odasından oturma odasına geçer.)
(Hümeyra) Evet ne vardı?
(Can) Bu beyefendiler icra dairesinden geliyorlar. Evin eski sahibi can salacak’ı arıyorlar. Sence nerededir şimdi?
(Hümeyra) Valla bilinmez. Aramızda kalsın ama üç kağıtçının tekidir. Şerefsizdir. İnsanları dolandırır ve ortadan kaybolur. Onun zamanın da evin önünden alacaklı eksik olmazdı. Benim maaşımı bile dört ay ödemedi.
(Can) Hümeyra hanım size nerede bulabiliriz diye sorduk nasıl biri diye değil. Nerededir?
(Hümeyra) Hiçbir fikrim yok. Cehennemin dibine bakın isterseniz. Orada yoksa bekleyin muhakkak gelecektir. (Hümeyra çalışma odasına döner.)
(Can) Bu hizmetçiye çok yüz vermişler.
(Heyet) Kusura bakmayın rahatsız ettik. Gitmeden önce evi satın aldığınıza dair belgeyi görebilir miyiz.
(Can) Göremezsiniz. Çünkü avukatımda. Bu tür belgeleri avukatım muhafaza eder. Siz tapudan kontrol ettirin yanlışlık ortaya çıkacaktır.
(Heyet) İyi günler beyefendi.
(Can) Size de can beyden haber alırsak bildiririz. (Heyeti çıkarır. Sinirli bir şekilde.)
(Can) Hümeyraaaaaaa.
(Hümeyra) Evet ne istiyorsun?
(Can) Biraz önce yaptığın neydi?
(Hümeyra) Neydi?
(Can) O konuşmalarından bahsediyorum. Can şöyle, can böyle.
(Hümeyra) Gerçekleri söyledim.
(Can) Benim hakkım da bu şekilde konuşmanı men ederim.
(Hümeyra) Ben sizin için söylemedim ki o lafları.
(Can) Nasıl...
(Hümeyra) Öbür can bey içindi. Hatırlayın evin eski sahibi, icralık olan.
(Can) Saçmalama öyle biri yok ki. Düpedüz bana söyledin o lafları.
(Hümeyra) İsterseniz bu konuyu icra dairesinden gelenlerle konuşalım.
(Can) Beni tehdit mi ediyorsun?
(Hümeyra) Estağfurullah ne haddimize, benim ki sadece uyarı.
(Can) Tamam tamam uzatma hadi işine.
(Hümeyra çalışma odasından sahneyi terk eder. Oturma odasından koşarak sahneye bir adam girer.)
(Kerim) Can abi yetiş. Abi yetiş.
(Can) Ne oldu lan kıçına gres sürülmüş atlar gibi koşuyorsun?
(Kerim) Abi yetiş yanıyoruz.
(Can) Kim yanıyor oğlum?
(Kerim) Boya fabrikası cayır cayır yanıyor. Kül olacak.
(Can) Sorun bu muydu boş ver yansın.
(Kerim) Abi fabrika elden gidiyor.
(Can) Bir şey olmaz. Hem yangından haberim var.
(Kerim) Yangından haberin var mı?
(Can) Evet var. Ben yaktırdım.
(Kerim) Abi manyak mısın insan kendi fabrikasını yaktırır mı?
(Can) Fabrika kar etmiyordu. Bende kızdım ve yaktırdım.
(Kerim) Fabrika kar etmiyor diye kızıp yaktıranını da ilk defa görüyorum.
(Hümeyra çalışma odasından oturma odasına geçer kerimi görür.)
(Hümeyra) Hoş geldin kerim. Telaşlı gördüm seni.
(Kerim) Fabrika yanıyor.
(Hümeyra) Boya fabrikası mı?
(Kerim) Sen nereden biliyorsun?
(Hümeyra) Ben her şeyi bilirim.
(Can) Hümeyra yarın unutturma sigorta firmasına gideceğiz.
(Kerim) Neden?
(Hümeyra) Paralarımızı alacağız.
(Kerim) Ne parası?
(Can) Fabrika sigortalıydı.
(Kerim) Salaklığımdan ötürü kusura bakmayın ama sizin yaktırdığınız fabrikadan, gene siz yangın karşılığında para alacaksınız.
(Can) Aynen öyle.
(Kerim) Sigorta anlamayacak mı kundaklama olduğunu?
(Can) Keşfe gelecek memurlar paralarını peşin aldılar.
(Kerim) Ve sorun çözülmüş oldu.
(Hümeyra) Sonun da anlaya bildin.
(Kerim) Anlamadım ama olsun. Ben gidip sigortacıları bekleyim.
(Can) Sakın pot kırma.
(Kerim oturma odasından çıkar. Hümeyra çalışma odasına temizliğe devam etmek için geçer. Can oturma odasında bir süre gezer ve çalışma odasına geçer. Hümeyra temizlik yapmaktadır. Can masanın önündeki sandalyenin üzerinde bir sutyen görür ve eline alır kontrol eder ve Hümeyra ya.)
(Can) Eşyalarını ortalık yer de bırakma.
(Hümeyra) Benim değil ki.
(Can) Kimin?
(Hümeyra) Sana sormak lazım.
(Can) Dikkat edersen ben sutyen kullanmıyorum.
(Hümeyra) Kullananlarla yakın temasta bulunuyorsun.
(Can) Çalışma odasın da değil.
(Hümeyra) O zaman nasıl geldi buraya?
(Can) Güzel soru. Cevap veriyorum. Yorumsuz.
(Hümeyra) düşün bu ölçüler de kim var, listene bak o zaman hatırlarsın kim olduğunu ve sutyenin buraya nasıl geldiğini.
(Can) Hatırlayamadım. At şunu. Ben yukarı çıkıyorum.
(Can çalışma odasından çıkar. Hümeyra temizliğe devam eder. Oturma odasından elinde bavulla ajlan girer. Bavulu odanın ortasına bırakır. Koltuğa oturur. Hümeyra elinde bezle ve sutyenle oturma odasına girer. Ajlan’ı görür ve şaşırır.)
(Hümeyra) Ne işin var senin bu evde?
(Ajlan) Sanane.
(Hümeyra) Bu bavul neyin nesi?
(Ajlan) Benim bavulu.
(Hümeyra) Sakın bana uzun süre kalacağını söyleme.
(Ajlan) Evet artık bu evde yaşayacağım.
(Hümeyra) Hayır bu evde yaşayamazsın.
(Ajlan) Nedenmiş?
(Hümeyra) Bu eve iki kadın fazla.
(Ajlan) Ben bu evin hanımı olacağım. Sense hizmetçisin.
(Hümeyra) Ben hizmetçi değilim. Canın sağ koluyum.
(Ajlan) Fark etmez ikisi de aynı kapıya çıkar.
(Hümeyra) Bir şey sora bilir miyim? Bu evin hanımı nasıl olacaksın?
(Ajlan) Karnımda canın bebeğini taşıyorum.
(Hümeyra) Sen onu külahıma anlat. Nereden bileceğiz canın bebeği olduğunu. Üzerinde candan peydahlanmıştır diye not mu var.
(Ajlan) Ben biliyorum ya yetmez mi? Canda biliyor.
(Hümeyra) Canda biliyor. Hiç zannetmiyorum. Bu sutyen sana mı ait.
(Ajlan) Hayır kimin bu.
(Hümeyra) Senin olmadığına göre. Benim de değil.
(Ajlan) Başka bir kadına ait.
(Hümeyra) Doğru başka bir kadına ait. Cana sordum o da bilmiyor.
(Ajlan) Can nereden bilecek, onun kadınlarla işi olmaz. Tek aşkı benim.
(Hümeyra) Tek aşkı sensin ama tek sen değilsin.
(Ajlan) Başka bir kadın mı var?
(Hümeyra) Kadınlar.
(Ajlan) yalan söylüyorsun.
(Hümeyra) Bunu sutyene sor. ( sutyenin ajlanın eline tutuşturur.)
(Ajlan) Olsun çocuğumun babası. Evlenince unutur diğer kadınları.
(Hümeyra) Unutması için evlenmenize gerek yok. Birlikte olduğu kadınları hatırlamıyor.
(Can elinde sandviçle çalışma odasından oturma odasına geçer.)
(Can) Ajlan...
(Ajlan) Can...
(Hümeyra) Sutyenin sahibi o değil.
(Can) Ölçüleri uymuyor zaten.
(Ajlan) Kimin o zaman?
(Hümeyra) Yakında ortaya çıkar.
(Can) Benimle birlikte olan unutamaz. Bu iş bisiklet binmeye benzer bir kere bindin mi asla unutmazsın.
(Ajlan) Can...
(Hümeyra) Tek aşkın...
(Can) Bu kadar büyütmene gerek yok. Bu bavul nedir?
(Ajlan) Benim.
(Can) Seyahat mı çıkıyorsun?
(Hümeyra) Evet, üst kattaki odaya tek kişilik tatil kazanmış.
(Can) Buraya mı yerleşeceksin?
(Ajlan) Evet.
(Can) İmkansız üst katta tek oda var oda benim yatak odam.
(Hümeyra) Yatak iki kişilik.
(Ajlan) Benimle evleneceksin.
(Can) Bu teklifi benim yapmam gerekmiyor muydu?
(Hümeyra) Onu bebeğe anlat.
(Can) Ne bebeği?
(Ajlan) İkimizin bebeği.
(Can sinirlenir. Bağırmaya başlar.)
(Can) Defol çabuk. Defol.
(Hümeyra) Kapı bu tarafta.
(Ajlan) Can beni çocuğumla kapıya atamazsın.
(Can) Kimden peydahladıysan onun yanına git.
(Ajlan) Senden.
(Hümeyra) Çocuğa soralım.
(Can) Hümeyra kapa çeneni. Başka heriflerle birlikte ol, çocuk peydahla babası sen de. Defol.
(Ajlan) Çocuk senden ne dersen de gitmeyeceğim.
(Can) Benden olması imkansız.
(Ajlan) Nedenmiş?
(Can) Benim çocuğum olmuyor.
