- 2502 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Paranoid Şizofreni'de Güz Sancısı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hoşgeldin Valerie;
Hoşgeldin Bebeğim. Nasılsın? Ben hiç iyi değilim sevgilim hemde hiç. İnsanlar Vale, onlar çok garip.
Benim de garip olmamı istiyorlar. Onlar gibi olmazsam deli sayılıyormuşum. Garipseyen, acıyan gözlerle bakıyorlar bana.
Zayıfladın diyorlar doktorlarım. Kahvaltılarımı ihmal ediyorum bazen. Sen çok kızardın buna. Ama kızma bu sefer, sensiz kahvaltılardan da nefret ediyorum.
Sonra Vale bana sürekli "neden ağlıyorsun?" diyorlar. Erkekler ağlamazmış. Neden Vale? Neden ağlamaz erkekler? Ben ağlarım. Hemde çok ağlarım. Sen gittin ben çok ağladım.
Geldin ben yine ağladım. Gidersen yine ağlarım ben. Aynıyım hâlâ anlayacağın. Hâlâ Sezen Aksu şarkılarında ağlarım. Şiir duyduğum zaman ağlarım. Ne var bunda Vale? Sen hiç garipsemezdin. Ama insanlar garipsiyorlar.
Ağlamak erkeğe yakışmaz diyorlar.
Vale; insanlar, kalplerinde bayram kalabalığına misafirperverlik ederken utanç duymuyorlar bundan. Tiksinmiyorlar. Oysa çok kötü birşey değil mi bu? Sen hep öyle derdin.
Biliyor musun Vale beni senden sonra hiç kimse sevmedi. Sevmesin. Bende hiç kimseyi sevmedim. Ah Vale neden gittin? Neden bıraktın beni yapayalnız? Neden izin verdin insanların bana kötü davranmasına?
Bazen Tanrı’ya dua ediyorum; inadı bırakıp yeni bir peygamber göndersin diye. Tanrı kızıyor bana, bağırıyor. Nedenini bilmiyorum. Sanırım artık sizi ben bile kurtaramam diyor. Gururuna yediremiyor o yüzden bağırıyor bence.
Tanrı’nın gururu var mıdır Vale? Peki ya küçük kızları? Ben bir keresinde Tanrı’nın kızlarını gördüm. Birisinin adı "Mavi"ydi. Sular kadar berrak, gökyüzü kadar mavi. Bana "anlat" demişti; bende seni anlatmıştım. Oturup ağlamıştık beraber.
Sonra babasına şikayet etmiş beni. Tanrı çok kızdı bana, çok ağladım.
Benim hiç birilerini şikayet edebileceğim bir babam olmadı biliyorsun. Ne zaman bir şikayet etme gereği duysam kelimeler boğazımda düğümlenirdi. Sevmezdim bu durumu. Boğazımı kesmeyi isterdim.
Vale bazen annemi çok suçluyorum biliyor musun? Nefret ediyorum ondan. Beni iyi yetiştirmedi diye. İnsanlar arasında yaşamamı sağlayacak kadar iyi yetiştirmedi.
Yalan söylemeyi öğretmedi bana. İkiyüzlülüğü öğretmedi. Hedeflerime ulaşabilmek için toplumun en aşağılık bireylerine dalkavukluk yapmayı öğretmedi bana. Sev derdi, hep iyilik yap. Ama sevdiğin kadar yalnız kalırsın demedi hiç. Öğretmedi.
Bu düşüncemi geçen yaz evimizin koridorunda onu bıçaklarken anlattım kendisine. Bişey demedi. Sadece gözlerime baktı. Haklısın der gibi. Hoşçakal bile demedi. Annem beni hiç sevmedi mi dersin Vale?
Annemin kanından "kan aromalı" meyve suları yaparken içeri girdi beyaz önlüklü adamlar. Sonra buraya getirildim. O günden beri buradayım. Beyazı sevmezdim zorla sevdirdiler. Hergün giyeceksin bunu dediler. Sonra arkadaş olduk beyazla. Çok sıkıyor bazen ama iyi biri.
Tanrım, Valerie seni çok aradım. Neredeydin? Bir daha beni bırakma olur mu hiç. Sonra yine gel.