Fuhşiyat
A´raf :80
Lût’u da (peygamber olarak) gönderdik. Kavmine dedi ki: "Sizden önce âlemlerden hiç birinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyor sunuz?
Isra 32:
Zinaya yaklasmayin.cunku o son derece cirkin bir istir ve cok kotu yoldur.
Yusuf 24:
O hanım, ona gerçekten niyeti bozmuştu. Eğer Rabbinin burhanını görmese idi. Yusuf da ona özenip gitmişti. Aslında ondan fuhşu ve fenalığı uzak tutalım diye böyle olmuştu. Çünkü o bizim ihlasa erdirilmiş kullarımızdan biriydi.
............
Sadakallahul Aziym diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Allah ın ayetleri üzerine söz olmaz lakin yorumlarımız onların ışığında olacaktır elbette.
Fuhşiyat, aslında insanlık varolageldiğinden beri, din yolu üzerine pusu kurmuş, şeytanın en büyük hilelerinden biridir. Şirki bir yana bırakırsak, mümin bir insan için muhtemel ki, en büyük hiledir. Bunu Resulullah ın ’ Din, güzel ahlaktır.’ hadis-i şerifinden de anlayabiliriz.
Günümüzde ise, malesef fuhşiyat, imanı kemiren bir tahta kurusu misali dünyanın heryerindeki insanları kemirmekte, Allah ın razı olacağı kul olmaktan insanları, bilhassa müslümanları uzaklaştırmaktadır. Fuhşiyat derin manalı bir kelimedir. Biz en basitinden zinayı alırız ama aslında pis, abes, edep dışı her davranış ve olgu için kullanılabilecek bir kavramdır. Bugün, şeytanın bu en güçlü silahı, gerek müslüman toplumlarda, ekseri diğer toplumlarda, her iletişim kanalında kendisini göstermektedir. İkili ilişkiler, toplum ilişkileri, medya, sanal medya, yazılı eserler gibi her alanda insanlık onurunu lekelemeye devam etmektedir. Aslında fuhşiyat, nefsin insana insan olma yolunda çıkardığı ve mutmain olma yolundaki insanda, yoluna en çok çıkan, fıtratındaki cinsellik, erkek-kadın ilişkileri bulunan insanı en çok yoran bir engel, bir zaaftır. İman ile beslenerek büyümek isteyen insan için, ahlaki değerleri tepe noktaya vardırmak için, fuhşiyattan mümkün mertebe uzak durmak, kaide-i şeriattır. Bunu yaparken de en büyüğünden, zinadan başlamak ve giderek küçük olanlarını yenmek, ibadet ile yapılması zorunlu bir davranıştır. Çünkü içki gibi zinada yapılan ibadetlerin kıymetini azaltır, ibadet etme şevkini insandan alır.Bediüzzaman Said Nursi gibi yüzyılın evliyaları da bu konuda çok büyük hassasiyet buyurmuşlardır. Elbette yukarıda bahsetiğimiz gibi geçtiğimiz ve bulunduğumuz yüzyılın en büyük ruh hastalığı olması, bunun en büyük nedenlerinden biridir. Hele de fuhşiyat virüsünün bu zamanda nasıl kolayca bulaşabildiğini göz önüne alırsak. Eşcinsellik, lezbiyenlik, gaylik gibi yazarken bile kelimeleri küçük düşüren hastalıkların mübah karşılandığı bir zamanda insanlığın haysiyetinin düştüğü durumu takdirlerinize bırakıyorum. Bu andan itibaren edebimizi, ahlakımızı geliştirmek için elimizden geleni yapmalı, düştüğümüz hatalarda, tuzakalrda ise tevbe kapısına başvurmayı ibadetlerin en makbulü bilmeliyiz. Her cuma minberde duyduğumuz Nahl Suresi - nin 90. ayetindeki öğüdü iyi almalıyız. Ancak bu yolla, ruhu özgür kılabilir, mutluluğu, huzuru bulabiliriz. Son sözümüz yine Allah ın kelamı olsun.
Nahl 90:
Haberiniz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda bulunmayı
emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor.
Sadakallahul Aziym
YORUMLAR
Mağara dönemi yaşantıda insanlar sürüler halinde yaşarmış.Bu yaşantıda aile kavramı yokmuş.Çiftleşme ya da fuhuşun boyutu sınırsızmış.Özellikle esnest.Dinlerin ortaya çıkmasının ana sebeplerinden biridir fuhuş.Peygamberlerin en önemli görevide bu yaşantının sona erdirilmesi olmuştur.Günümüzde bu olaylar artıyorsa, herhalde mağara dönemi sancılarının artmasıdır.
TEŞEKKÜRLER..