(Hümeyra) Biliyordum.
(Ajlan) Ne diyorsun?
(Can) Şimdi defol evimden.
(Ajlan) Dur, dur yalan söyledim. Hamile falan değilim. Benimle evlenmen için bu yalana başvurdum. Seni çok seviyorum.
(Hümeyra) Gitmiyor muydun sen.
(Can) Benimle evlenmeyi çok mu istiyorsun?
(Ajlan) Her şeyden çok.
(Hümeyra) Yoksa...
(Can) Tamam seninle evleneceğim ama hemen değil.
(Ajlan) Seni seviyorum.
(Hümeyra) Sorun ikiye çıktı.
(Can) Bir şey mi dedin Hümeyra.
(Hümeyra) Sorun çözüldü dedim.
(Ajlan) Evet sorun kalmadı.
(Can) Hadi gel elbiselerini yerleştirelim.
(Can ve Ajlan çalışma odasından çıkarlar.)
(Hümeyra) Biri yetmezmiş gibi ikincisi çıktı başıma bu evde çıldırmasam bari.
(Çalışma odasına geçecekken, kapı çalınır. Kapıyı açar. İçeri bir adamla girer. Rıza. İri yarıdır. Külhan beyleri gibi davranır.)
(Rıza) Can denen lavuk yok mu?
(Hümeyra) Sen kimsin?
(Rıza) Rıza.
(Hümeyra) Piç olanından mı?
(Rıza) Aynen öyle. Nereden bildin?
(Hümeyra) Sizin alemde ki rızaların çoğu piç diye adlandırılır.
(Rıza) Bravo yenge tuttum seni.
(Hümeyra) Ne yengesi be.
(Rıza) Sen canın karısı değil misin?
(Hümeyra) Yok ayol Allah yazdıysa bozsun.
(Rıza) Sen kimsin peki?
(Hümeyra) Canın sekreteriyim.
(Rıza) Söyle bakalım sekreter can hıyarı nerede?
(Hümeyra) Ne yapacaksın canı?
(Rıza) Hafiften tahsilat işi vardı da o bakımdan anladım mı?
(Hümeyra) Evde yok anladın mı?
(Rıza) Nerede peki?
(Hümeyra) Ne bileyim be...
(Rıza) Söyle ona, seni piç rıza arıyor, yakaladın mı...
(Hümeyra) Sakın burada küfür olmasın.
(Rıza) Kafanı koparacakmış de. Söyle bakalım ne diyecekmişsin.
(Rıza gibi konuşur.)
(Hümeyra) Seni piç rıza arıyor yakaladın mı, kafanı koparacakmış.
(Rıza) Helalin var sekreter bacı.
(Hümeyra) Aynen iletirim.
(Rıza) Piç rızaya kelek atılmaz adamın aklını, başından alırım.
(Hümeyra) Güle güle piç bey, gene bekleriz.
(Rıza) Geleceğim bundan emin ol.
(Rıza çıkar.)
(Hümeyra) Ev değil tımarhane. (Oturma odasından çıkar. Elinde telefonla ajlan girer.)
(Ajlan) Evet yerleştim. Az daha anlayacaktı. Çocuk planı yemedi. Adam kısırmış. Nereden bileyim. Tamam adamın yatağına giriyorum ama konuşmuyoruz ki. Ne mi yapıyoruz. Sanane. Sorun kalmadı. Bir şekilde ikna ettim. Görevimi biliyorum. Sabırlı olun. Biliyorsun işim için her şeyi yaparım. (Hümeyra oturma odasından girer.) birileri geliyor, kapatıyorum.
(Hümeyra) Kiminle konuşuyorsun sen.
(Ajlan) Sanane.
(Hümeyra) Bilmek zorundayım. Evde ne olup bittiğini bilmek zorundayım.
(Ajlan) Ablamla konuşuyordum memnun oldun mu?
(Hümeyra) O da mı buraya taşınacak?
(Ajlan) Hayır ablam candan nefret ediyor. İstemsen de taşınmaz.
(Hümeyra) Keşke sende ablana çekseydin.
(Ajlan) Artık burada yaşadığıma göre. Bazı kuralları belirlememiz gerekli.
(Hümeyra) Ne kuralı?
(Ajlan) Bundan sonra sabah kahvaltılarını odamıza getireceksin.
(Hümeyra) Sonra...
(Ajlan) Her Çarşamba kuaföre giderim randevularımı alacaksın. Evi pis gördüm, daha çok temizlik yapacaksın.
(Hümeyra) Bana bak senin saçını başını yolarım.
(Can girer.)
(Can) Ne oluyor burada?
(Hümeyra) Hanım efendiyle hesaplaşıyorduk.
(Ajlan) Can sevgilim. Bana saldırdı.
(Hümeyra) Yalan söylüyor. Daha saldırmadım ama yakındır.
(Can) Hırlaşmayı bırakın bakalım.
(Hümeyra) Seni rıza aradı.
(Can) Hangi rıza?
(Hümeyra) Piç rıza.
(Can) Ne yapacakmış?
(Hümeyra) Kafanı koparacakmış.
(Can) Başka bir şey söylemedi mi?
(Hümeyra) Tekrar gelecekmiş. Geldiğinde burada olmasan, senin için iyi olur.
(Can) Korkmuyorum ondan.
(Hümeyra) Ben korkuyorum.
(Can) Bir şey olmaz.
(Hümeyra) Öyle diyorsan öyledir. (Hümeyra çıkar.)
(Can) Ajlan beni çok seviyorsun değil mi?
(Ajlan) Evet aşkım her şeyden çok.
(Can) Sana bir sırrımı vereceğim.
(Ajlan) Ne sırrı bu.
(Can) Kimsenin bilmediği bir sır.
(Ajlan) Dinliyorum.
(Can) Yıllardır çalıştım çabaladım. Çok para kazandım.
(Ajlan) Evet.
(Can) Ve biriktirdiğim paralarla, hisse sendi aldım. Çok değerli hisse senetleri.
(Ajlan) Bütün paranı mı yatırdın?
(Can) Evet bütün birikimimi, trilyonluk hisse sentleri. Yerini sadece sana söyleyeceğim.
(Ajlan) Neden ben?
(Can) Güvene bileceğim tek kişisin. Beni seven tek kişisin. Senetler bu...
(Hümeyra girer.)
(Hümeyra) Can bey.
(Can) ne var Hümeyra?
(Hümeyra) Bu gün işe gitmeyecek miyiz? Ona göre hazırlık yapacağım.
(Can) Hayır gitmeyeceğiz.
(Hümeyra) Ne konuşuyordunuz siz?
(Ajlan) Seni ilgilendirmez.
(Hümeyra) Doğru beni ilgilendirmez. ( Hümeyra çıkar.)
(Ajlan) Evet can senetler diyordun.
(Can) Bu evde saklı.
(Ajlan) Tam olarak nerede?
(Can) Tam olarak... ( Hümeyra girer.)
(Hümeyra) Öğle yemeği olarak ne istersiniz?
(Can) Lezzetli bir şeyler olsun.
(Hümeyra) Emredersiniz.
(Ajlan) Emir değil rica bizimkisi.
(Hümeyra) Bu ricanız üzerine size özel. Tatlı olarak vezir parmağı yapacağım. Bir parmak seçer misiniz?
(Ajlan) Can bu kadının ağzını kapa.
(Can) Gel Hümeyra mutfağa gidelim ne yiyeceğimize karar verelim.
(Can ve Hümeyra çıkarlar. Ajlan telefonunu alır.)
(Ajlan) Mustafa sen misin? Senetler evde doğru iz üzerindeyiz. Tam yerini öğrenemedim ama bulacağım. (Can girer.) Tamam ablacığım görüşürüz.
(Can) Ablan mı?
(Ajlan) Evet ablam beni merak etmiş.
(Can) Çocuk musun sen, seni merak ediyor.
(Ajlan) Buraya taşındığı mı bilmiyor.
(Can) Neden söylemedin?
(Ajlan) Biliyorsun seni pek sevmiyor.
(Can) Bence hiç sevmiyor, hatta nefret ediyor. Nedeni nedir acaba?
(Ajlan) Seni güvenilmez buluyor. Dolandırıcı diyor senin için.
(Can) Zaten herkes öyle düşünüyor. Can salacak büyük dolandırıcı.
(Ajlan) öyle söyleme ben biliyorum öyle olmadığını.
(Can) Geçen sene gazetelere bile çıktım. Devleti soyan adam. Manşet.
(Ajan) Soydun mu peki?
(Can) Hayır canım gazetenin abartması.
(Ajlan) Can senetlerden bahsediyordun.
(Can) Boş ver senetleri. Hadi gezmeye gidelim. Hümeyra biz çıkıyoruz.
(Oturma odasından çıkarlar. Hümeyra girer.)
(Hümeyra) Biz çıkıyoruz. Çıkın tabi Hümeyra evde her şeyi halleder nasıl olsa. Hümeyra koş yemek pişir. Hümeyra dolandırılanları idare et. Hümeyra dün geceki kadının telefonu neydi. Hümeyra bu sutyen kime ait. Hümeyra Hümeyra (Kapı çalınır.) Kesin bir şey unuttular.
(Kapıyı açmaya gider.Rıza ile geri döner.)
(Rıza) Sekreter bacı, can lavuğu gelmedi mi?
(Hümeyra) Gelmedi kardeşim.
(Rıza) Gelmeyecek mi?
(Hümeyra) Bilmiyorum.
(Rıza) Bilsen iyi olur. Yoksa...
(Hümeyra) Beni kesersin.
(Rıza) Bildin bacı aynen öyle keserim valla.
(Hümeyra) Ne istiyorsun candan?
(Rıza) Paralarımla, senet mi her ne karın ağrısıysa ondan almış. Bende onları istiyorum.
(Hümeyra) Gelince ilgilenirim.
(Rıza) Yakalarsam...
(Hümeyra) Biliyorum kafasını koparacaksın.
(Rıza) Aynen öyle kal sağlıcakla.
(Hümeyra) Rıza bey.
(Rıza) Evet bacı.
