EYVALLAH
Bu yazımı çay(maalesef kaçak çay değil içtiğim) eşliğinde kaleme alıyorum. Gerçi kaleme almıyorum. Klavye ile tuşlara basarak kelimeleri(mi) sıralıyorum. Sıralamak ne kelime, bir sağlam duvar ustası gibi onları yan yana yatırıyorum...
Sözcük seçimi yapmıyorum. Hangi sözcük el kaldırırsa onu işliyorum cümlelerime(el kaldırmayanlara da kızmıyorum). Tümcelerime yüklenmiyorum. Paragraflarımı özgür bırakıyorum. Karışmıyorum beynimin kıvrımlarına...
Çayımdan yudum ala ala ilerlemek istiyorum duygu ve düşüncelerde. Bazen his ve fikirleri aynı görürüm. Çok zaman kendimi sabit bulduğum gibi...
Çanakkale’deyim. İşteyim. 24 saat çalışıyorum. 48 saat dinleniyorum. Bugü sabah 8’ten beri iş yerimin havasını soluyorum. Solumakla kalmayıp bazen kitap okuyorum, bazen internete takılıyorum, bazen de susuyorum. Bazen de ne yaptığım sadece Allah biliyor...
Şimdi bu noktada içinizden biri bana: ’’iş başında bile edebiyatla uğraşıyor’’ diyenler çıkabilir. Çıkanları yadırgamayacağım. Kim ne dese, dediğinde az buz haklıdır. bu hak ona doğuştan saklı olarak kendisine armağan edilmiştir...
Ön yargılı değilim. Bir türlü başaramıyorum sanırım. Hoşgörülü yanımı genişletme derdindeyim. Kucaklayıcı tarafımı koruma duasındayım...
İnsan olduğumu unutmuyorum her şeyden önce. Dünya’dan beklentilerimin geçici bir heves olduğunun farkındayım. O yüzden fazla kulaç atmıyorum girdiğim denize. O nedenle her gördüğüm dağa büyülenmiyorum. O sebeple herkesi aynı kipte değerlendirmiyorum. Her şeye bir anlam vermek gerektiğini düşünüyorum. Ve hak ve adalet etrafında çemberimi çiziyorum...
Düşünmek herkese nasip olsun taraftarıyım. Edebiyatla içli dışlı olmak da bir kısmet işidir. Kim ne yaparsa saygı duyarım hareketine. Kim hangi uçurumdan kendini atlarsa alkışlarım. Kim hangi duruma düşerse, kendisi buna sebep olmuş olabiliri aklıma getiririm önce...
Bu naçizane satırları bir iç dökme olarak da kabul edebilirsiniz. Ve tek bir satırını bile beğenmezseniz hiç gocunmam, hiç darılmam gözünüzden...
Mümkündür çok kötü yazıyorumdur. Mümkündür hep aynı virgülü kullanıyorumdur. Mümkündür hüznü imgelerime az çağırıyorumdur. Mümkündür şiirlerime hep mutluluğu davet ediyorumdur. Mümkündür hiçbir ormanının hiçbir sapına hiçbir balta olmuyorumdur hiçbir vakit...
Selam verdiğiniz için EYVALLAH...
..................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
13 Eylül 2011,,,21.44
Çanakkale
YORUMLAR
Sevgili Memed,
Her şeyden evvel insan olabilmeyi başarmak makbuldür ki sen öylesin en azından olmak için çabalıyorsun.
Şair olmak için çabalıyorsun vazgeçmiyorsun, hani Hz. İbrahim'in ateşini söndürmek için çabalayan karınca gibi safın belli.
çalışanı Allah da severmiş elbette Allah'ın sevdiğini biz de severiz.
pek çok insanın keşfedemediğini sen çok genç yaşta bulmuşsun içine dönüp barışı yakalamak.
Sen böyle çok kıymetlisin.hep böyle kal.
Bir yudum da kaçak olamayandan benim için de iç.
Eyvallah oğul eyvallah
selam ile