- 844 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hükmen Mağlup
Yine boş hayaller için tepinip durdum. Yine karşıma aldım, karşıma alınmayacak bütün karanlıkları.
Elimde bazılarının yetenek deyip sahip olmadığı bir kibrit alevinden başka bir şey yoktu. Bir kibrit aleviyle
Karanlıkları yenebilirim sandım yine. Isıtabilirim diye düşündüm, umutsuzluktan dona kalmış, biçareliğin elinde
tirtirtireyen geleceğimi. Aldandım...
Hep denir ya yaşam parmakları arasındadır insanın diye, koca bir yalan bu... Asılsız, istisnai gerçeklere dayanan...
Parmaklar yetmiyor hiç bir zaman, beyin bile yetmiyor düşünceler, fikirler eksik kalıyor... Olmadı en güçlü ve kaybı
en büyük silahınızı deniyorsunuz, yani yüreğinizi o bile müsvette kağıtları gibi ezilip atıla biliyör çöpe.... Oysa
O yürek asla silinemeyecek başarılarla, yepyeni fikirlerle ve hep paylaşılacak bir şeylerle dolu... doluydu...
Herşey zor gibi gelir başta. çocuksu bir heyecanın sırtına binip delice aşmaya çalışırsın engelleri... Yüz çevrilsin,
Adın geçer kıskanç dudaklarda, beğenilmezsin, hor görür seni, hoş görüden nasipsizler... Sayfalara akarsın yudum yudum,
Nakış nakış işlersin kağıda azmini... "Bu sefer" lerle gelir başlar cümleler, "kesin yani muhakkak, yani olmaması imkansız
gibi bir şey" lerle biter cümleler. Ki o cümlelerdir hüzünlü mağlubiyetlere merhem olmaya çalışan tesellilere, gebe kalmış...
Kadere lafımız olmaz, yokuşuda bize inişide... Peki ya neden sapa sağlam ayakların varken, koltuk değneklerine apansız
Ümitlerle sarılmak...
Daldan dala konuyoruz, konduruluyoruz bir şekilde. Kimi zaman yokluğun zalim inadı, kimi zaman ipe sapa gelmez pişmanlıkların
emrinde... Her dalda bir kırılma sancısı, bir düşermiyim acaba korkusu. Ve hesap vermeler değiştirdiğin her daldan diğerine
geçerken. Filmin sonu hep hüzün olunca gülünecek bir tarafı kalmıyor oynanan rolün. Tüm replikler aynı mananın farklı yüzlerini
Takınmış, ayrı insanlarda aynı karekter oyunculuğu sergileniyor. Bir figuranın çığlığı ancak kendini sağır edebilir. Senaryolar
bundan başka bir şey yazmaz alsında. Olamayacağın onca şey arasında olacakların kiyafetsiz cümlelerle boşlukları doldurmaktan
İbarettir...
Kız gözlerinde yitikliği unutmak istedim belkide. Cinsel temalarla dokunabilirdin hayvan yanıma, şehvete bulanmış engin sularında
boğulup, hakkım olan tüm kaybettiklerimi unutabilmek isterdim... Sana dokunabilmek isterdim, başarmak gibi bir safsatayla kandırıp
bedenimi, zihinsel doyumların en ilkel tadında, tüm gerçekliklere perde çekip, bulutların üstünden atmak isterdim yalnızlığımı...
Orada tüm mağlubiyetime inat, ödülüm olmak istiyordun biliyorum. Keder yerine sevebilmek rüyası... Oysa kilitsiz kapılarda, bir
Mahkumum ben, kendi elleriyle kendini kör eden. Ama kör gözlerim bile biliyordu güzelliğinin ne kadar paylaşılabilir olduğunu.
Pişmanlıklar defterimde, kaybettiklerime ekliyorum senide, kazanabilmek hissini yaşamadan. Yinede teşekkür ederim, samimiyetindeki
tüm heyecana ve akıl almaz davetkârlığına.
Kalemlerin, sayfaların, sandalyenin hatta o beyaz masanın olmadığı bir resimde, paniğe yer kalmıyor artık... Saatler alabildiğine
umarsız, elde kalan tek şey isteksizlik. Fırtına sonrası bir sefillik, tek kişilik bir karamizah oyunundan ibaret yaptığım...
Yaşlanıyorum sanki çocuklar, siz beni geciyorsunuz sürekli, ben lerden oluşan bir küçük güruh var, çalışan, dertli, çocuklu ve
evli. Yerimi hazır ediyorlar sessizce ve istiyerek gidiyorum artık yoruldum, dayanaksız hayallerin peşinde koşmaktan...
Yaralı bir atım, soluk almadan yükümü sonsuzluğa taşımaktan yoruldum...
Yoruldum. Yediğim kırbaçtan, kanımı emen sinekten, tepe taklak ve sürekli hiçliğe sürülmekten...
lacivert
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.