(Hümeyra) Bir şey isteye bilir miyim?
(Rıza) Tabi ne demek.
(Hümeyra) Canın kafasını koparırken, yanındaki karının da kafasını koparır mısın? Zahmet olmazsa.
(Rıza) Ne zahmeti bacım. Elimize yapışmaz ya. Hem yemekten sonra tatlı olur, iyide olur.
(Hümeyra) Ellerin dert görmesin. Hadi git sağlıcakla.
(Rıza) Eyvallah bacım.
(Rıza çıkar. Hümeyra telefonunu alır.)
(Hümeyra) Senetlerden haber almışlar. Elimizi çabuk tutmalıyız. Yoksa hepsini kaybedeceğiz. Bilmiyorum nasıl öğrendiklerini. Tamam haber bekliyorum.
(Jale oturma odasına girer.)
(Hümeyra) Sende kimsin?
(Jale) Jale.
(Hümeyra) Hangi jale?
(Jale) Ajlanın ablası jale.
(Hümeyra) Canı sevmeyen jale.
(Jale) Evet canı sevmeyen hatta nefret eden jale.
(Hümeyra) Burada ne arıyorsun?
(Jale) Ajlan buraya taşınmış galiba.
(Hümeyra) Maalesef taşındı.
(Jale) Onu götürmeye geldim.
(Hümeyra) Gideceğe pek benzemiyor.
(Jale) Onu götürmeden buradan gitmeyeceğim.
(Hümeyra) Kararlısın galiba.
(Jale) Evet kararlıyım. Günlerce, aylarca hatta yıllarca da sürse, ajlanı alıp gideceğim.
(Hümeyra) Evlenirlerse...
(Jale) İmkansız buna izin vermem.
(Hümeyra) Sana sormayacaklar ki...
(Jale) Bu evi başlarına yıkarım.
(Hümeyra) Neyse ki henüz evlenmiyorlar.
(Jale) Ben nerede kalacağım?
(Hümeyra) Buluruz bir yer ev büyük nasıl olsa.
(Jale) Ah ajlan sana ne diyeyim bilmiyorum ki. Koca şehirde adam kalmadı da bunu mu buldun.
(Hümeyra) Çocuk yüzünden.
(Jale) Hangi çocuk?
(Hümeyra) Ajlanın çocuğu.
(Jale) Hamilemi?
(Hümeyra) Öyle söyledi.
(Jale) Ajlan mı?
(Hümeyra) Evet ajlan.
(Jale) Kimdenmiş?
(Hümeyra) Kimseden.
(Jale) O zaman çocuk olmaz.
(Hümeyra) Yok zaten.
(Jale) Biraz önce var dedin.
(Hümeyra) Ben söylemedim ajlan dedi.
(Jale) Çocuk yok mu?
(Hümeyra) Yok.
(Jale) Ajlan niye öyle diyor.
(Hümeyra) Canla evlenmek için.
(Jale) Olmayan çocuğu can kabul etti mi?
(Hümeyra) Çocuk olmadığını can kanıtladı.
(Jale) Ajlan ne yaptı.
(Hümeyra) Var diye diretti.
(Jale) Çocuk yok ama.
(Hümeyra) Can da öyle söyledi. Yalancısın dedi.
(Jale) Ajlan ne dedi?
(Hümeyra) İtiraf etti.
(Jale) Çocuk olmadığını mı?
(Hümeyra) Hayır yalan söylediğini.
(Jale) Çocuk ne oldu?
(Hümeyra) Ne çocuğu?
(Jale) Ajlanın var deyip olmayan çocuğu.
(Hümeyra) Candan olmadığı kesinleşti.
(Jale) Neden?
(Hümeyra) Can kısırda ondan.
(Jale) Çocuk kimden?
(Hümeyra) Bilmiyorum Ajlana sormak lazım.
(Jale) Dur dur kafam karıştı.
(Hümeyra) Niye çok basit.
(Jale) Ajlan hamile mi değil mi?
(Hümeyra) Bize olmadığını söyledi.
(Jale) Oh rahatladım.
(Hümeyra) Ama hamile olduğunu da söylemişti. Yani yalan söylüyor.
(Jale) Çocuk olma ihtimali var.
(Hümeyra) Olabilir.
(Jale) Çocuk yoksa can niye ajlanı eve aldı?
(Hümeyra) Onu çok seviyor muşta ondan.
(Jale) Ajlanı mı?
(Hümeyra) Hayır ajlan canı.
(Jale) Can ajlanı sevmiyor mu?
(Hümeyra) Seviyor. Can bütün kadınları sever.
(Jale) Ajlan canı seviyor ama.
(Hümeyra) Sanmıyorum.
(Jale) Neden?
(Hümeyra) Can sevilecek adam mı ayol?
(Jale) Değil mi?
(Hümeyra) Sen neden sevmiyorsun onu?
(Jale) Dolandırıcıda ondan.
(Hümeyra) Ajlan neden seviyor?
(Jale) Bilmiyorum.
(Hümeyra) Ajlan da sevmiyor.
(Jale) O zaman neden yanına taşınsın?
(Hümeyra) Bak onu bilmiyorum işte. Vardır bir hikmeti.
(Jale) Bu arada sen kimsin?
(Hümeyra) Ben mi? Sekreter.
(Jale) Canın sekreteri.
(Hümeyra) Evet canın sekreteri.
(Jale) Sende mi bu evde kalıyorsun?
(Hümeyra) Evet bende bu evde kalıyorum.
(Can ve ajlan girer.)
(Ajlan) Abla!
(Jale) Abla ya...
(Can) Hoş geldin jale.
(Hümeyra) Pek hoş gelmemiş.
(Jale) Ajlan ne arıyorsun bu evde?
(Ajlan) Şey abla...
(Can) Artık benimle yaşayacak.
(Jale) Hayır yaşamayacak.
(Ajlan) Nedenmiş?
(Jale) Kardeşimin çocuğu olmayan biriyle evlenmesine razı olamam.
(Can ve Ajlan Hümeyra bakar.)
(Hümeyra) Ben yemeğe bakayım.
(Hümeyra koşarak çıkar.)
(Ajlan) Olsun abla ben onu seviyorum.
(Can) Bende seviyorum.
(Jale) Seni bilirim, sen bütün kadınları seversin.
(Can) Saçmalık.
(Ajlan) Abla yapma.
(Jale) Sen sus. Bu dolandırıcıyla evlenmeye kalkıyorsun, sonrada yapma diyorsun. Seni alana kadar burada kalacağım.
(Can) Kalamazsın.
(Jale) Nedenmiş?
(Can) Evde yer yok.
(Jale) bal gibi var.
(Can) Yok diyorsam yoktur.
(Jale) Evin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. Kalacak yerim hazır bile.
(Ajlan) Ama abla...
(Jale) Mademki beni dinlemeyip evleneceksiniz. O zaman, hayatımın sonuna kadar bu evde kalacağım. Sizinle.
(Can) İmkansız. Ben seni evimde istemiyorum. Beni sevmiyorsun, hatta nefret ediyorsun. Bu evde kalamazsın.
(Ajlan) Can o benim ablam. Kalmak isterse kalır. Evlenmeden böyle yaparsan.
(Ajlan ağlayarak çıkar.)
(Jale) Ajlanı sevmediğini, onu kullandığını biliyorum ve buna izin vermeyeceğim.
(Can) Kim söyledi sana bunu?
(Jale) Sekreterin.
(Jale sinirle ajlanın arkasından çıkar.)
(Can) Hümeyraaaaaaaaaaa!
(Can koşarak çıkar ve ışıklar kararır. )
BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU.
İKİNCİ BÖLÜM
(Sahne dekoru aynıdır. Işık yandığında, oturma odasında oturan candır. Gözünde gözlük, elinde gazetesi vardır. Gürültülerin ardından, oturma odasına elinde bir çanta ile rıza girer. Canı görünce üzerine çullanır. Yakasından tutar. Can hiçbir şey yapamaz.)
(Rıza) Geberteceğim ulan seni. Benden kaçacağını mı sandın?
(Can) Hııııgıhhıı.
(rıza) Ne diyon lan sen. (Canın bırakır.)
(Can) öhö, öhö büyük yanlışlık yapıyorsun.
(Rıza) Ne yanlışlığı be. Çok önce boğazlamalıydım seni. Can.
(Can) İyide ben can değilim ki.
(Rıza) Hasiktir lan kafamı buluyorsun benle. Bal gibi cansın işte.
(Can) Hayır, ben canın ikiz kardeşi cem.
(Rıza) Canın ikiz kardeşimi var?
(Cem) Evet kimseye söylemez. Adeta benden utanır. Ama ne zaman yardıma ihtiyacı olsa beni çağırır. Gene çağırdı ve geldim.
(Rıza) Şimdi sen can değil cem isen can nerede?
(Cem) Bilmiyorum bir yere kadar gitmiş olmalı.
(Rıza) Ne zaman gelsem evde yok. Ulan ben böyle şansın içine... bir dakika, madem ki her geldiğimde evde yok bende, bu evden hiç gitmem ve onu denk getiririm. Sonra allaaaah be. Burada kalıyorum.
(Cem) Kusura bakmayın ama siz kimsiniz?
(Rıza) Anlı şanlı, beş leşli, ceza evi rekortmeni, piç rıza derler bana. Alemin dayısıyım.
(Cem) Candan yani kardeşimden ne istiyorsun?
(Rıza) Benim paralarımla, senet almış. Onları istiyorum. Şimdi ben nerede kalacağım?
(Cem) Hizmetçiyi çağıralım o sizi yerleştirir. Hümeyra hanım. (Hümeyra girer)
(Hümeyra) Buyurun can bey.
(Cem) Ne canı ben cem.
(Rıza) Can dedi, yoksa sen beni kandırıyor musun?
(Cem) Hayır canım. Çok benzediğimiz için o da karıştırıyor. Değil mi Hümeyra hanım?
(Hümeyra) Ya tabi hep karıştırırım.
(Cem) Rıza bey bir süre bizimle kalacak onu yerleştirir misin?
