Baskıya Verildi Gidişin Nariçe
hayrettin taylan
Şimdi kelimelerin uçurumundayım, düşten de düştüm.
Şimdi üşüyorum sensiz yazılan her cümlede. Kitaplara sığmıyor meramım. Yeni harfler lazım, yeni sözcüklerle
seni yazmak için. Buram buram koksun hasretin kapağı, beni anlatsın gelişin.
-Baskıya verilmiş çok satılan bir roman olsun. Kahramanı sen, kapağı sen, içeriği ben olsun.
Benden uzağa ben olsun uzaklar. Sen’den yakına sen olsun yakınlar. Yakınlarımız yanarken uzak kalışımızın buzulunda penguen olup durma. Öyle sevimli değilsin.
-Hiç kimsede olmayan kaderine kadarlar ekleyip ilgeçlerimi harcama acının sızılarında.
-Gülüşün,yumuşak bir sılanın tellerinde. Ağıt olarak çalınıyorsun. Oysa sen en güzel şarkıydın sevdamızın.
-Serüvenci hıraman olup cenneti de yakmaya kalkışma.
-Haylaz , savlamalarım olabilir gün yüzünden. Bir filizofun duruşmasında temeller üstünde atlayabilir vebalim.
-Mutlak ile mutlak gerçeğin ereğinde erklerini de boşuna harcama. Ağlama duvarını da yıkmalısın.
-Eflatun öldü diye eflatun rengine bürünmesin algıların. Özüne yakın duraklar kurup saatli bomba olma.
-Umursamaz umurlarım var. Söz dinlemez dinlencelerim var.
Dil ile dillere kadimlerim kaynar.
-Gidişin damarlarıma ekleniyor. Dünyada kim kanasa ben akıyorum Nariçe.
-Bağımlılık yaratıyor, sevi giriftlerin. Bir tutku ezmesini yürek salatasıyla yemek için gönül sofrana oturmuş bulunmaktayım.
-Tokluğuna dirhemlerimi sunuyorum. Sevi tatlını da yiyerek
kendime geliyorum.
Bir başkalaşım senfonisindeyim. Do, re , mi.fa , sol…
Sol da kalıyorum .Solumda kanıyorum .Başka notalara varamıyor vakarım.
-Elif, be, ta, se... yine sen, yine sol yanımın yazgısı. Ben senin hafızın olmuşken hangi akışa kafiyelensem rediflerimi yakar gelemeyişin.
-Oysa şiir gibiydik, dizelerimiz ,dizlerimiz , dizilerimiz vardı.
Sevmeyi bilen bilgeydik.Sanrıları ütülemezdi demlerimiz. Gittikçe koyulaşan bir sevginin rengine kabuldük. Aşk ile dünyanın aşkına sığmazdın. Öteleri ötelerdi kalışın.
-Bir elvedanın elinde içemezdik vedaların şarabını. Sen saki değildin, ben de keş bir derviş.
-Ümmiydik bu ummanlara, umuluşa ıslanan aşkımızın. Yanıldıklarımızı yakan gelir geçenlerin sınırındaydık sanki.Mayınlar döşenmiş ve basmıştık senle aşka.
-Yanılmamış ve yanıtlanmamış gerçekler bağrımızda ağlarken sen suiistimal edilmiş
Bir hatanın hattında telef edilmezdin. Bu aşkın telefi sen, halefi, hatta halifesi benim.
-Son halifen olarak nuruna geldim, özünden ışıklar sunsun diye.
Ardı sırası sırlarındaydı. Sırası yoktu gitmenin.
Şimdi hangi s’özün mizanındasın.Hangi yönün benden ağır basıyor ayrılığa.
-Daran neden ölçüsüz. Neden sol yanım ağırken görmüyor. Sözlerim döküldü darana tane tane tartıldım narınla.
-Nar tanesi olman için nur topu bir bebek olarak doğdum aşkına bilesin Nariçe.
Şimdi ilk sözünle mutlu olmayı öğrenecek aşk ve ben.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.