- 1017 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ENDEKS
Kimseler duymasın diye gıcırtı bastırır bir öksürük nezaretinde, natürmort bir sabahın alıcı şafağına açtım kapıyı.
Daha açmadan, hışmını naralara saklamış alaca kargaları duyuyordum sanki...
Bu seslerin çırpınışı tanıdık onların da bir kayıpları var besbelli!
Tüm tabiat tüm kuşlar hayvanlar senindir bazı zamanlar hani.
İçindeki pınar genişler bu vakitlerde.
Zannedersin ki; senin için çırpınır dünya.
Hüzzam bir şarkının ağır nakaratı gibi usuldan eser zaman.
Ne soğuk alazlar içini , ne içine yatsan yakar volkan.
Namelerin savruk melodilerine saçma sözler bindirir insan bu hallerde.
Ayağına değen taşın bile bir kıymet olduğunu hissedersin hani tek ayaklı biri gördüğünde.
O gibi, yaşamın sancılı ahlarının ardındaki mutlu perçemler görünmez olur birden.
Tüm kabullerin tükendiğinde çöker hani ruh.
Mayasız ekmek gibi köpürürsün hani.
Kabardıkça aslında daha da boşalır için...
Öyle öksüz bakışlardan kolyeler yapmak yok!
B i l i y o r s u n içimi!
Ne yaparsan gidilecek bu yol!
Ve biliyorsun bu özlem yine üzerinde tepinecek!..
Sahildeki üçüncü banka teslim ettim yine kendimi.
Bu son kez diyerek belki.
Kızacaksın belki seni uyandırmadığıma.
Beş suları gibi hafiften soluğa duman attırır bir dem içimde.
Esrarını, gizemini tümüyle yüzüme vurduğun o kadar çok belli ki.
Ne berbat kokuyor yakalar arası birbirine söven ceket.
Yaz bitti diyor kısaca.
Yazarsın artık rotatif bir sürü kandırmaca.
Oysa bir daha ne vakit düşer soluğun buralara...
Tartışma benimle bu kez olur mu!
Geçen yok yere yıktık limanları biliyorsun.
Bu kez itiraz istemiyorum.
Sen de biliyorsun ki; her g ü z e l şeyin bir sonu var.
Yeldeğirmeni olacağız yine seninle.
Hiç sorgulamadan vazife!
Ne pusula gerekir bu durumda ne yön tayini.
Rüzgâr, kollarının neresine nasıl değerse işte.
Sen kollarını döndürdükçe üfeleyeceğim ben salkım saçak!
Zaten sarmaşığa salıncak kurmuş bir koruk daha ne ister ki!
İnşaallah ben dönmeden başın dönmez.
Özlem olacak elbet.
Belki o da sadece alışana dek, azıcık ütüsüz olabilir yüzümüz!
Meraklanma onu da kat edeceğiz, kat kat üstelik.
Korkmuyorum adıma, ki; bizim astarımız pek.
Eğer çok daralırsan tutma sakın içinde beni!
Kızılca kıyamet yüksün bana bol bol sana izin.
Sakın kendine başkaldırma ama, hırs ziyanın çarpım tablosudur.
Ve unutma, önce hep en olgun başaklar un olur!
Telaşlı kaldırım yayaları gibi, hani tehlike hep bakmadığın yandan vurur.
Bir daha beni gördüğünde delirmek yok.
Sanırım bunda anlaştık.
Ve tasmanı da kemirmeyeceksin bir daha söz!..
ENDEKS bu sana
ToprağınSesi