(Hümeyra) Tabi efendim ne demek. Rıza bey beni takip edin.
(Hümeyra ve rıza çıkar. Can gözlüklerini çıkarır. Ajlan girer.)
(Ajlan) Can içeri geçen ayı kimdi?
(Can) Rıza.
(Ajlan) Hani seni öldürmek isteyen rıza.
(Can) Evet o Rıza.
(Ajlan) İyi de niye öldürmedi?
(Can) Canı arıyordu. Bulamadı.
(Ajlan) Buradan geçmedi mi?
(Can) Geçti.
(Ajlan) Seni görmedi mi?
(Can) Hayır görmedi. Daha doğrusu göremedi.
(Ajlan) Peki ki mi gördü?
(Can) Eski bir dostu.
(Hümeyra girer.)
(Hümeyra) Cem bey rıza beyi yerleştirdim.
(Can) Can diyecektin herhalde.
(Hümeyra) Evet dilim sürçtü. Can yerine cem demişim.
(Ajlan) Alış verişe gitmem lazım sevgilim.
(Hümeyra) Elbise alacak, gitti yüz milyon. Bunun arkadaşı da vardır. Gitti yüz milyon daha. Sohbet uzun olunca gitti elli milyon daha, hatırladın mı?
(Can) Aklıma güzel bir fikir geldi. Neden Hümeyra ile birlikte gitmiyorsun?
(Ajlan ) Hayır olamaz.
(Hümeyra) Neden olmasın. Alış verişe bayılırım.
(Can) Hadi birlikte gidin. İkinize de güzel şeyler almayı unutmayın. Ha, ablana da bir şeyler al. Belki aramız düzelir.
(Ajlan) Tamam aşkım.
(Hümeyra) Hadi gidelim.
(Hümeyra ve Ajlan çıkarlar. Can gözlüklerini takar. Gazete okumaya başlayacakken, jale girer, cana doğru yaklaşır. Can ayağa kalkar. Jale cana tokat atar.)
(Jale) Pis dolandırıcı. Evden gideyim diye, hemen yanımda ki odaya ayının birini taşındırttın değil mi? söylesene ne biçim bir yılansın sen?
(Cem) Kusura bakmayın ama ben sizi tanımıyorum.
(Jale) Bak hele birde tanımıyorsun. Ulan ben sana tanıtırım kendi mi.
(Jale ceme yumruk atmaya başlar.)
(Cem) Hanım efendi sakin olun biraz.
(Jale) Seni gördükçe cinlerim tepeme çıkıyor. Nasıl sakin olurum?
(Cem) Beni kardeşimle karıştırdınız. Müsaade ederseniz kemdi mi tanıtayım. Ben canın ikiz kardeşi cem.
(Jale) Öylemi. Ay kusura bakmayın. Çok kabaydım. Ama o yılanın kardeşi olduğunu bilmiyordum.
(Cem) Çok az kişi bilir. Canı pek sevmiyorsunuz galiba?
(Jale) Nefret ediyorum.
(Cem) Onun yerinde ben olsaydım, sizin gibi güzel bir hanıma, kendimi sevdirmeye çalışırdım.
(Jale) Çok incesiniz.
(Cem) Hayır bu söylediklerim iltifat değil gerçek.
(Jale) Kardeşinize hiç benzemiyorsunuz.
(Cem) Evet farklıyızdır. O işlerini üç kağıtla halleder, ben yasal yollardan. O kadınları kullanmayı tercih eder, bense aşık olmayı. O zamparadır, bense romantik. Tek yumurta ikiziyiz ama farklı iki kişiyiz.
(Jale) Farkınız anlaşılıyor.
(Cem) Sizin isminizi alamadım.
(Jale) Pardon, ben jale, Ajlanın ablası.
(Cem) Ajlan… müstakbel gelin adayı.
(Jale) Evet.
(Cem) Mutlu olmalısınız.
(Jale) Hayır değilim.
(Cem) Neden?
(Jale) Ajlanın canla evlenip kendini harcamasını istemiyorum.
(Cem) Belki can seviyordur.
(Jale) Sanmıyorum. Siz söylediniz, kadınları kullanmayı seviyor.
(Cem) Umarım öyle değildir.
(Jale) Kabalık olarak görmezseniz. Eşiniz nerede acaba?
(Cem) Maalesef evli değilim. Ama evlenmediğim için kendimi şanslı sayıyorum.
(Jale) Neden?
(Cem) Sizi tanıma şerefine nail oldum. Gözlerinize baka biliyorum, elinizi tuta biliyorum.
(Jale) Durun yapmayın.
(Cem) Gözlerinizde kimi görüyorum biliyor musunuz?
(Rıza girer gür bir sesle.)
(Rıza) Beni…
(Cem) Efendim.
(Rıza) Beni böyle küçük bir odada yatıramazsınız. Sığamıyorum kardeşim.
(Jale) İşte o demin ki ayı.
(Cem) Siz arkama geçin ben sizi korurum.
(Rıza) Bana bakın cem bey, kafamı kızdırmayın, oda dar diyorum, ha bir de yan odada çatlak bir karı var, bağırıp duruyor. Ben başka oda istiyorum.
(Cem) Rıza bey burası otel değil. Kalmayı isteyen sizsiniz.
(Jale cemin arkasında gözükmemeye çalışır. Onunla hareket eder.)
(Rıza) Anlamam. Akşam döndüğümde her şey düzelmiş olsun. Ha yemek olarak da, bol pastırmalı kuru fasulye olursa memnun olurum. Yanında birde kuru soğan. Vurdun mu soğanın kafasına çıkaracaksın cücüğü ortaya. Haksız mıyım. Hadi kalın sağlıcakla.
(Rıza çıkar)
(Jale) Bu ayı neden bu evde?
(Cem) Canın adama borcu varmış, canı bekliyor.
(Jale) Canın kime borcu yok ki. uçan kuşa bile borçlu.
(Cem) Onun yaşam tarzı biraz gariptir. Her defasında söyledim, gel güzel bir işim var birlikte yürütelim, ama nafile o hep kafasına göre çalıştı. Sonuç ortada.
(Jale) Peki sonra ne olacak?
(Cem) Sonramı orası muamma, belki bir gün kendine çeki düzen verir, yada su testisi su yolun da kırılır.
(Jale) Testi su yolunda kırılacak gibi görünüyor. Yanında ajlanı da yakacak beni korkutan o.
(Cem) Sanmam can zekidir. Ne yapar ne eder tere yağından kıl çeker gibi sıyrılır. Onun zekasına hayranımdır. Sanki dehadır. Atlattığı zorlukları bilsen bana hak verirdin. Bir keresinde hatırlıyorum, gene başı sıkışmış beni çağırdı. Peşinde mafya varmış.
(Jale) Mafyamı?
(Cem) Evet mafya. Peşindeler, öldürmek için fırsat kolluyorlar. Can sakin, ben telaşlı.
(Jale) Neden sakin?
(Cem) Zeki ya, her şeyi yoluna koymuş beyimiz.
(Jale) Nasıl?
(Cem) Babanın…
(Jale) Hangi baba?
(Cem) Mafya babasının çıplak resimlerini çekmiş, hem de kadınla uygunsuz vaziyette. Bana zarfı gösterdi ve işte bu kurtuluşum. Hakikatten de öyle oldu mafya peşini bıraktı, ayrıca para bile aldı.
(Jale) Mafyaya şantaj mı yaptı?
(Cem) O öyle demiyor. Çektiği zorlukların bedeliymiş.
(Jale) Saçma düpedüz şantaj.
(Cem) Sana katılıyorum, şantaj. Kızıyorum da, ama ne yapayım kardeşim atamam ki.
(Jale) Siz ne iş yapıyorsunuz?
(Cem) Sizinle sizli bizli konuşmak, beni rahatsız ediyor. Daha samimi bir ortam yaratsak mesela senli benli olsak nasıl olur?
(Jale) Bilmem ki doğru olur mu?
(Cem) Neden olmasın, hem seni daha yakından tanımış olurum.
(Jale) Madem çok istiyorsun kabul.
(Cem) Ben yatırım danışmanıyım.
(Jale) Nasıl bir iş bu?
(Cem) Bir nevi kılavuzluk denile bilir. Parası olan insanlara parayı nasıl kullanacaklarını, yada nasıl yatırım yapacaklarını gösteririm.
(Jale) İlginç bir iş olsa gerek.
(Cem) Evet doğru. Kendine ait olmayan milyarlarla oynamak gerçekten ilginç.
(Jale) İşinde iyi misin?
(Cem) En iyisi. Neden sordun?
(Jale) Benimde bir miktar param var ve nasıl değerlendireceğime karar veremiyorum. Bekli yardımcı olabilirsin?
(Cem) Ne kadar?
(Jale) Fazla büyük bir miktar sayılmaz. Bir trilyon kadar.
(Cem) Bir trilyon mu? Olurum tabii ne demek. Elimden gelenin en iyisini yaparım.
(Jale) Bundan kuşkum yok.
(Jalenin telefonu çalar.)
(Jale) Efendim. Hemen mi? tamam geliyorum. Kusura bakma gitmem gerek.
(Cem) Ne kusuru canım. Tekrar görüşeceğiz değil mi?
(Jale) Kesinlikle. Artık bu evde kaldığıma göre.
(Jale çıkar. Can heyecanlıdır. Gözlüğünü çıkarır.)
(Can) Bir trilyon. Aman Allah’ım güzel para, neler yapılır bu parayla.seni cadaloz seni, kim bilir nasıl biriktirdin bu parayı. Ajlanla bu yüzden evlenmeme karşı çıkıyordun demek. Paradan haberim olunca elime geçireceğimi biliyorsun, sen var ya sen az değilsin.
(Kerim koşarak oturma odasına girer.)
(Kerim) Can abi… kurtar abi beni. Yalvarıyorum kurtar.
(Can) Ne oldu lan?
(Kerim) Peşimdeler abi.
(Can) Kim?
(Kerim) Kim olacak. Senin düşmanların.
