2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
719
Okunma
Televizyonu hiç sevmem desem yalan olmaz.
Sadece haberler veya güncel tartışmalar ilgimi çeker.Hele hele bitmeyen pehlivan tefrikasına dönen "diziler "ile "evlilik programları" benden uzak olsunlar yeter!
Fakat nasıl olduysa epey zaman önce,tv’de şöyle bir cümle geçmişti de duymuştum:
"Hoca camide olur,burası okul!"
Acaba öyle midir diye düşündüm.
Hoca sadece "camide" olan mıdır,hayatın içinde başkaca "hoca" sözü olamaz mı?
Peki o zaman "Fatih Hoca" ya da "Erman Hocam" neyin nesi ki?
Ya da insanlar bana "Sabri Hocam" diye hitap ederler,bu benim de hoşuma gider!
Demek ki dizideki söz ile hayat arasında sağlıklı bir bağ olmadığı kesin...
Günümüzde kullandığımız "öğretmen" sözünün eski adı "muallim" olup,Arapça bir sözcüktür.
Hoca ise Farsçadır.
Kaldı ki Farsçada,"hoca" kelimesinin en az yedi anlamı vardır:
1-Efendi,ağa,sahip.
2-Öğreten,öğretmen.
3-Sarıklı adam,hoca.
4-Tüccar.
5-Ev sahibi.
6-Gemi yazıcısı.
7-Aile başı.
..............
Bu konuya zihnimi yoğunlaştırınca,aklıma "Sakallı Celal" geldi.
Hani eğitim tarihinin "yalınız" adamı ve 1925’lerde Ankara’da lise müdürlüğü yapan ve soyadı kanunu çıkınca da "öfkesinden" YALINIZ soyadını alan adamın bir sözü geldi:
-Bu kadar cehalet, ancak tahsille mümkündür!