Yazım İmlası Doğru Yazgımın Sözcük Gülüsün Nariçe
hayrettin taylan
-Seni öğreniyoruz aşk ve acılardan.
Virgüller koydum vavlarına. Vaveylaların ünleminde ünlenen ayrılık acısının alt noktası oldum.
Sorsaydın ,ya da sorabilseydin bilirdin imlerimin yükünü.Soru işaretinin altında nokta kadar kalmış kaderim. Sora sora bir nokta sen’e ulaşmanın üç ve uç noktalarındayım.
-Bilmeye öğrenseydin bu aşk parantezi arasında öğrenemediklerini. Neden nokta kadar sevda için bütün virgüllerini acılar, ayrılıklar, gitmeler, nefretler, ahlar, damlalar arasında kullandın.
-Oysa yükleminden uzaklaşmış sonsuz aşkın öznesiydim.Öznenden önce kullanıp başka güzel yüklemlere vurgulanan öğe yapmasaydın.
-Şimdi sıralı noktalarını salına salına sunan Suna’ların cümlesi içinde sözde bir özneyim.
-Sen yoksan hayat yeniden aşk cümlesi kurar elbet.Elbet özne olmak zorunda kalacağım. Gerçek özne olup nazlı virgülünle yüklemini tamamlamak vardı.
-P’ara’ntez açtım bütün her şeyi alabilecek şekilde. Arasöz olup çıkmak istedin ömrümün cümlesinden.
Virgüllerimi bir bir yok etmek istiyorsun anlaşılan. Oysa sen bütün güzelleri bana tümleyen sıfattın.
-Bir güzel olarak ismimi niteliyordun.Nitel sevgilerin ruhuma kadar siniyorum.
-Henüz hazır değildim senden gitmeye. Seni hep isminden önce gülen niteleme sıfatı saydım.Sonra can kırıklarını serince önce adlaşmış sıfat oldun. Buna da razıydım. Adlaşmıştın. Bir ada , gitmelere yakındın. Direndim elimde belirtme sıfatlarımla.
-Şu güzelin bağrı neden delik şair diyerek kısa cümleler pişirdim sıcak aşkın kitabi tavasında.
-Sonra bende gidişin adılı oldun. Bütün büyük aşkların yerine geçen içimdeki adıl oldun.
-Bütün güzellerin yerini tutan şahıs zamiri olup sustun yalnızlıklarımda.
-Kendim olmak için dönüşlülük zamirine sığındım. Önce kendin ol, önce kendine dön, önce kendini sev dedin.
-Ben en çok dönüşüne hazırdım.En çok da dönüşüne çalıştım dönüşlü zamirler sensizliğin yerini tutamazken.
-Sonra acılarımıza ekler ekledin. Karıştın harflere. Arınmak istedim bütün harflerinde. Olmadı. Aşkla başlardı adın. Daha ilk harfte yakılırdı yüreğimin alfabesi.
-Sözcüklerin misafir odası gibi duruyor beynimde. Hayalime gelince kullanıyorum. Bazen bilinçaltı zehirlenmesinin son ve sol aynası gecelerde rüyamda kullanıyorum misafirlik seni.
-Belirtiyor seni kader eylemlerimden önce. Zaman zarfı gibi
Zamansızlığıma ayna oluyorsun. Her yüreği yaralı yüklemimi zaman bakımdan kısıtlıyorsun.
-Dem işte bu demdi. Şimdi hangi ayrılık acısının yer yönü zarfısın.
İçeri giden dışarıya anlatılmayan sızılardı. Sol yapıp sol yanımda ünlemlerini biriktirme.
-Gerçek ünlemlerin hepsinde ağladım. Sıralı cümleler kurdum senle başka güzeller arasında noktalı virgül gibi farkındalığımızı bağladı aşk ve hayat.
-Sonra seni tırnak içine aldım bütün güzel cümlelerde. Leyla ,Şirin, Arzu, Şirin, Aslı, Juliyet, Zin ‘din ve hep tırnak içerisindeydi zorla sevdamızın.
-Tırnaklarını yemeyi bırak bu ayaza çalan ayrılıklarda.
Vuslatın serçe yuvası gibi ilkbaharıma gel. Üç noktalarımı yüreğimin sonuna bırakıp aşkımızın sonsuzluğunu, devamını, benzeri için olduğunu anlatayım imlası doğru sevdamıza.
ÖMRÜM kalsın yazım ve imlalarında. Tanelerini saysın sıralı noktalar. O kadar özelsin ki özel bir isme sığmağından senden sonra gelen acının ekleri kesme işaretiyle ayrılmasın.
Hatta sen hep yapım ekisin sürekli senden aşka, acılara, ayrılığa, imkanszılığa ve de bir günlere eklenip yeni anlamlar, yeni umutlar katıyorsun.
-Sen benim yapımın eklerine uygunsun. Senden türüyor bütün sevdalar. Kökü yüreğimde olan bütün sözcüklerin yeni anlamaları, hatta tanımı yapılamayan yalnız bizim bildiğimiz sözcüklerin sevi ekisin. Seni ektim sözcüklere. İmlası ,imalat hatası olmayan narımsın Nariçe. Tane tane sözcük türlerimdesin.
-Seni severek öğreniyorum, bir nokta seni yaşamak için bütün noktalama işaretlerimi işvelerine, bir gün gelişlerine kullandım bilesin Nariçe.
-Sonsuz ile onsuz arasında kaldı üç noktalar…
Sensiz ile aşk arasında kaldı uç noktalar. Bir umudun bütün işareti gibi kaldın anlamlarımda,sözcüklerimde, aşk öbeklerimde.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.