(Can) Benim düşmanlarım seni niye kovalasın?
(Kerim) Sana ulaşmak için. Öldürecekler beni abi.
(Can) Buraya geldiğini gören oldu mu?
(Kerim) Hayır abi hepsini atlattım.
(Can) Güzel o zaman. Bir süre burada kalırsın. Olur biter. Burayı hiç biri bilmiyor.
(Kerim) Piç rıza bulmuş ama.
(Can) Piç rızayı küçümseme onun kolu uzundur. Üzülme oda burada kalıyor.
(Kerim) Neee odamı burada.
(Can) Evet ajlanın ablasının kaldığı odanın yanında ki oda da.
(Kerim) Ajlanın ablası da mı burada kalıyor.
(Can) Evet. Senide onların çaprazında ki odaya yerleştiririz olur biter.
(Kerim) Piç rızanın çaprazına. Olmaz, olamaz.
(Can) Neden?
(Kerim) O herif beni hiç sevmiyor. Kesin öldürür.
(Can) Bir şey olmaz. Hadi odanı göstereyim.
(İkisi çıkarlar. Peşlerinden Hümeyra ve Ajlan girer.)
(Ajlan) Hata bende seninle alış verişe çıkılmayacağını bilmeliydim.
(Hümeyra) Dur bakalım, bütün suç senin.
(Ajlan) Nedenmiş?
(Hümeyra) Mağaza görevlisine tokat atmayacaktın.
(Ajlan) Oda eline sahip olsaydı.
(Hümeyra) Ne var canım yavaş cıcık dokunu verdi. Dostça bir dokunuştu.
(Ajlan) Dostça dokunuş mu?
(Hümeyra) Değil mi?
(Ajlan) Değil tabi sen beni ne sanıyorsun?
(Hümeyra) Ne olacak canım. Dokunsaydı, hem fiyatta indirim de yapmıştı.
(Ajlan) Kimse bana dokunamaz.
(Hümeyra) Mağazadan atarlar ama.
(Ajlan) Olsun atsınlar.
(Hümeyra) Hiçbir şey alamadık, cana ne diyeceğiz?
(Ajlan) Buluruz söyleyecek bir şey.
(Can ve kerim gelir.)
(Can) Hoş geldiniz. Alışveriş nasıldı?
(Hümeyra) Berbat.
(Can) Neden?
(Ajlan) Alacak güzel bir şey bulamadık.
(Kerim) Kadınlar hep böyle. Bir sürü mağaza var ve siz alacak bir şey bulamıyorsunuz. İlginç.
(Hümeyra) Alacak çok da, hanım efendi beğenmiyor.
(Ajlan) Beğenmeyen sensin.
(Can) Boş verin. Akşam ne yapalım?
(Jale girer.)
(Jale) Yemeğe gidelim.
(Can) Sen de mi geleceksin?
(Ajlan) Gelecek tabi ablam o benim.
(Hümeyra) Gel kız gel eğlenceli olur.
(Jale) Kardeşinde gelecek mi?
(Ajlan) Ne kardeşi?
(Jale) Canın kardeşi.
(Can) Bilmiyorum belki gelir.
(Kerim) Abi senin kardeşin mi var?
(Jale) Var olmaz mı, hem de aynısından.
(Ajlan) Nasıl?
(Jale) İkiz kardeşi.
(Can) Evet ikiz kardeşim.
(Jale) Şimdi nerede cem bey?
(Kerim) Cem kim?
(Ajlan) Canın ikiz kardeşi.
(Kerim) Canın ikiz kardeşimi var.
(Hümeyra) Kerim sen sus biraz.
(Jale) Tuhaf değil mi? kardeşi olduğunu kimse bilmiyor, neden acaba.
(Can) Hümeyra biliyor. Değil mi Hümeyra?
(Hümeyra) Şey biliyordum tabi.
(Ajlan) Neden bana söylemdin?
(Hümeyra) Her bildiği mi, sana söylemek zorunda mıyım?
(Jale) Akşamki yemeğe gelecek mi?
(Can) Bilmiyorum dedim ya. Kendisine sormam lazım.
(Ajlan) Çağır ve sor o zaman.,
(Can) Evde mi acaba?
(Hümeyra) Değil mi?
(Kerim) Ben görmedim.
(Jale) Ben gördüm, dışarı çıkmadan önce buradaydı.
(Can) Yukarı bakayım o zaman.
(Can çalışma odasından çıkar.)
(Jale) Kızlar, çok şirin bir adam.
(Hümeyra) Ben de tanıyorum.
(Ajlan) Sadece ben mi tanımıyorum bu adamı?
(Kerim) Ben de tanımıyorum.
(Hümeyra) Kerim sen hala burada mısın? Bak konuşuyoruz. Hadi bakalım çık dışarı.
(Kerim) Nereye gideyim. Beni öldürmek istiyorlar.
(Ajlan) Çık dışarı.
(Kadınlar kerimin üzerine yürürler. Kerim koşarak sahneden çıkar.)
(Jale) Ajlan bu adamdan çok hoşlandım.
(Hümeyra) Cem den mi?
(Jale) Evet, kibar, centilmen en önemlisi dürüst.
(Ajlan) Vallahi çok merak ettim bu adamı.
(Jale) Bu gün tanıştım, biraz konuştuk.
(Hümeyra) Eeeee.
(Jale) E si bu işte hoşlandım adamdan.
(Ajlan) Ben ne zaman tanışacağım.
(Hümeyra) Bence tanışma.
(Ajlan) Neden?
(Jale) İmrenirsinde ondan. Kardeşine hiç benzemiyor. Aradığım erkek. Hem evlide değil.
(Hümeyra) Evli değil miymiş.
(Jale) Değil. Galiba bendende hoşlanıyor.
(Hümeyra) Senden hoşlanıyor.
(Ajlan) Nereden biliyorsun?
(Hümeyra) Ben her şeyi bilirim.
(Jale) İşi de güzel. Yatırımcı. Benim param mı da kullanacak.
(Hümeyra) Senin paran mı var?
(Ajlan) Abla ne parası?
(Jale) Biriktirdiğim paralarım.
(Hümeyra) Ne kadar?
(Jale) Bir trilyon civarında.
(Hümeyra) ve sen parayı ceme vereceksin?
(Jale) Evet sakıncası mı var?
(Hümeyra) Yok canım neden olsun.
(Cem girer. Gözünde gözlükleri vardır.)
(Cem) Hanımlar. Nasılsınız?
(Jale) Hoş geldin cem.
(Hümeyra) Tanıştırayım bu canın kardeşi cem, buda gelin adayı Ajlan. Diğerlerini tanıyorsun zaten.
(Ajlan) Memnun oldum. Kızlar aynı can, ne kadarda benziyor.
(Cem) Bu kadar güzel bayanın arasında kendimi şanslı sayıyorum.
(Jale) Akşam yemeğe gelecek misin?
(Cem) Ne yemeği?
(Ajlan) Can söylemedi mi?
(Cem) Hayır söylemedi?
(Hümeyra) Sana bakmaya yukarı çıkmıştı.
(Jale) Karşılaşmadınız mı?
(Cem) Hayır. Ben mutfaktaydım. O yatak odasına çıkmış olmalı.
(Jale) O zaman ben teklifte bulunayım. Akşam yemek için dışarı çıkacağız. Bize katılır mısın?
(Cem) Şeref duyarım efendim. Özellikle seninle olunca daha memnun olurum. Can ne oldu acaba ben kendisine bir bakayım.
(Cem çıkar.)
(Jale) Gördünüz mü ne kadar kibar.
(Hümeyra) Ya çok kibar.
(Ajlan) Benim hakım da ne düşünüyor acaba.
(Jale) Konuştuk.
(Hümeyra) Neyi?
(Jale) Ajlanın durumunu.
(Ajlan) Ne söylüyor?
(Jale) Canla mutlu olmanızı diliyor.
(Can girer. Gözlükleri yoktur.)
(Can) Cemi görmedim. Evde yok galiba.
(Jale) Biraz önce buradaydı.
(Can) Gerçekten mi?
(Hümeyra) Mutfaktaymış.
(Can) Eee şimdi nereye gitti.
(Jale) Sana bakmaya.
(Can) Yemeği söylediniz mi?
(Ajlan) Evet.
(Can) Geliyor mu?
(Jale) Memnun olacağını söyledi.
(Can) Ben gidiyorum o zaman. Nasıl olsa sorun çözüldü.
(Ajlan) Bende seninle geliyorum sevgilim.
(Hümeyra) Şu ceme bakayım.
(Can Ajlan ve Hümeyra çıkarlar. Jale çıkmaya hazırlanırken. Rıza girer.)
(Rıza) Millet yemek hazır mı? kuru fasulyem.
(Jale) Ne fasulyesi be.
(Rıza) Bana bak karı. Sabah ki gibi bağırmayacaksın değil mi?
(Jale) Ne münasebet canım . bağırmayacağım tabii.
(Rıza) Aferin akıllı ol. şimdi yemeği mi getir bakalım.
(Jale) Ben senin hizmetçin miyim. Git kendin al.
(Rıza) Getir dediysek getir ulan. Beni kızdırma.
(Jale rızadan kaçar ve sahneyi terk eder. Rızada peşinden gidecekken. Kerim girer.)
(Kerim) Vay vay rıza abim buradaymış.
(Rıza) Sende kimsin be..
(Kerim) Kerim… abi hatırlamadın mı?
(Rıza) Benim paraları hiç eden piç sen değil misin?
(Kerim) Estağfurullah abi ne münasebet. Ben aracıyım. Biliyorsun elçiye zeval olmaz.
(Rıza) Benim kitabım da yer almaz. Elçi falan dinlemem.
(Kerim) İyice okudun mu abi kitabını. İyi bak vardır, muhakkak.
(Rıza) Yok diyorsam yoktur.
(Kerim) Kızma be abi. Oda komşusuyuz, insan yan odasında kalan adama böyle mi davranır.
(Rıza) Sende mi bu evde kalıyorsun.
(Kerim) Tabi ki abi. Ne sandın.
(Cem girer.)
