- 2244 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sen, Elif Dersin Hoca !
Her karanlıktan sonra güneş doğar,her acıyı zaman iyileştirir.Bağımızı,bostanımızı talan edenlerin,bağı bostanı talan olacak haberleri yok.Acıyı,ölümü kendine yol edinenler,acının ölümün esiridirler.Akıllarını rafa kaldırmış,gönülleri kararmışlar sürüsüdür masum insanları bombalayanlar…İnsan görünümlü esrârlanmış dimağlar,esrârın etkisiyle azılı bir hayvana dönüşmüştürler…Bu güruhun et yığınları, yolunuz yol değildir bilesiniz. Dağları,taşları kan eyleyenler,şimdi bağı bostanı kan eylemektedirler...Onlar,sahte peygamberlerin afyonlanmış ordularındaki şuursuz neferler gibi gerçeği göremeden ziyan olmakta,etrafı karanlığa gömmektedirler...Cehalette, Ebu Cehil’e bile pabuç giydirenlerin, güzelim dünyanın güzelliklerini görmeyecek kadar satıldıkları aşikârdır.İşte, karanlık dünyayı aydınlatması gereken hocalar,eğiticiler,eğitenler bu sözler sizedir,nefsimedir....
Şöylesine etrafa gülen gözlerle bakınca pembeleşti tüm grilikler... Yûnus koktu birden, her yanım, Yûnus oldu birden...Dağı,taşı,börtü-böceği Yûnus’ça gördüm yine ...Öylesine berrâk,öylesine güneşliydi ki hava; denizin dibinde balıkların rengini gördüm.Gökyüzünde kuşların kalp atışlarını duydum...yunuslarda Yûnus dediler .Zaten her Yûnus, bizim için değerlidir.Lâkin bizim Yûnus başkadır dediler... Kendini bilen, ilmini bilen Yûnus...Okumayanları,anlamayanları anlayan Yûnus...Gelin hakka gidelim,bu gidiş kuru yolda toza bulanmış kuru emek olmasın diyen Yûnus...Yeter artık dünyanızı kararttığınız! diyen Yûnus.Cehle yumruğu atın, dünyayı kucaklayın diyen Yûnus’u gördüm bugün...
Dolsun gönüllere, aydınlık yarınları kucaklayan ilim şuası...Ezber yapmanın,ezbere takılmanın,anlamadan dinlemeden koyun sürüsü gibi birilerinin arkasına takılmanın,diploma almanın okuma olmadığını anlatan Yûnus. Bu sözden bilirim ki; Merkebe yüklenen kitabın, merkebin sahibine faydası yoktur...Yoksa okuduğunu,bildiğini sanırsın.Senin bildiklerini,bilmeyenler;bildiğini bilince,bilindim sanırsın.Lâkin aldanırsın...Okuduğun ,bildiğin Hâk yol üzere değilse; abesle iştigâldir. Emeğin boşadır, bilir misin?...Hey! ben diyenler,benim diyenler bilin ki; bilmiyorsunuz...!
Elif; Hira’da İkrâ,Ebubekir’de sıdk,Ömer’de adl, Ali’de ilm’dir.O yüzden, bir harfe kırk yıl köle olanları,bir elife dört kitabı sığdıranları görmedin göremezsin...Sen zahirsin,zahirdesin,zayıfsın ne yazık ki !... ilmin kapısında bekleye durursun öylece.Gelirler, geçerler,göçerler amma sen halâ kurusun...Her harf, bir ilimdir,her ilim bir elif...Elif’i bilmeyenler,demesin marûf...Dilde elif diyenler, gönülden anlamayanlardır...Bilmek gerek manâsı, manâsını bilmeyenler sözde hoca geçinenlerdir. Gönül’e girmek, gönül yolundan doğru gitmek,gönül’e doğru girmekle olur. O gönül’e eğri ağaçla gidilmez...Yozlaşmış dünyanın dörtlüğüdür yazılan;
Gelirsen der’im çık,
Gelmezsen kapım açık,
Arkandan söylediğim
Yüzüne kara balçık ...
Beyaz gömlekte,kırmızı leke hemen görülür...
Bu söz üzre ne diyor; Koca Yûnus,
İlim İlim Bilmektir,
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Yunus Emre