FAİLİ BELLİ YAŞANTILAR
Deve tellalken ,pire berberken diye mi başlanır büyük insan masallarına . Hoş masal da değil ya ..
Bu ülkenin yolları bildiğiniz yolken , çayırları çayır , evleri ev , insanları , hayvanları hay-
van diye mi yoksa ..
Gülmeyi çok seviyorum ; gülmesini istiyorum insanların , hayvanların ,yolların ..
Bana göre yollar sayısız . Bu yüzden şaşkınım , sudan çıkmış balık , yolunu yitirmiş yolcu gibiyim ..
İçinde bulunduğum zamanı bir türlü bulamıyordum ; önümde düpedüz uzayan yollar durur-
ken çıkmaz bir sokağadaldım . Bana bu yolu öneren arkadaşıma henüz kızmıyordum . Heye
canlanacak şey kalmamışca heyecanlıydm .
Sabah yedide uyandım . Sabaha dek uyu uyan canım çıkmıştı zaten . Bir yola giderken in-
san heyecanın yanında sevinçte duymalı .. Sevincin yerine sıkıntı vardı .
Sekizi çeyrek geçe , orada bekle denilen yerde yerdeydim . Karşımda karakol, nöbetçi polis , girenler , çıkanlar .. Arkamda ptt binası , yanda telefon kulübeleri .Sabah sabah telefon konuşması yapanlar . .Nöbetçi asker gibi ptt nin kapısındaki kulübelere gidip ge-
liyordum . Arabanın geleceği yolu gözlüyordum . Gaiba beyaz bir araba gelecekti beni al-
maya . Beni hep biri elimden tutar , bir yerlere götürür . Böyle alıştırıldım . Yalnız çıkarsam kurtlar kapacak , köpekler ısıracak sanırım .
Sonunda beklediğim araba geldi . Usulca dönerek önümde durdu .. Kızlara yavaş bir sesle
merhaba , dedim .Aracı kullananın yanındaki günaydın dedi . beni her zaman gülümsemeler
kurtarır . gülümseyen kız: / neden korkuyorsun ? / Sanıyorum kurtları , köpekleri kaste-
derek .. İlkin ben de çok korkardım . Cesur olacaksın . Kendi işini kendin yapmaya alışa-
caksın .
Ona , düpedüz yolda , sırf tanımadığım birine gülümsediğim , konuştuğum için ters yöne
döndüğümü ve yolumu kaybettiğimi söylesem , benimle alay edebilirdi . Sustum . Hiç yalnız çıkmadım dedim .. On beş dakikalık gittiğimiz ana yoldan sonra sola saptık . Yollar , evler, ağaçlar , tarlalar ıslaktı .Kupkuruydum . Oysa sulu gözlünün tekiyim . . İki kız aralarında
konuşuyorlar ; ben beni götürdükleri dünyayı düşünüyordum ..
Yolda, Kalaba köyünde tarla kıyısındaki tahta direkler devrilmiş , yan yana yatmıştı yağ -
murdan .. Kalaba felç olmuş dedi kızlar .Onlarla , ben de üzüldüm ..
Yarım saatlik yoldan sonra hiç görmediğim , yeni ilçe olan Akyurt,a geldik . Yeni bir yer görmek beni her zaman heyecanlandırır . İçimde kıpırdayan kurtlara rağmen heyecanlan-
dım .
Aracı kullananın yanındaki kız iş yerinin önünde, iyi günler dileyerek indi . Bilmediğim yer-
de, bilmediğim yöne götürülüyordum . Sağ taraftaki araçları gösteren arkadaşım :
- İşte gideceğin yere buradan gideceksin ..
Sessiz oraya baktım .
Gerçek insan yüzlerini neden göremiyoruz ? Ama ben hep kendi yüzümün maskesini taka-
rım ; başkası olamayacak denli saf . ( Korkma yürü ) sesleri arkamdan itekliyor , burnumun
doğrusuna yürüyorum ..
Arkamdan biri seslendi . Eliyle havadan aşağıya yarım daire çizerek gel işareti yaptı . Ar-
dına takılarak bekçi kulübesine girdim . Niçin geldiğimi sordu . Buraya işe gireceğimi beni
çağırdıklarını söyledim . Kimi insanlar bencileyin maske taksalar da kıyısından bucağından
gösterirler kendilerini . Bu adamı biraz görür gibi oldum . Kimlik kartımı aldı . Cart renkli
iş yerinin kimliğini verdi . Yakama takmamı söyledi . Bazen söz dinlemem . Kimlik kartım elimde , yürüdüm ..
Pırıl pırıl mermer yerler , ışıltılı kocaman bir giriş . Karşıda genç bir görevli oturuyor . Ya-
nına gittim .Beklememi yukarıya çıkan biriyle çıkmamı söyledi .Yepyeni , pahalı koltuklar-
dan birine oturdum .
İçim hardaydı .. Çöplük eşen bir tavuk gibi hissediyordum kendimi .. Cırlak sesli bir kadın
şarkı söylüyor, çul çabut içindeki dilenciler oynamaya çalışıyordu . Çabut bebeğimin kolu kopmuştu . İğneye iplik geçirmeyi bilmiyordum. Ak tülbentli bebekliğim , iki kırlent arasın-
da oturuyordu . Sessizdi . Hiç ağlamayı bilmezdi . Annem ayaklarının altına sandalye koy-
muş duvardaki sabit radyoda yeni dalgalar arıyordu . Babam o zamandan kanıtlıyordu er-
kekliğini . Sövüyordu .. Annem gür sesiyle şarkı söylüyordu . Mutfağa gidiş gelişlerinde ev
sallanıyor , umursamıyor , gülümsüyorduk .. Yağmurlar yağıyor şimşekler çakıyor , küçük pencerelerdeki parıltılardan korkuyor ,annemizin eteğine sığınıyorduk . Bir lamba vardı küçük odanın ortasında ve annam kaneviçe işliyordu .. Evin altındaki samanlıktan elma , ayva getiriyor evin sallanmasını unutarak , çocuk gülüşlerle meyveleri yiyorduk . . Ve son
ra minik ellerimize kaneviçe işleri başladı .. Sayı saymayı , renkleri öğrendik . Oysa sayılar
dan nefret ederdim ..
İş yerinin merdivenleri karşımdaydı .Koşar adımlarla bir genç kız indi aşağıya . Göz ucuyla görevili bayanla bana baktı .. Yukarı çıkarken bunu da çıkar dedi görevli bayan . Kız olur
diyerek gülümsedi .
31 12 1997 -devamı var-
YORUMLAR
glenay
Çok teşekkürler . Aslındauzun bir öykü değil .
Kalan kısmı gece yazmayı düşünüyorum ..
Selam ve saygılar ..
glenay
Yorumunuza teşekkürler , selamlar ..
Gerçekten çok güzel anlatıyorsunuz. Dinlemesi-okuması çok keyifli ve tabi ki merak uyandırıyor. Bu kez her defa oldugundan daha fazla ve süratle sardı beni:) Betimlemelerin sık kullanılması benim vazgeçilmezim. 5 duyuya da hitap ediyor. Tebrik ederim yürekten ve devamını hemen beklerim:)