(Kerim) Ha can abimde geldi.
(Rıza) Gel bakalım can efendi.
(Cem) Nasılsınız rıza bey. Kardeşimi bulamadınız mı?
(Kerim) Can abi. Kadınlar beni kovaladı.
(Cem) Gene karıştırdınız. Ben cem, can değilim.
(Kerim) Ha sen meşhur kardeşsin. Çok benziyorsunuz be.
(Rıza) Ben yemek yiyip yatacağım sabah ilk işim kardeşini boğazlamak olacak öylece söyle ona.
(Rıza çıkar.)
(Kerim) Can abim nerede?
(Cem) Bilmiyorum. Sen kimsin bu arada.
(Kerim) Ben kerim, can abinin ayak işlerini yaparım.
(Cem) Yardakçısısın yani.
(Kerim) Asla yalaka olmadım ben. Senin kardeşin söyler ben yaparım. Gerçi işleri eline ayağına dolaştırır ama hep ben toparlarım. Ben olmasam hiç iş yapamaz kardeşin.
(Cem) Onun için önemli olsan gerek.
(Kerim) Tabi ki önemliyim.
(Hümeyra girer.)
(Hümeyra) Can… cem …
(Cem) Cem.
(Hümeyra) Cem bey akşam yemeğe gidiyor muyuz.
(Cem) Hayır Hümeyra bu akşam gitmeyeceğiz. Kardeşim vaz geçti.
(Hümeyra) O zaman ben yatıyorum. İyi geceler.
(Kerim) Dur dur ben de yatıyorum. Beraber gidelim.
(Cem) İyi geceler.
(Hümeyra ve Kerim çıkar.)
(Can) Bu geceyi de böyle atlattık yarın Allah kerimdir. Ben de odama çekileyim.
(Canda çıkar. Bir süre sahne boş kalır. Ajlan üzerinde geceliklerle oturma odasına girer. Elinde telefonu vardır. Odayı aramaya başlar. Bu sırada çalışma odasından, sahneye rıza girer. Rızada çalışma odasını aramaya başlar. Ajlan koltuğun önüne geldiğinde. Oturma odası çıkışından sesler gelir. Can konuşmaktadır.koltuğun önüne yatar.)
(Can) Allah kahretsin. Gene döküldü.
(Can elinde bir tabak, tabağın içinde sandviç. Elinde de portakal suyu ile oturma odasına girer. Rıza çalışma odasında saklanmıştır. Can mutfakta bir şey unuttuğunu düşünür. Tabağı ve meyve suyunu masaya bırakır ve mutfağa gider. Hümeyra çalışma odasından geçer ve oturma odasına girer. Masa da ki sandviçi yer portakal suyunu içer. Çalışma odasından çıkar. Can oturma odasına geldiğinde tabağı ve bardağı boş görür. Onları doldurmak için mutfağa gider. Ajlan koltuğun önünden kalkar. Sessizce çalışma odasının kapısına yönelir. Kapıya sırtı dönüktür. Rıza çalışma odasında saklandığı yerden çıkar ve oturma odasına geçer. İkisinin de sırtı birbirlerine dönüktür. Ajlan çalışma odasına geçer. Rıza oturma odasına dışarıdan sesler gelir. Rıza koltuğun önüne yatar. Ajlan çalışma odasında saklanır. Can oturma odasına girer. Sonra çalışma odasına geçer. Yemeğini masanın üzerine bırakır. Rıza koltuğun önünde sehpaya çarpar. Can ses üzerine oturma odasına geçer. Odayı kolaçan ederken, jale çalışma odasına girer. Masanın üzerindeki yiyecekleri görür ve onlar yer. Tekrar çalışma odasından çıkar. Can odayı kolaçan ettikten sonra, çalışma odasına geçer. Masanın üzerindeki yiyecekleri göremez.)
(Can) Allah allaha ne oluyor canım, kim yiyor bunları. Yoksa ben yiyorum ve farkında mı değilim.
(Can tabağı ve bardağı alır. Tekrar oturma odasından sahneyi terk eder. Ajlan saklandığı yerden çıkacakken. Çalışma odasına kerim girer. Ajlan tekrar saklanır. Kerim odayı aramaya başlar. Rıza saklandığı yerden çıkmıştır. Oturma odasını aramaktadır. Kerim oturma odasına geçecekken. Sesler gelir. Rıza saklanır. Kerim acele ile oturma odasına girer ve saklanır. Can elinde tabakla gelir ve koltuğa oturur. Sandviçini yerken, kendi kendine konuşmaya başlar.)
(Can) Senetler. Bu evin içinde saklı olduğunu bilselerdi. Ne olurdu acaba. Eminim ki hepsi evi didik didik ararlardı. Ama rahatım senetlerin nerede gizli olduğunu bir tek ben biliyorum. Rahat uyuya bilirim. Piç rıza avucunu yalasın. Bir insan nasıl bu kadar salak ola bilir. Benim evimde kalıyor ve beni yakalayamıyor. Tabi benimde faktörüm var. Yarın da ondan kurtuldun mu, gerisi kolay.
(Can kalkar oturma odasını terk eder. Ajlan çalışma odasında saklandığı yerden çıkar ve odayı terk eder. Kerim saklandığı yerde uyuya kalmıştır. Rıza saklandığı yerden çıkar. Sahneyi terk edecekken sehpaya takılır ve devirir. Kaçarak çıkar. Kerim uyanmıştır. Saklandığı yerden çıkar. Hümeyra elinde tavayla içeri girer. Çalışma odasından geçer ve oturma odasına girer. Sehpayı düzeltmeye çalışan kerimin kafasına tavayla vurur. Jale, Ajlan, rıza sıra girerler. En son can gözlükleriyle oturma odasına girerler. Hümeyra’nın elinde tava kerim yerde yüz üstü yatmaktadır. )
(Hümeyra) İşte hırsız burada yatıyor.
(Jale) Hırsız mı?
(Ajlan) Hırsızın ne işi var evde?
(Cem) Emin misiniz hırsız mı?
(Rıza) Helal olsun bacı.
(Hümeyra) Polis çağıralım.
(Cem kerimi tekmeler.)
(Cem) Öldü mü acaba?
(Hümeyra) Yok canım o kadar sert vurmadım.
(Ajlan) Kesin ölmüştür katil karı.
(Jale) Bakın ayol nefes alıyor mu?
(Cem) Evet bakalım.
(Cem kerimin yanına çöker kafasına doğru eğilir. Kerim olduğunu fark eder.)
(Cem) İyi de bu hırsız değil ki.
(Hümeyra) Değil mi?
(Cem) Değil tabi. Bu kardeşimin adamı ismi neydi?
(Hümeyra) Kerim mi?
(Cem) Evet o.
(Ajlan) Kerimi niye öldürdün?
(Hümeyra) Nereden bileyim kerim olduğunu.
(Rıza) Fark etmez bacı bir pislik temizlenmiş oldu.
(Jale) Kaba herif.
(Herkes tartışarak kerim den uzaklaşır. Kerim yavaşça kendine gelir kalkmaya çalışır. Ayağa kalkar. Kafasını tutarak oturma odasından çıkar.)
(Hümeyra) Bakın ölü gitmiş. Yahu.
(Cem) En azından ölmediğini biliyoruz.
(Ajlan) Peki nereye gitti?
(Jale) Banyoya gitmiştir.
(Hümeyra) Neden banyoya gitsin?
(Rıza) Kafasını sarmak için.
(Cem) Hümeyra söyle bakalım neden kerimin kafasına vurdun?
(Hümeyra) Nereden bileyim kerim olduğunu hırsız sandım.
(Jale) Az kaldı katil olacaktın.
(Koltuğa otururlar bazısı ayaktadır. Konuşmamaktadırlar. Çalışma odasına iki tane hırsız girer.)
(Hırsız1) Sesiz ol insanları uyandıracaksın.
(Hırsız2) Tamam tamam.
(Hırsız1) Patron senetlerin bu evde olduğunu söyledi. Her yeri arayacağız ve bulacağız tamam mı?
(Hırsız2) Tamam tamam.
(Hırsız1) Sen şu masaya bak ben de dolaba.
(Hırsız2) Tamam tamam.
(Hırsız1) Sen başka bir şey bilmez misin. Boş ver burayı içerideki odaya bakalım.
(Kapıyı aralarlar oturma odasında ki insanları görünce şaşırırlar.)
(Cem) Sizde kimsiniz?
(Hırsız1) Şey. Kaçalım.
(Koşarak çalışma odasından kaçarlar. )
(Cem) Bunlar hırsız yakalayın.
(Hepsi birden peşlerinden koşarlar Hümeyra tavayı kapar. Sahneyi terk ederler. Bir süre sonra oturma odasından girerler.)
(Hümeyra) Nereye kayboldular?
(Cem) Dağılalım. Rıza bey ve jale siz benimle üst kata gelin. Hümeyra ve Ajlan siz alt katı tekrar kontrol edin.
(Çalışma odasından çıkarlar. Sahne boştur. Kerim kafasını tutarak oturma odasına girer. Ağrı kesici aramaktadır. )
(Kerim) Şu dolapta ağrı kesici olması lazım.
(Dolaptan ağrı kesiciyi alır. İçecekken yere düşürür. Almak için eğilir. Hümeyra ve Ajlan oturma odasına girer.)
(Hümeyra) Bak bir tanesi burada. Sessiz ol.
(Kerime yaklaşır. Kerim doğrulunca kafasına tava ile vururlar. Kerim yere yüz üstü düşer. Hümeyra bağırır.)
(Hümeyra) Gelin birini yakaladık.
(Ajlan) Çabuk gelin burada.
(Hümeyra) Öldü mü acaba?
(Ajlan) Yok canım ölmemiştir. Kerim ölmedi ya buda sağdır.
(Hümeyra) Ya geri kalkarsa.
(Ajlan) Birazdan gelecekler. Kalkarsa yakalarlar.
(Hümeyra) Diğerleri gelmeden kalkarsa?
(Ajlan) Kaçarız.
(Hümeyra) Kafasına bir iki defa daha vursam mı?
