- 960 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
HYPATİA
" Tanrı iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise, kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah’ı kullanırlar."
- Giordano BRUNO-
O , tarihin gördüğü en etkileyici ve ilgi çekici kadınlardan biriydi. Hem belinden aşağıya kadar uzanan saçlarıyla göz kamaştıracak, nefes kesecek kadar güzel, hem de adını matematikçi, filozof ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki bir kadın. Ve ne trajiktir ki ölümüyle bile unutulmayacak bir kadın. Üzerine çullanan onlarca erkeğin darbeleriyle son nefesini veren, cesedi sokaklarda sürüklenip, eti kemiklerinden midye kabukları yardımıyla ayrılan ama ne olursa olsun tarihin unutulmazları arasına giren bir kadın.
İskenderiyeli Hypatia.
Bu unutulmaz kadının yaşamı Agora adlı filmine konu olmuştur.
Yukarıda ki fotoğraf, bu başarılı kadının, bundan 1600 yıl önce, zamanın üniversitesinde öğrencilerine ders anlattığı bir sahneyi canlandırmaktadır.
Kesin olarak doğum tarihi bilinmese de, 370-415 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir.
Hypatia’nın doğduğu ve olgunluğa ulaştığı yıllarda politik ortam karışık, halk arasında yaygın olan din duyguları çeşitlidir. Eski çok tanrılı inanış bitmemiş, yeni yayılmaya başlayan Hıristiyanlık ile Musevilik arasındaki çekişme ve çatışmalar devam etmektedir. Halkı yöneten kişiler, hâkimiyetlerini devam ettirebilmek için dini duyguları kullanmakta, Hıristiyan kilisesi papazları ise dini, yaşama hâkim kılmak için halka baskı yapmaktadır.
Böyle bir ortamda Hypatia, zamanın şartlarına göre iyi yetişmiş, politik ilişkileri olan ama asıl Bilim İnsanı olarak öne çıkan bir kişiliktir. Üniversitede verdiği derslerle gençleri aydınlatıyor ve devrinin politikacılarının yönetim biçimlerine ve fikirlerine karşı çıkıyordu. Elbette böyle davranan kişiler, yöneticilerin işine gelmemekte idi.
Zamanın kilise papazının gayretleriyle, Hypatianın din dışı şeylerle uğraştığı, yaptıklarının ve anlattıklarının bir kara büyü olduğu halk arasında yayılmış ve papazın kandırarak kışkırttığı kişiler tarafından, günlük gezintiden dönen Hypatia bindiği arabadan kaçırılarak kiliseye götürülmüş, orada derisi yüzülerek feci şekilde öldürülmüş ve sonra cesedi parçalanılarak İskenderiye sokaklarında dolaştırılmıştır.
Böylece; halk bir kara büyücüden kurtulmuştur(!)
Ama asıl, yöneticiler şiddetli bir muhalifinden, kilise papazları ise tarihteki ilk kadın Bilim insanından kurtulmuşlardır.
Bu olayın ardından halkın üzerindeki dini baskılar daha da artmış ve tarihte karanlık bir dönemi ifade eden ortaçağ’a girilmiş, yönetim ve halk üzerinde kilise hakimiyeti başlamıştır.
Bilindiği gibi ortaçağ insanlığın en karanlık dönemlerindendir. Hypatia’nın katliyle başlayan bilim insanlarına karşı başlatılan saldırılar bu dönemde tüm hızıyla devam etmiştir.
Aslında halkı, bilimin ışığıyla aydınlatma gayretinde olan Bilim İnsanlarına saldırılar tarih boyunca hiç bitmemiştir. Çünkü halkın bilgi sahibi olması ve aydınlanması, dini, otoritelerinin bir aracı olarak kullanan ve halkı köle olarak çalıştıran yöneticilerin işine hiç gelmemiştir.
Bilim insanlarına ve Özellikle Bilim Kadınlarına yapılan bu baskılar günümüzde de devam etmektedir. Bunun en yakın örneği, rahmetli Prof Dr. Türkan SAYLAN’a yapılanlardır. Zaten hasta olan SAYLAN’a kurduğu, yaşattığı ve çocuğu gibi saydığı ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği)’ ye terör çetesi muamelesi yapılması,ve şahsına yapılan baskılar sonucunda ölümü hızlandırılmıştır.
Bu gün Ülkede, çıkarılan kanun hükmünde kararname ile ,Milli Eğitim Bakanlığın yeni eğitim politikasında, Anayasanın mevcut hükümlerinden olan, Atatürk ilke ve inkılâplarına atıfta bulunan tüm cümleler kaldırılmıştır.
Böylece, Türk insanının aydınlanmasına sebep olan ve bağnaz yobazlarla mücadele eden Atatürk devrim ve ilkeleri teker teker silinmeye çalışılmaktadır.
Böylesine karanlık günlerin yaşandığı bir ortamda ÇYDD’nin himayesinde çağdaş fikirlerle beslenmiş olan genç insanlardan 827’si 2011-2012 yılında yurdun dört bir yanındaki üniversitelere girme başarısını göstermişlerdir.
Bu başarı ve aydınlanma gayretleri ise Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlarının işine gelmemektedir.
Tıpkı Hypatia’nın öldürülmesinde olduğu gibi
Umulur ki; 2011-2012 Eğitim ve Öğreti Yılının başladığı bu günde, Akla, Bilime, Bilim İnsanına gereken önem verilir. Çağdaş fikirlerle donatılmış insanların yetiştirilmesi esas alınır.
Bekir GÜÇLÜER
YORUMLAR
emek ile yoğrulmuş....içeriğiyle ders alınması gereken muhteşem bir yazı saygılar komutanım...
bekir güçlüer
Bizden söylemesi, ders alırlar va da almazlar, bilemem.
bekir güçlüer
Çok güzel bir çalışma olmuş. Benim gibib mitoloji ve tarih meraklıları içinde birebir. Tebrikler.
bekir güçlüer
Teşekkür eder, saygılarımı sunarım.