- 866 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“ÇATIK KAŞLI” DEVLETİN GÖLGESİ
Vakit buldukça uğradığım, en çok da gazete ve kitap okumak için birkaç saatliğine ziyarette bulunduğum Öğretmen evinde dikkatimi en çok celbeden şey her zaman TRT kanallarından birinin açık olmasına şahit olmam…
Daha çok emekli öğretmenlerin çoğunlukta olduğu öğretmen menler mekanında tv kumandası da gün boyu onların ellerinde devri daimini tamamlıyor…
Onlar da hep bir ağızdan sözleşmiş gibi ne yayımlanırsa yayımlansın TRT nin dışında hiçbir özel kanala zinhar bakmıyorlar… Gençlerden bazıları haber maç vs. programlar için kazara başka bir kanala geçtikleri zaman ilk ağız hafif tempodan homurtularla imada bulunup bekliyor, o çocukcağızın tekdirden anlamadığı vaki olduğunda ise daha sert olan ikinci tedbir planını uyguluyor yani TRT yi açması için ikaz ediyorlar…
Gazete okuma uygulamaları da bundan farklı değil hani…
Kıymetli hocalarımız önce boş gazeteler olsa da Cumhuriyet Gazetesi kimin elinde ise onun bitirmesini sabırla bekliyor ve gazete boşaldığında ise ilan reklam vefat ilanlarına kadar hepsini satır satır ve çatır çatır okuyor, sonra öteki gazetelerden birini almak için çaktırmadan etrafını uzun bir süre kolaçan ettikten sonra bir suç işliyormuş psikolojisi içinde öteki gazeteyi de hızlı tempoda ve bir çırpıda okuyup usulca yerine bırakıyor…
Arkadaşlarına da makul bir gerekçe bulmaktan geri kalmıyor mazeret hazır hani” Dostum yeni memur maaşlarıyla ilgili haber Cumhuriyette yoktu da falan, filan…”
Aslında garipsemiyorum sonra kınamıyorum da bu trajikomik ve yeni nesillere çok tuhaf gelecek geleneği…
TRT’ yi ben de severim hatta bazen ince alaylara alınacak kadar severim ilk göz ağrımız olan TRT yayımlarını, kimi zaman TRT 4’ te Türk Halk ve Türk Sanat müziğimizin bozulup yozlaşmamış çok nefis türkü ve şarkılarını zevkle dinler ve seyrederim…
Benim burada anlatmaya çalıştığım 40’lı yıllarda yaşanılan o müzmin “ÇATIK KAŞLI DEVLET” sendromu gölgesinin bugün bile halkımızın üzerinde demokles kılıcı etkisi yaratıyor olması ve inanılmaz bir korkuyla sindirilmiş halkımızın özellikle de yaşlılarımızın şimdi artık gevşetilmiş ve genişletilmiş atmosferde bile serbest hareket etmekten imtina etmesi…
Köylerimizde yaşayanlar iyi bilirler köylerine bugün bile bir jandarma mangası geldiğinde yaşlılarımız usulca köşelere ve tenhalara çekilip evlerine girmek için askerlerin dönüşlerini beklerler…
Devleti Milletle barıştırmak babında son zamanlarda kayda değer adımlar atılmış, bu hususta çok mesafeler,merhaleler kaydedilmiştir…
Zaman zaman hatta son zamanlarda sıklıkla, Malatya Valimiz Sayın H.İbrahim Daşöz’ün, halkımızın arasına karışıp Vali Konağından Makamına kadar yürüdüğünü ve halkımızın da bırakın kırklı yıllarda devlet ricalinin belki elli metre yakınına bile yaklaştırılmama ve azarlanma halini, Vali Bey’le yan yana yürüyüp sohbet havasında yol kat ettiğini görünce artık eski “Çatık kaşlı devlet” gölgesinin halkımızın üzerinde tamamen çekilmek üzere olduğuna inanmama ramak kalıyor…
Artık çok şükür halkımızın içine karışarak onlarla her şeyi paylaşan, onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamayı şiar edinen mesai saatleri mevhumunu rafa kaldırdıkları için gece geç saatlere kadar ışıkları yanan, halkımızın evlerine kondularına misafir olan onları insan yerine koyan acılarını sevinçlerini paylaşan, Devlet Büyüklerimiz var…
Bürokrasiyi azaltma yolunda da merhum Turgut Özal’la başlayıp günümüzde tam gaz devam ettirilen gayretler ve cansiperane emekler tünelin ucundaki ışığa bir hayli yaklaştığımızın habercisi…
Hadi hayırlısı…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.