(Ajlan) Gerek yok baksana kımıldamıyor.
(Kerim yavaş yavaş kımıldamaya başlar. Hümeyra ve Ajlan korkarlar. Hümeyra tava ile bir iki defa daha kafasına vurur. Kerim tekrar yüz üstü düşer.)
(Hümeyra) Bu sefer kalkamaz.
(Diğerleri oturma odasına gelirler.)
(Jale) Nerede hırsız?
(Cem) Baksana yerde yatıyor.
(Rıza) Helal olsun bacı seni tuttum.
(Hümeyra) Polis çağıralım mı?
(Cem) Durun bakalım yaşıyor mu?
(Cem kerimi kontrol eder. )
(Cem) İyi de bu hırsız değil ki…
(Hümeyra) Değil mi?
(Cem) Evet. Bu kerim.
(Ajlan) Hırsızlar nerede?
(Rıza) Tabanları yağlamışlardır.
(Jale) Ne?
(Rıza) Kaçmışlardır.
(Cem) Hadi yardım edin adamı kaldıralım.
(Hümeyra) İnşallah bana kızmaz.
(Jale) Neden kızsın ki gecede iki defa kafasına vurdun. Bundan normal ne olabilir ki. kızmaz.
(Cem) Hadi herkes odasına gitsin. Sabah bakarız çaresin. Rıza bey yardım edin, kerimin kafasına pansuman yapıp yatıralım.
(Hepsi çıkarlar. Rıza ve cem kerimi çıkarırlar. Sahne boş kalır. Can girer. Elbiselidir. Elinde gazetesi ve meyve suyu vardır, oturur gazetesini okumaya başlar. Ajlan girer.)
(Ajlan) Can günaydın.
(Can) Günaydın hayatım.
(Ajlan) Akşam neredeydin?
(Can) Yatıyordum.
(Ajlan) Gürültüleri duymadın mı?
(Can) Hayır, ne oldu ki?
(Ajlan) Eve hırsız girdi.
(Can) Hırsız mı?
(Ajlan) Evet. Hırsız. Kerim yaralandı.
(Can) Hırsızlar mı yaptı?
(Ajlan) Hayır Hümeyra.
(Can) Hümeyra Kerim’i niçin yaraladı.
(Ajlan) Hırsız sandı.
(Can) Hırsızlar ?
(Ajlan) Evde kovaladık.
(Can) Yakaladınız mı?
(Ajlan) Bir tanesini tam yakalamıştık..
(Can) Eee
(Ajlan) Hümeyra kafasına vurdu.
(Can) Hırsızın mı?
(Ajlan) Hayır Kerim’in.
(Can) Hırsızı yakalamamış mıydınız?
(Ajlan) Hırsız değil Kerim’miş.
(Can) Hırsız yokmuş yani.
(Ajlan) Hayır var ama kaçırdık.
(Can) Kerim nasıl?
(Ajlan) Biraz tuhaf hissediyordur.
(Can) Sonra?
(Ajlan) Sonrası bu olan Kerim’e oldu.
(Can) Şimdi nerede?
(Ajlan) Kardeşin kafasına pansuman yaptı. Şimdi yatıyordur.
(Can) Ben bir bakayım nasıl durumu?
(Can çıkar Hümeyra ve Jale girer.)
(Hümeyra) Böyle kafasına vuruyordum.
(Jale) Alemsin kız, günaydın Ajlan.
(Ajlan) Günaydın.
(Hümeyra) Günaydın.
(Ajlan) Günaydın.
(Jale) Zor bir geceydi.
(Hümeyra) Hareket oldu biraz.
(Ajlan) Evet Kerim için çok hareketliydi.
(Rıza girer)
(Rıza) Günaydın bacılar.
(Hepsi) Günaydın.
(Rıza) Can yok mu?
(Ajlan) Biraz önce çıktı, Kerime bakacaktı.
(Rıza) Bizdeki de ne şans, bir türlü denk getiremedim.
(Can oturma odasına girecekken Rıza’yı görür. Gözlükleri takar.)
(Cem) Günaydın millet.
(Rıza) Cem.
(Cem) Evet bildiniz ben Cem.
(Rıza) Kardeşin nerede?
(Cem) Bilmiyorum.
(Rıza) Bu işte tuhaflık seziyorum.
(Ajlan) Nasıl?
(Rıza) Bakın, Can denen bu adam bu evde ve ben hiç karşılaşmadım.
(Cem) Eee, Ne demek bu?
(Rıza) Eğer siz kardeş olsaydınız, muhakkak ikinizi bir arada görürdük. Söyleyin bacılar hiç ikisini bir arada gören var mı?
(Hepsi) Hayır görmedik.
(Cem) Biz fazla bir araya gelmiyoruz.
(Rıza) Dur biraz, bence bu bir oyun. Şimdi daha iyi anlıyorum. Benden kurtulmak için düzenlediğin bir oyun. İkiz kardeş filan yok değil mi? Hadi itiraf et. Bunların hepsi oyun değil mi?
(Cem) Saçmalıyorsun.
(Rıza) O zaman sorularıma cevap ver. Neden ikinizi bir arada göremedik. Ve neden benim olmadığım zaman Can, Benim olduğum yerlerde Cem karşınıza çıkıyor.
(Cem) Hayır biz kardeşiz, bunu sana ispatlayacağım.
(Rıza) Nasıl?
(Cem) Şimdi gidip kardeşimi bulacağım ve çalışma odasına getireceğim. Kapıyı aralarım görürsünüz.
(Rıza) Harika getir görelim.
(Cem) Bir şartım var ama hemen saldırmayacaksın.
(Rıza) Neden?
(Cem) Bende sıkıldım geldiğimden beri başımın etini yiyorsun. Ayrıca Can da yaptıklarının cezasını çekmeli.
(Rıza) Sana güvenmiyorum.
(Cem) Bekle ve gör.
(Cem çıkar)
(Ajlan) Can’a ne yapacaksın?
(Rıza) Paramı alacağım.
(Hümeyra) Hiç zannetmiyorum.
(Rıza) Doğru, Çünkü Cem diye biri yok ve bu adam Can’dı. Şimdide kaçmakla meşguldür.
(Hümeyra) Bence yeniden düşünsen iyi olur.
(Rıza) Düşünecek bir şey yok her şey ortada.
(Kerim kafası bandajlı oturma odasına girer.)
(Hümeyra) Kerim nasılsın?
(Kerim) Fena sayılmaz.
(Rıza) Cem yanına geldi mi?
(Kerim) Evet, önce Can geldi, Sonra Cem geldi Can’ı sordu ve oda gitti.
(Ajlan) Gördün mü bir de inanmıyorsun.
(Rıza) Gözümle görmeyince inanamam.
(Kerim) Neye inanamazsın?
(Hümeyra) Kerim sen karışma istersen.
( Can bağırarak oturma odasına girer, kapıyı hafif aralar.)
(Can) O Rıza ayısı evde yok değil mi?
(Kapının aralık olan tarafına doğru hareket eder, Gözlüklerini takmıştır.)
(Cem) Hayır kardeşim, ama seninle konuşmamız lazım.
(Sahnenin önüne doğru hareket eder. Gözlüklerini çıkarır. Tekrar kapıya doğru yönelir.)
(Can) Ne konuşacaksın benimle? Her şey ortada, seni yardım etmen için çağırdım ama sen hiç yardım etmiyorsun.
(Sahnenin önüne doğru hareket eder. Gözlüklerini takar kapının önüne gelir.)
(Cem) Elimden geleni yapıyorum. Ama Rıza beni sıkıştırıyor. Daha ne kadar seni koruyabilirim, bilmiyorum. Adamın parasını ver ve kurtul.
(Sahnenin önüne doğru hareket eder. Gözlükleri çıkarır, kapının önüne gelir. Oturma odasındaki herkes kapının önüne yaklaşır.)
(Can) Hayır o şerefsizin parasını ödemeyeceğim. Bunu hak ediyor ve avucunu yalayacak.
(Sahnenin önüne doğru hareket eder, gözlükleri takar.)
(Cem) Ama seni öldürecek. O zaman ne yapacaksın? Bak evlenmek üzeresin. Karın ne olacak. Tabi onu umursuyorsan..
(Sahnenin önüne doğru gelir, gözlüklerini çıkarır. Kapıya yaklaşır.)
(Can) Önemsiyorum tabi. Öyle olmasaydı evlenmeyi düşünmezdim.
(Sahnenin önüne doğru gelir. Gözlüklerini takar. Kapının önüne gelir.)
(Cem) Sana inanmak isterdim. Bence o kızı kullanıyorsun. Oyunlarına alet etmek hoşuna gidiyor. Ama ben buna izin vermeyeceğim.
(Sahnenin önüne doğru gelir. Gözlüklerini çıkarır. Kapının önüne gelir.)
(Can) Demek öyle düşünüyorsun. Peki sana ne demeli. Jale denilen cadolozla yakınlaşmışsınız. Parası var diye değil mi?
(Sahnenin önünü gelir. Gözlüklerini takar. Kapının önüne gelir.)
(Cem) Gene saçmalıyorsun. Jaleden hoşlandım. Aradığım kadın. Hem biz seni konuşuyoruz. Rıza ne olacak?
(Sahnenin önüne gelir. Gözlüklerini çıkarır. Kapının önüne gelir.)
(Can) Bırak o şerefsizi. Ne sanıyor, benden parasını alacağını mı, avucunu yalasın. Şerefsiz.
(Oturma odasında bulunanlar. Hayretler içindedirler. Rıza dayanamaz.)
(Rıza) Yeter ama şerefsiz sensin.
(Rıza çalışma odasına girecekken. Can odanın kapısını kapatır. Bağırmaya başlar.)
(Cem) Can kaçma gel, rızayla hesaplaş. Kaçarak çözüm bulamazsın.
(Rıza çalışma odasına girmiştir.)
(Rıza) Nerede o?
(Cem) Sesini duyunca kaçtı. Sana söylemiştim. Sabrede bilseydin. Bunlar olmayacaktı. Şimdi bana inandın mı?
(Rıza) Evet inandım. Ne olacak?
(Cem) Sen her şeyi bana bırak. Ben halledeceğim.
(Rıza ve cem oturma odasına geçerler. Diğerleri oturma odasını dadırlar.)
(Cem) Evet millet gösteri bitti.
(Ajlan) Can nereye gitti?
(Cem) Bilmiyorum. Yakında çıkar ortaya.
(Jale) Çıkmasa da olur.
(Hümeyra) Emin olun çıkacaktır. Ben biliyorum.
(Cem) Bu konuyu fazla uzatmayalım.
(Rıza) Ben aramaya gidiyorum.
(Jale) Kimi?
(Rıza) Canı bulmam lazım.
(Rıza çıkar. Arkasından diğerleri yavaş yavaş sahneyi terk ederler. Jale sahnede kalır.bir süre bekler cem sahneye girer.)
(cem ) Jale.
(Jale) Efendim.
(Cem) Yalnız olman güzel.
(Jale) Neden?
(Cem) Seninle konuşmak istiyorum.
(Jale) İşte buradayım konuşalım.
(Cem) Düşündüm taşındım. Zor ama bu kararı verdim.
(Jale) Ne kararı?
(Cem) Burada bekle sana bir sürprizim var.
(Cem çalışma odasına geçer. Gözlüğü takılı değildir. Masanın çekmecesinden yüzük çıkarır. Oturma odasına geçecekken. Ajlan çalışma odasına girer.)
(Ajlan) Can.
(Can) Efendim hayatım.
(Ajlan) Herkes seni arıyor.
(Can) Neden?
(Ajlan) Kardeşinle olan konuşmalarını dinledik.
(Can) Hepiniz mi?
(Ajlan) Evet.
(Can) Bak sana hediyede aldım.
(Ajlan) Ne hediyesi?
(Can) İşte burada.
(Ajlan) Çok güzel can. Harika bir şey.
(Can) Sen burada otur ben şimdi geliyorum.
(Can oturma odasına geçer. Gözlüğü takar.)
(Cem) Jale sana sürprizim.
(Jale) Efendim nedir sürprizim.
(Cem) Birazdan açıklayacağım. Ama öncesinde sana söylemek istediklerim var.
(Jale) Evet.
(Cem) Ben seni seviyorum. İnanıyorum ki. anlaşa bileceğim tek kişisin. Sus hiçbir şey söyleme. Düşün sürprizimi getiriyorum burada bekle.
(Cem çalışma odasına geçer gözlüğü çıkarmıştır.)
(Can) Nasıl beğendin mi hayatım?
(Ajlan) Harika can. Bu yüzüğü çok sevdim.
(Can) Sana layık değil ama. Elinde harika durdu.
(Ajlan) Seni seviyorum can.
(Can) Bende seni. Seninle evlenecek olmam, inan beni mutlu ediyor inanıyorum ki. anlaşa bileceğim tek kişisin. Aaaa bu yüzüğün taşı neden böyle yamuk?
(Ajlan) Yamuk mu, neresinde?
(Can) Ver bakalım şu yüzüğü. Salak herifler, yüzüğü yanlış işlemişler. Bunu düzelttireyim, sen burada bekle.
(Can yüzükle birlikte oturma odasına geçer.)
(Cem) Evet jale sana aşık olduğumu inandığım günden beri, bu günü bekliyordum. Benimle evlenir misin?
(Jale) Evet cem seninle evlenmeyi kabul ediyorum.
(Cem) Buna can ve ajlanda çok sevinecekler.
(Jale) Evet hemen Ajlana söylemeliyim.
(Cem) dur biraz bu kadar aceleci olmana gerek yok. Önce onların düğünlerini bekleyelim. Sonra herkese açıklarız.
(Jale) olur. Ama nasıl saklayacağım bu güzel haberi?
(Cem) Yapmalısın. Mesela yüzüğü Ajlana gösterme sorar, anlatmak zorunda kalırsın. Tamam mı?
(Jale) Tamam.
(Cem) Bekle sana bir sürprizim daha var.
(Jale) Ama…
(Cem) Bekle.
(Cem çalışma odasına girer. Gözlüğü çıkarmıştır. )
(Can) Evet Ajlan düğün planları yapalım mı?
(Ajlan) Yüzüğe ne oldu?
(Can) Ne yüzüğü.
(Ajlan) Biraz önce bana verdiğin yüzük.
(Can) Aaa o yüzük mü? Kerimle tamire gönderdim. Tamir edecekler yada değiştirecekler.
(Ajlan) Evet evlenecek olmak harika bir şey. Hem de seninle evlenmek.
(Can) Burada bekle Ajlan. Sana bir sürprizim var.
(Ajlan) Sürprizi mi, nedir o?
(Can) Bekle göreceksin.
(Cem çalışma odasına geçer. Gözlüğünü takmıştır.)
(Cem) Jale.
(Jale) Efendim?
(Cem) Düğünümüzün ardından. Balayına Amerika’ya götüreceğim seni.
(Jale) Cem sen mükemmel bir erkeksin. Kadınların ruhundan anlıyorsun.
(Cem) Ahhhh.
(Jale) Ne oldu?
(Cem) Midem ahhh, midem. Şimdi geliyorum.
(Cem çalışma odasına geçer. Gözlüğünü çıkarır.)
(Can) Ajlan.
(Ajlan) Efendim?
(Can) Balayına Amerika’ya gidelim mi?
(Ajlan) Can sen mükemmel bir erkeksin. Kadınların ruhundan anlıyorsun.
(Can) Ajlan. Gelinliğini aldın mı?
(Ajlan) Hayır almadım.
(Can) Neden?
(Ajlan) Vakit bulamadım.
(Can) Şimdi gidelim ve gelinliğini beğenelim. Ne dersin?
(Ajlan) Harika olur. Hadi gidelim.
(Can ve Ajlan çıkacakken. Can.)
(Can) Ahhh nasıl unuttum.
(Ajlan) Ne oldu, neyi unuttun?
(Can) Önemli bir işim var.
(Ajlan) Ne işi?
(Can) Söyleyemem sürpriz. Gelinliğini beğen, birlikte alırız, ne dersin?
(Ajlan) Madem işin var. Peki öyle olsun.
(Ajlan çıkar. Can oturma odasına geçer.)
(Jale) Miden nasıl oldu?
(Cem) Midem ha iyi. Biraz daha iyi. Şimdi ne yapacağım biliyor musun?
(Jale) Hayır.
(Cem) Derhal gideceğim ve yerlerimizi ayırtacağım.
(Jale) Şimdi mi?
(Cem) Evet şimdi.
(Jale) Bende seninle geleceğim.
(Cem) Hayır. Senin burada kalmanı istiyorum.
(Cem sahneden çıkar. Bir süre sonra Ajlan, Rıza, Hümeyra, kerim sahneye girerler. Konuşmamaktadırlar. Can oturma odasının girişinden içeri bakar. Herkesin orada olduğundan emin olduktan sonra. Üzgün vaziyette sahneye girer. Elinde bir mektup vardır. Koltuğa oturur. Konuşmaz.)
(Hümeyra) Ne oldu cem?
(Cem) Çok kötü bir şey.
(Jale) Ne …
(Cem) Can şey…
(Ajlan) Can ne?
(Cem) Can…
(Rıza) Nerede can?
(Cem) Artık hiç gelmeyecek.
(Ajlan) Neden?
(Cem) Çünkü cem öldü.
(Hümeyra) Ne öldü mü?
(Cem) Evet öldü.
(Ajlan) Nasıl?
(Cem) Düşmanları onu vurdular. Son nefesinde bile sizlerden bahsediyordu ve bu mektubu verdi herkese oku dedi.
(Kerim) Ne yazıyor mektupta.
(Cem) Okuyacağım.
(Cem mektubu açar okumaya başlar.)
(Cem) Şu an bu mektup okunduğuna göre ben ölmüşüm demektir. Öncelikle, evde bulunan herkesin asıl amacını bildiğimi söylemek istiyorum. Evdeki senetleri bulmak için nasıl çalıştığınızı biliyorum. Evet Rıza yani piç rıza. Sen paralarını istedin ama alamayacaksın. O paraları masum insanlardan çaldın, bende senden çaldım. Öldüğüme göre borcumda benimle birlikte mezara girdi.
(Rıza) Olamaz senetleri istiyorum, almadan da gitmeyeceğim.
(Cem) Ve Ajlan beni çok seven evlenmek isteyen Ajlan. Ama asıl istediğini biliyorum. Senetler için beni sevdiğini söyledin, benimle evlenmeye katlın. Senetleri sende alamayacaksın. Patronlarına söyle paralar benimle birlikte mezara girdi. Şimdi odadan çık evimden defol. Cem gitmesini sağla.
(Ajlan) Hayır yalan.
(Cem) Ajlan gider misin?
(Ajlan ağlayarak sahneyi terk eder.)
(Cem) Evet sıra, bütün işlerimi yapan kerime geldi. Bunca zaman beni kandırdığını sandın. Sende senetleri istiyorsun. Sende sahtekarsın. Cem kerimi yanında tutmanı istemiyorum. Şimdi oda salonu terk etsin.
(Kerim) Vay be hizmetlerimin karşılığı bu mu olacaktı. Allah rahmet eylemesin.
(Kerim sahneyi terk eder.)
(Cem) Evet Jale hanım. Benden nefret eden jale. Beni sevmedin ama kardeşimi sevdin. İnşallah mutlu olursun. Kardeşim benden iyidir. Odayı sende terk eder misin. Kardeşim ve Hümeyra ya söylemek istediklerim var.
(Jale de sahneyi terk eder. Cem gözlüğünü çıkarır.)
(Can) Evet Hümeyra bu işi de böyle bitirdik.
(Hümeyra) Senden korkulur.
(Can) Ben…
(Hümeyra) Evet.
(Can) Bu işin kitabını yazdım.
(Hümeyra) Hangi işin?
(Can) Dolandırıcılığın.
IŞIKLAR KARARIR.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.